Uluç bileklerini kesmeye hazır
Abone olUluç açtı ağzını yumdu gözünü. Arkdaşı Engin Ardıç'ın sözü polemik üstadı Sabah yazarını çılgına çevirdi.
Hıncal Uluç'tan Engin Ardıç'a yaylım ateşi. "Elini
süremediği kızlara elini sürdüğü" iması yazarın çok ağrına gitmiş.
"Bir tane örnek versin bileklerimi kesmeye hazırım"
diyor.
Yakın dönemde kanlı bıçaklı olduğu Ayşe Arman ile
yeniden barışan ikili, samimi pozlar eşliğinde röportaj yaptı.
Boyun fıtığından ameliyat olan ve zor günler geçiren Uluç, tüm
sıkıntılara rağmen formundan bir şey kaybetmemeşe benziyor. Arman
sordu, mağrur ve egosundan taviz vermeyen Uluç
cevapladı.
Başka bir gazeteye geçecek mi?
Okuyan varsa niye bırakıyorsun ki? Sen 18 sene bana muhteşem
karılık yapmışsan, daha güzel bir karı geldi diye ben seni bırakır
mıyım? Ona bakarım ama seni bırakmam. Bak Ayşeciğim şimdi ismini
vermediğim pek çok gazeteci Türkiye'ed sırf bu yer değiştirmeler
yüzünden olmaları gereken yerde değiller. ziyan olup gittiler. Taş
yerinde ağırdır.
Emre Aköz için neden sürekli "onu ben yazar yaptım"
diyor?
Bana öyle yazılar yazana müstehak! Olaki Sabah'ı ilk defa okuyanlar
vardır. Bilmiyorlardır bilsinler. Hıncal'a dangalak diyen Hıncal'a
aşağılık diyen kimmiş öğrensinler. Allah'ın her günü beni Ergenekon
savcısına ihbar eden yazılar yazıyor. Bende, benim sayemde yazar
olduğunu her seferinde kafasına kakacağım, ayıp mayıp değil.
Engin Ardıç'a neden kızdı?
En ağrıma gidende, "Elini süremediği kızlara elini sürdüğünü" ima
etti. Bir tane örnek versin, varsa böyle bir örnek, bileklerimi
keserim. Bir de arkadaşın yapıyor bunları sana. "Elini süremediği
kızlara elini sürdüğünü ima eden adam" ne demek? Benim için Engin
bitmiştir. Benim için iktidarsız dediler, beceriksiz dediler.
Aseksüel dediler, o güzel kızlarla gezmesinin sebebi kamuflaj,
aslında erkeklerle yaşıyor dediler, hiç umrumda olmadı. Ama bunca
yıllık arkadaşımın bile bile yalan yazması işi bitirdi.
Sabah'ta onu en çok mutlu eden şey ne?
Sabah'taki en sevdiğim şey, baan koca bir sayfa veriyorlar. Ben
biliyorum ki bana hiç bir gazete bunu vermez. Verecek olsalar
şimdiye kadar verirlerdi. Daha bugüne kadar benie davet edip, "Şu
sayfann tamamı senin olacak" diyen olmadı, oysa benim için önemli
olan bu.
Meydan okumayı ve laf yetiştirmeyi neden seviyor?
Ben bir savaşçıyım. Savaşçılığımi yitirdiğiml anda ben biterim. Meydan okumak beni ayakta tutan, yaşatan şey. Ben meydan okuyarak yaşadığımı hissediyorum. "Demek ki hala gencim, demek ki hala bende iş var" diyorum. Aslında yazar olarak savaşçılıktan hoşlanmıyorum ama meydanın boş oldğunu görüyorum. Terazini bu tarafından 500 kişi var, diğer tarafında kimse yok. Bu dengesizliğe bir dur demek gerekiyor. Ben öfkeli biri değilim, yazılarımı ıslık çalarak yazıyorum ama mecburen bazen sesimi yükseltiyorum.