Ülsever, Serdar Turgut'a yüklendi
Abone olÜlsever, Turgut'un yazısı için 'Bu yazı ile Serdar Turgut yeni kazanmaya çalıştığı kimliği uğruna haddini aşıyor' diye yazdı.
ATO'nun düzenlediği Kıbrıs toplantına katılan liderleri dinazor
olarak nitelendiren Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever, Serdar
Turgut'un da yazdığı bir yazıyı eleştiriyor.
İşte Cüneyt Ülsever'in yazısı:
Ankara adamı bozuyor!
Kıbrıs meselesi öyle kolay bitmeyecek. Sığındığı devletin gölgesini
kendi gölgesi sanan statüko pekálá biliyor ki savunacağı son kale
Kıbrıs'tır. Orayı da kaybederse tutunacağı başka bir dal
kalmayacak.
Ancak cumartesi günü belirttiğim gibi; önceki perşembe ATO'da
ortaya çıkan ve içine Rauf Denktaş, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit
ve Necmettin Erbakan'ın taşeronu Reaci Kutan'ın aynı anda sığdığı
resim, statükonun artık ne kadar dinozorlaştığına dair bir
belgedir.
* * *
Galiba statüko, dinozorlar dışında bir de sonradan devşirdiği
yazarlardan beyhude medet umuyor.
Akşam'da Serdar Turgut; gazetesini New York'ta temsil etmekten
vazgeçip Ankara'da temsil etmeye soyununca koskoca payitaht onu da
bozdu.
Serdar Turgut önce KKTC'de ev sahibi olan gazetecileri sorguladı.
İyi de yaptı. Ancak meseleye ters yaklaştı. Zannettiği gibi KKTC'de
mülk sahibi ve pasaport sahibi olan gazeteci, emekli elçi ve
komutanlar vb. Annan Planı yandaşı değil, düşmanı idiler.
Birileri onu işletmişti.
* * *
Ancak bir yazısı var ki, yanılma kelimesi az kalıyor. Bu yazı ile
Serdar Turgut yeni kazanmaya çalıştığı kimliği uğruna haddini
aşıyor.
04.03.2004 tarihinde Akşam'da yayınladığı ‘‘Aydınların boş zaman
hobileri nedir?’’ başlıklı yazıda bir yerlere yaranmak uğruna
donanımına hiç yakışmayan ‘‘vatan hainliği’’ küfrüyatına
başvuruyor.
Özetle diyor ki:
‘‘... Türk aydınının boş zaman hobisi Türkiye düşmanlığıdır. Bu son
derece çarpıcı, tuhaf ve temelde tiksindirici durumun nasıl
olabildiği, bu hastalıklı tavrın nasıl ortaya çıktığı ciddi bir
şekilde araştırılmalıdır...
Çünkü görünen o ki, bu yüzyıla damgasını vuracak önemli projelerin
başında Türkiye üzerinde oynanması planlanan oyun gelmektedir. Oyun
yok mu diyorsunuz? Herhalde o zaman siz Kıbrıs görüşmelerinde neler
olduğunun farkında değilsiniz. Dünya tarihinde ilk kez böylesine
tiksindirici bir müzakere oluyor.’’
* * *
İyi de aynı Serdar Turgut; çok değil 15 ay önce, 31.12.2002
tarihli ‘‘Serdaramus-7’’ başlıklı yazısında da Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'a hakaret ediyor:
‘‘Kuzey Kıbrıs nüfusunun yüzde 80'i güneye, geri kalan yüzde 20'si
de maalesef Türkiye'ye geri dönecek. Koruyacak insan kalmayınca,
ordu da askerlerini geri çekecek. Sonunda adanın kuzey tarafında
canlı olarak sadece Rauf Denktaş ve Kıbrıs eşekleri kalacak.
Denktaş bu kez de eşekler konusunda uluslararası kriz çıkaracak ve
oradaki eşeklerin bu kadar cılız olmalarının Rum acımasızlığından
kaynaklandığını öne sürerek uluslararası hayvan hakları
savunucularını mobilize edecek. Her gittikleri yerde mesele çıkaran
ve gerektiğinde isteri krizi de geçirebilen hayvan hakları
savunucularının da işe karışmasıyla Kıbrıs meselesi tamamen işin
içinden çıkılmaz hale gelecek.
Böylece Kıbrıs eşekleri hayatlarında ilk kez olumlu bir işe yaramış
olacaklar.’’
* * *
Her iki yazının tek ortak paydası, fikir üretmek yerine küfür
üretmeyi tercih etmesi.
Ancak, hangisi gerçek Serdar Turgut; ben çözemedim!