Ülsever de Özkök'e yüklendi
Abone olÜlsever isim vermedi ama, kendi gazetesinin genel yayın yönetmeni de Erdoğan'a o dönem yükleniyordu.
Medya da masaya yatırılıyor 2003 yılının son üç yazısını bu yıla
damgasını vuran üç kurumun değerlendirmesine ayırmıştım: AKP, medya
ve TSK! Yazılarımda medyayı, olayları ‘‘nakleden’’ olmaktan çok
‘‘şekillendiren’’ bir kurum olarak nitelemiştim: Üç yazının ortak
hüküm cümlesi ise şöyle idi: ‘‘AKP'nin damgasını vurduğu 2003 yılı;
bu aykırı partiyi iktidara taşıyan yeni koşullar çerçevesinde medya
ve TSK gibi kurumların da kendilerini irdelemek zorunda olacakları
bir dönemin başlangıç yılı olmuştur.’’ * * * Memnuniyetle görüyorum
ki; tahmin ettiğim şekilde, medya 2004 yılına kendini irdeleyerek
girdi. Ancak, ben ‘‘revizyonist tarih’’ anlayışının geçerliliği
olduğu görüşünde değilim. Eskileri irdelemenin bir yararı yok. Biz
bugüne ve bugünkü gazetecilere bakalım. Bugün; medyada iki tutum bu
mesleği çok zedeliyor: 1) Cilacılık. 2) Şablonculuk. * * * 3 Kasım
öncesi AKP ve Recep Tayyip Erdoğan'a karşı tavırlarını eleştiri
dozunun çok üzerinde hakaret seviyesine çıkaran, terbiye
sınırlarını zorlayan bazı medya mensuplarının bugün hükümeti ve
Erdoğan'ı koyacak yer bulamamaları, onlara ne fayda getiriyor
bilmiyorum ama beni güldürüyor. Benim açımdan; Recep Tayyip Erdoğan
mağdurken ona sahip çıkmamı şeriatçılıkla suçlayanların bugünkü
halleri gerçekten içler acısı. Bir de şabloncular var ki, onların
ortada entel edasında gezmesi de medyayı ağır yaralıyor. Bunlar
genellikle beyinlerini 1978'de dondurmuş; okumak, tartışmak ve
analiz yapma eylemleri çaplarını aşan; akıllarında sadece onlara
ezber çektirilen şablonları tutabilen insanlar. Tek silahları ise
hakaret etmek. Bu durum yüzlerine vurulduğunda, eleştiri yapan
insanların mahkemelerde aldıkları hakaret cezalarının normal
olduğunu söylüyorlar. Breh! Breh! Meğerse bunlar doğruyu
söylüyorlarmış ama mahkemeler bunları tazminat ödemeye mahkûm
ediyormuş. Demek ki, mahkemeler taraf tutuyor! * * * Ben diyorum
ki, kimin ne kadar gerçekleri tahrif eden yazılar yazdığı, kimlerin
hakaret ettiği ve tahrifat yaptığı için aldığı cezalar
kayıtlardadır. Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti'ne
sesleniyorum. Son beş yılda hangi yazarların ne kadar ceza
ödediklerini, bu cezaların gerekçelerini açıklasınlar, o zaman
durumun ne hale geldiği kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Hodri
meydan!