Ülkücülerin 12 Eylül hesabı
Abone ol12 Eylül'de mağdur olduklarına inanan ülkücüler 26 yıl sonra darbeyle hesaplaşacak.
12 Eylül ihtilalinde yaşadıkları mağduriyeti sol kesimin yaptığı
gibi aktif şekilde gündeme getirmeye karar veren ülkücüler, 26 yıl
sonra darbeyle hesaplaşacak.
Eski MHP Milletvekili Ali Güngör (Mersin) ve eski Faili Meçhul
Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu bu
amaçla “Türk Kardeşlik Merkezi” adı altında bir oluşum kurdu.
Merkez, 9 Eylül’de Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde bir toplantı
gerçekleştirecek. Ülkücüler, şimdiye kadar kamuoyu önünde
tartışmadıkları 12 Eylül’ü burada masaya yatıracak. Alınan
bilgilere göre, sol kesimin 78’liler gibi oluşumlar meydana
getirerek darbe döneminde yaşadıklarını daha rahat dile
getirmeleri, milliyetçileri de benzer bir adım için harekete
geçirdi. Ankara’da yapılması planlanan etkinliğe imza atan Türk
Kardeşlik Merkezi’nin genel başkanlığını Bahattin Ergezer
üstlenirken, girişime Yusufiyeliler Dayanışma ve Yardımlaşma
Derneği üyeleri gibi ihtilal sonrası cezaevine düşenler de destek
verdi.
Yeni oluşumda Abdullah Çatlı’nın yakın arkadaşı Ömer Ay ve 12 Eylül
öncesi ülkücü polislerin kapatılan derneği Pol-Bir’in Genel
Sekreteri Bekir Baz gibi isimler de bulunuyor. Eski MHP
milletvekili Ali Güngör Ankara’daki buluşmayı önümüzdeki yıllardaki
daha büyük etkinliklerin habercisi olarak gördüklerini belirtiyor.
Güngör, “Gelecek sene çok daha geniş kapsamlı bir faaliyet
yapacağız.” diyor. Avundukluoğlu, toplantı için “Sağda bir ilk”
nitelemesinde bulunarak, “Bugüne kadar 12 Eylül hakkında ya Kenan
Evren ya Süleyman Demirel ya da 78’liler Vakfı gibi sosyalistler
konuşurdu. Bundan sonra sağ camianın da söyleyecekleri olacaktır.”
şeklinde konuşuyor. Toplantıda 12 Eylül darbesi öncesi ve sonrası
tartışılacak. Buluşmaya 1980 sonrasında haklarında dava açılmış,
cezaevlerinde tutuklu veya mahkûm olarak bulunmuş, onların
avukatlığını üstlenmiş bütün ülkücüler davet edildi. TKM adına
çeşitli isimlere de davet mesajı gönderiliyor. Mesajda 2. Dünya
Savaşı sonrasında dünyanın yeniden şekillendiğine dikkat çekilerek,
“1960’ların tek doğru dünya görüşü ve fikir sistemi olarak kabul
gören sosyalist-Marksist-komünist düşünce biçiminin bir insanlık
ayıbı olduğu anlaşıldı.” deniliyor. 12 Eylül’ün üzerinden 26 yıl
geçtiği bu süreçte halk hariç solcusundan sağcısına kadar herkesin
liberal olduğuna vurgu yapılan açıklamada şu ifadelere yer
veriliyor:
“Bu dönüşüm süreci ve bunu başlatan 12 Eylül; bir kısım
sosyalistler, Kenan Evren, Süleyman Demirel tarafından
değerlendirildi. Ancak esas yapması gerekenler tarafından maalesef
hiç değerlendirilmedi. 12 Eylül’ü öncesi ve sonrası ile objektif
bir biçimde, ilmî ve düşünsel anlamda değerlendirmeden, içinde
yaşadığımız problemleri anlamak, çözüm bulmak ve gelecek için
sıhhatli çıkış yolu ortaya koyabilmek mümkün değildir
kanaatindeyim.”
Ankara merkezli TKM, Yusufiyeliler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği
gibi 12 Eylül darbesi sonrası cezaevine düşen ülkücülerin
oluşumları tarafından da destekleniyor. TKM’nin şimdilik siyasi bir
hedefi olmadığı kaydediliyor. 12 Eylül’ün değerlendirileceği ilk
toplantının ardından senaryo ve roman yarışmaları açılarak sanat
alanında 12 Eylül’ün muhasebesi yapılacak.
78’liler Vakfı son senelerde “Netekim Mitingi” adı altında 12 Eylül
darbesi karşıtı eylem düzenliyordu. 2004 yılında ise Kenan Evren’in
oturduğu Marmaris’te ‘Netekim Festivali’ düzenlemek istemiş; ancak
kaymakamlık buna izin vermemişti. BBP de geçtiğimiz yıllarda
‘Netekim Festivali’ne alternatif etkinlik yapmış, ihtilalden sonra
idam edilen 9 ülkücü için anma töreni düzenlemişti.
12 Eylül Darbesi’nde 650 bini aşkın kişi gözaltına alındı. Askerî
mahkemelerde 230 bin insan yargılandı. Aralarında Alparslan Türkeş
ve MHP yöneticilerinin bulunduğu 587 kişi hakkında idam istendi. 17
solcu ve 9 ülkücü idam edildi. Bazı ülkücüler hapishanelerde
hayatını kaybederken, birçoğu yıllarca hapis yattı.
Savcı, darbecilerin yargılanmasını istemişti
Cumhuriyet Savcısı Sacit Kayasu, 12 Eylül İhtilali’ni
gerçekleştiren 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in de aralarında
bulunduğu dönemin kuvvet ve birlik komutanlarının yargılanması için
suç duyurusunda bulunmuştu. Savcı, suç duyurusunda, “İleride başka
darbelerin olmasını önlemenin yolu, bu işe kalkışan kimselerin
yargı önünde hesap vermesiyle kesilebilir.” demişti. Kayasu, bu
girişiminin ardından görevden alındı. Hakkında ‘orduya hakaret’
etmek ve görevi kötüye kullanmak suçlarından dava açıldı. Yargıtay,
‘orduya hakaret’ suçu bulunmamakla birlikte savcının bu yolla
‘görevi kötüye kullandığına’ karar verdi. Kayasu, bir yıl hapis ve
üç ay memuriyetten yasaklama ile cezalandırıldı. Bu mahkumiyet 988
milyon lira para cezasına çevrilip ertelendi.
Haber: Erkan Acar
Kaynak: www.zaman.com.tr