Ülkücüler, Akşam'a öfkeli
Abone olÜlkü Ocakları, Akşam Gazetesi'ni boykot kararı alırken, yayınladığı bildiride Ayşe Önal'ı yerden yere vurdu.
‘Türk’ olmanın aşağılandığı ve suçlandığı günümüz Türkiye’sinde
, kendi vatanında Türk’ün haklarını savunmak ve korumak şer
güçlerin kurduğu sistem yüzünden zorlaştırılmış ve medyaya
yerleştirilmiş kalemlerin aşağılık propagandası yüzünden imkansız
hale getirilmeye çalışılmaktadır. Hangi ilişkilerde kalemini ve
ruhunu sattığı belli olmayan ve kendilerini gazeteci-yazar
maskesiyle gizleyerek Türk’e ve onun değerlerine kusmayı marifet
sayanlar, Türkiye’nin milli kimliğini koruma savaşı verdiği böylesi
bir dönemde, köşelerinde iğrençlik sergilemektedirler. Türk’ün
dışında kalan bütün unsurlara kendilerini sunan bu tarifini
yaptığımız tipler, Türk Milletini ilgilendiren meselelerde karşı
safa geçerek satılmışlığın tüm ince ayrıntılarını
göstermektedirler. Akşam Gazetesi’nin yazar kadrosundan AYŞE ÖNAL
isimli, bastırılmış duygularını Türk’e sövenlerin yanında yer
alarak gösteren kişi de bu saftan olduğunu ”ben de buradayım”
işareti ile vermiştir. Ermeni 'Agos' gazetesi genel yayın yönetmeni
'Hrant Dink' geçtiğimiz günlerde gazetesindeki köşesinde "Türk'ten
boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin
Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur. Yeter ki bu
mevcudiyetin farkında olunsun." sözleri ile zehirini kusmuş ve Türk
milletine etmiş olduğunu bu hakaret Ülkü Ocakları tarafından
protesto edilmişti. Kendi ülkesinde Türklüğüne sövdürmeyecek kadar
şeref ve namus taşıyan bir zihniyetin refleksi olan Ülkü
Ocakları’nın bu tavrı, Ayşe Önal denen satılmış kalemin canını
sıkmış olmalı ki, Akşam Gazetesinde yazdığı “Erkek ülkenin milli
kabadayıları” yazısı ile “yoldaşım,dostum” dediği 'Hrant Dink'
üslubuyla yerden yere vurulmuştur. Ermeni 'Agos' gazetesi genel
yayın yönetmeni 'Hrant Dink' ile hangi meslek dışı ilişkilerde
“dostluk ve yoldaşlık” kazandığı belli olmayan AYŞE ÖNAL , 'Hrant
Dink' ın üzüntüsünü Türk milliyetçilerine ve onların uğruna her
şeylerini feda edecekleri Türklüğüne saldırarak kapatmaya
çalışmıştır. Ahlaksızlığını kaleminin mürekkebinden damla damla
akıtan Ayşe ÖNAL ,Türklüğüne sahip çıktı diye “Ülkücüleri”
kabadayılıkla suçlamış ve bu “zavallı, satılmış” kalem Ermeni
sövgücülerin yanında yer alarak, onlarla dostluğunu ilerletme
yoluna gitmiştir. Hrant Dink' in Türklüğe saldırısını hiçbir şey
olmamış gibi karşılayan ve bunun karşısında demokratik tepkisini
ortaya koyan Ülkücülere, Türk’ün vatanında kalemi ile saldırı yapan
AYŞE ÖNAL, sen hangi ülkede yaşıyorsun, kimin adına çalışıyorsun?
‘Hrant Dink’ ile üzüntü paylaşarak oynaşmaların, sana Türk
milliyetçilerine ve Türklüğe saldırma hakkı mı veriyor?
Türkiye’deki demokrasi, senin Hrant Dink gibi ‘düşünce
yoldaşlarının, hayat arkadaşlarının’ Türklüğe saldırmasında araç mı
olmalı? Türk milletine “"Türk'ten boşalacak o zehirli kan” gibi
cümlelerle saldıran Hrant Dink’i protesto ettikleri için
“Ülkücülere özür diletmekten” bahseden senin, akli dengen yerinde
mi acaba? Ülkücüleri, Türklüğü savunmaktan suçlu bulup “özür
diletecek” hiçbir güç ve kuvvet, yeryüzünde peydah olmamıştır. Türk
milletine saldırıda bulunan Ermenilerin yanında kaleminden irin
fışkıran ve onların safında oynaşan AYŞE ÖNAL’a Türkiye’de
yaşadığını hatırlatıyor ve böylesi bir karaktersizliğe müsaade eden
Akşam Gazetesi’ni Türk milleti ve Türk milliyetçilerinden özür
dilemeye davet ediyoruz. ÜLKÜ OCAKLARI GENEL MERKEZİ