Ülkücü kardeşim celladına aşık olma!..

Kendisini, partisini, dava arkadaşlarını ve ülkü ocaklarını bu vatana, bu millete hiçbir şahsi hesap yapmadan “FEDA” eden bir lider gerçeği bu!

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Kim ne söylerse söylesin…

Kim ne yazarsa yazsın…

Türk siyaset tarihi Devlet Bahçeli’yi altın harflerle yazacaktır!

Ve bir gün bu vatanı seven ama bugün omuz vermeyen herkes, Devlet Bahçeli’den özür dileyecektir…

Yaşayıp göreceğiz!

Türk siyasi tarihine böyle bir liderin eşi benzeri gelmemiştir…

Neresinden bakarsanız öyle…

Kendisini, partisini, dava arkadaşlarını ve ülkü ocaklarını bu vatana, bu millete hiçbir şahsi hesap yapmadan  “FEDA” eden bir lider gerçeği bu!
 
Şöyle bir hatırlarsak;

Hiçbir gün;

Siyasi duruşunu oy hesabına göre şekillendirmedi…

Makam hesabı yapmadı…

Bu vatanı ve milli değerleri tartışmaya açmadı…

Anayasa’daki kırmızı çizgilere laf dedirtmedi…

Doğru bildiğini söylemekten çekinmedi…

Devam edelim…

Hiçbir gün;

HDP ve FETÖ ile işi olmadı…

Adı bir ihale için geçmedi, para ile yan yana anılmadı…

Bu vatan için gizli ajandası olmadı…

“Ben şunu yaptım” demedi.

Saygınlığına en küçük leke getirtmedi…

Hakkında iş birlikçi suçlaması yaptırmadı…

Büyükelçilerle Türk Devletini sorgulamadı…

Say say bitmez…

Öyle bir insan ki;

Allah uzun ömürler versin, yaşamı boyunca maddi ve manevi inanılmaz yardımlar yaptı, destekler verdi ama tekini bile ağzından duyan olmadı…

Cami yaptırdı…

Okul yaptırdı…

Park yaptırdı…

Yüzlerce öğrenciye burs verdi…

Dahası var!

Bütün dünyasını “Güçlü Türkiye” hayali üzerine kurdu…

Evet kavgacı!

Onun kavgası her daim  “Vatanı ve milleti bölmek isteyenlerle” oldu…

Bugünde o kavga devam ediyor!..

Çünkü biliyor ki Türkiye bu coğrafyada asla rehavet içerisine olmamalı..

Dağın arkasındaki tehlikeyi her zaman görmesi ve uyarması birilerini hep rahatsız etti...

FETÖ’nün en güçlü olduğu dönemde, MHP yönetimine iki isim koydurmak isteğiyle  araya soktuğu  dostlarının ziyaretine gelmesi üzerine   onları  makamından bir kovmadığı kalan bir liderden bahsediyoruz…

Hatırlayın…

15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 1'inci Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar arasında geçen kritik görüşmeyi…
 
Marmaris'te kaldığı otelden ayrılan Erdoğan için 4 güzergâh belirlendi. Bu sırada nereye gidileceği konusunda sürekli telefon görüşmesi yapıldı. Bu görüşmelerden birinde Dündar, “Sayın Cumhurbaşkanım ben sizi korurum, İstanbul'a gelin” dedi.

Komutanın davetine Erdoğan'dan beklenmedik bir karşılık geldi: “Size nasıl güveneyim?”
Erdoğan, paşanın darbecilerle birlikte hareket edip etmediğinden emin olmak istedi.
Peki Orgeneral Dündar'ın cevabı ne olmuştu?
“Beni MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sorun…”
 
İşte Devlet Bahçeli gerçeği bu!..

Terörist Demirtaş ile kahvaltı buluşması için bekleyen, Türk Bayrağının yakıldığı Gezi olayları için yargının verdiği mahkumiyet kararını ağır dille eleştiren, HDP ve FETÖ'ye iki kelam edemeyen, büyükelçilerle iktidar masasına oturan Akşener ile hiç Devlet Bahçeli hiç aynı kefeye konabilir mi?

Büyük bir haksızlık olur!..

Devlet Bahçeli Türk devleti için siyasi parti Genel Başkanından çok daha fazlası, bir devlet adamı gerçeğidir…

Onun başarı çıtasını oy oranı üzerine koyarsanız yanılırsınız!..

Türk Siyasetine Devlet Bey gibi bir devlet aklı geldi mi?

Evet…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birbirlerine karşılıklı sert eleştiriler yaptılar…
Ama o eleştirilerin nedeni de kişisel mücadele değil “BEKA” eksenli oldu…

Devlet Bahçeli o günlerde devlete sadakat noktasında hangi eleştirileri yapmışsa, Cumhur İttifakı birlikteliği ile o eleştirilerin her biri ortadan kaldırıldı…

Erdoğan ve Bahçeli, “Tek Devlet, Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Millet” ülküsü çerçevesinde vatana sadakat ittifakı yaptı…

Çözüm süreci çöpe atıldı…

Terörle mücadelede tarih yazıldı…

HDPKK’lı belediye başkanları görevden el çektirildi…

PKK ile ilişkili HDP’li vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması kararı alındı…

Sınır ötesi operasyonlarla terör örgütüne darbe vuruldu…

HDP için kapatma davası açıldı…

FETÖ ile mücadelede taviz verilmedi…

Küresel güçlere karşı “Bağımsız Türkiye” ideali büyüdü…

Milli Savunma Sanayi tarih yazdı…

Kim ne derse desin Türkiye bölgesinde küresel güç oldu…

Hangi Türk Milliyetçisi bunların yapılmasını istemiyordu!..

Bütün bunlar Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli birlikteliği ile sağlandı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı  Türk devletinin bekası için namerde muhtaç etmedi. Birlikte yüzde yüz yerli ve milli bir ittifakı inşa ettiler!..

Keza…

Tayyip Erdoğan da MHP’yi ele geçirip Devlet Bey’i devirmek isteyen Akşener ve tayfası ile mücadelede kendisinin yanında durarak MHP’ye yapılan operasyonun önüne geçti…

Yani ikisi de kendilerini yok ederek Türkiye’yi diz çöktürmek isteyenlerin oyununu gördü…

Birbirlerine omuz verdiler…

ABD'yi, AB'yi, HDP'yi, CHP'yi, İP'i ve diğerleri ile birlikte PKK’yı bitiren, FETÖ’yü çaresiz bırakan işte bu birliktelik oldu…
 
Yani Türk Milleti Tayyip Erdoğan-Devlet Bahçeli birlikteliği ile ilk kez  “MİLLİYETÇİ MUHAFAZAKÂR” bir iktidarı böylesine güçlü hissetti…

İşte bu nedenle bütün planlarını bozan Devlet Bahçeli’ye saldırıyorlar. Kurdukları proje bir parti üzerinden geçiş yolu sağlayarak yalan dolanla MHP’yi küçültme oyunu oynuyorlar

Diyeceğim şu ki…

Türk milliyetçileri, ülkücüler, böylesine gurur duyabilecekleri Devlet Bahçeli gibi bir lider gerçeğine sahipken, oyuna gelmesinler…

Demirtaş’a, Kavala’ya, HDP’ye, FETÖ’ya sahip çıkan, tek kelime edemeyen aksine ara sıra fırça yiyen  İP oyununa Türk Milliyetçileri aman aldanmasınlar…

Oyun çok büyük!..

Tezgah Beyaz Saray ayarlı!..

Emir komuta Büyükelçilerde...

Taşeronluk görevi ise Kemal Bey, Meral hanımda..

O nedenle;

Küsmek yok…

Türk milliyetçisi davasına küsmez!..

Türk milliyetçisi şartlar ne olursa olsun “Lidere sadakat şerefimizdir” diyen, gerektiğinde “Kol kırılır yen içinde kalır” anlayışını benimsemiş dava adamlarıdır…
 
Türk milliyetçilerinin ocağı MHP’siz bir TBMM’yi bir düşünün!..

HDPKK var, MHP yok!..

Vicdanınızı rahatsız etmez mi?

İki  süslü kelimeye, şov yapanlara yani kurgulanmış  “PROJE” partilere aldanmayın!

Mesele;

Devlet Bahçeli değil…
Onun liderliğinde Milliyetçi Hareket Partisi’dir, Ülkü Ocaklarıdır. 

Düşünün..

O gün MHP’yi bugünkü İP yönetimi ele geçirmiş olsaydı,  MHP kendine  kefen biçen cellatların elinde yok olmuştu!..
 
Ömer Hayyam’ın şu sözünü hiç unutmayın…

“Celladına âşık olmuşsa bir millet, ister ezan ister çan dinlet.
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet…
Müstahaktır ona her türlü zillet!”
 
Aman makam ve mevki için Türk milletinin cellatlığına soyunanların değirmenine su taşıyanların tuzağına düşmeyin!
 
Siz siz olun Devlet Bey’in yanında yer alın!

Cumhur İttifakıyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ferasetiyle Türk’ün son yüzyılda gülmeyen makûs talihi değişmeye başladı.

Türk Cihan Hâkimiyeti mefkûresinin tohumu yeniden atıldı. Cumhur İttifakı ile 21. asrın artık Türk asrı olacağı belli oldu!..

İşte küresel güçlerin bütün düşmanlığının nedeni bu!..

Korkuyorlar çünkü!...