Ülkücü ile devrimcinin 13 Eylül hesabı
Abone ol12 Eylül'ün kabus günlerinde her türlü işkenceye maruz kalan devrimci ve ülkücüler darbeciler hakkında dava açmaya hazırlanıyor...
12 Eylül darbesi sırasında yıllarca cezaevinde yatan ve
her türlü işkenceye maruz kalan devrimciler ve ülkücüler,
referandumun ardından darbeciler hakkında dava açmaya
hazırlanıyor.
Taraf Gazetesi yazarlarından Melih
Altınok'un özel haberine göre Anayasa referandumunu dört
gözle beklediklerini söyleyen darbe mağdurları “Gönlümüz
evet çıkmasından yanadır” dediler. Senelerce cezaevinde
kalan ve işkence gören ülkücüler ve devrimciler, referandumda evet
çıkarsa hukuki haklarını arayacaklar.
12 Eylül’de referanduma sunulacak olan Anaysa değşikliği paketi
kabul edilirse aralarında Kenan Evren’in de bulunduğu darbecilere
yargı yolu açılıyor. Çünkü Anayasa değişikliği 12 Eylül
darbecilerinin yargılanmasını önleyen geçici 15. maddenin
kaldırılmasını içeriyor.
12 Eylül Anayasa değişikliği referandumunda, darbecilere yasal zırh
sağlayan geçici 15. maddenin kaldırılması halinde, darbe döneminde
yıllarca cezaevinde kalan ve günlerce süren işkencelere maruz kalan
devrimciler ve ülkücüler, hukuki mücadeleye başlayacaklarını
söylediler. 12 Eylül mağdurları, yaşadıkları sıkıntıları ve
darbecilerden hukuki olarak hesap sorulabilmesinin yolunu açacak
referandumdaki tavırlarının ne olacağını Taraf’a anlattılar.
Suat Baysal:
Bize zulmü reva gördüler
12 Eylül darbesinin ardından Samsun Devrimci Yol (Dev-Yol)
Davasından yargılanıp 11 yıl boyunca Samsun, Amasya, Erzincan,
Eskişehir ve Aydın askeri cezaevlerinde kalan Suat
Baysal, geçici 15. maddenin kaldırılması halinde
işkencecilerinden hesap sorulması için her türlü hukuki yolu
kullanacağını söyledi. Altmış beş günü boyunca yüzüne geçirilen at
torbası hiç çıkartılmadan işkence gördüğünü anlatan Baysal
“İşkence bitip hücreden çıkartıldım. At torbasını başımdan
çıkardılar. Zifiri karanlığa alışık gözlerim güneşe dayanamadı.
Bayılmışım. Bize bu zulmü reva görenlerden hesap sormak boynumuzun
borcudur” dedi.
Bir devrimci olarak bugüne değin 12 Eylül Anayasa’sının tamamen
ortadan kaldırılması için mücadele ettiğini kaydeden Baysal
“İsterdim ki daha kapsamlı bir değişiklik olsun. Ama bugün
ortada olan değişiklik de önemli dönüşümler içeriyor. Referandumda
evet çıkarsa, kamuoyunda en azından bu düzenin değişebileceğine
dair bir intiba oluşabilir. Bu nedenle gönlüm referandumda evet
çıkmasından yanadır” şeklinde konuştu. Solun bazı kesimlerinin
hayırcı cephede buluşmasına üzüldüğünü belirten Baysal
“Ergenekoncular, MHP, CHP, kirli savaş taraftarları, askeri
vesayetçiler yan yana geldi. Solun yeri burası değildir.”
dedi.
Avukat İrfan Sönmez:
Asker elbisesi giydirip vuracaklardı
12 Eylül döneminde Konya, Buca, Şirinyer, Elazığ ve Diyarbakır
Askeri Cezaevlerinde 10,5 yıl ceza yattığını ve 78 gün bilfiil
işkence gördüğünü belirten Avukat İrfan Sönmez de darbeci
zihniyetten hesap sormak için Anayasa Referandumu’nda
“evet” diyeceğim dedi.
12 Eylül darbesinin en mağdur kesimlerinden biri ülkücüler
olduğunu, insanlık onuruyla bağdaşmayacak akıl almaz işkencelere
maruz kaldıklarını ve yıllarca hapis yattıklarını belirten Sönmez
yaşadıklarını şöyle anlattı: “Cezaevinde ‘kaçarken vurduk’
süsü vermek için üzerime zorla asker elbisesi giydirdiler.
Fotoğraflarımı çektiler. Daha sonra araya bir şeyler girdi ve
askeri elbiseleri üzerimde unuttular. Askeri mahkemede işkence
raporlarımın yanı sıra bu fotoğrafları da delil olarak sundum ve
kabul de edildiler.” Anayasa referandumunda yalnızca
bireysel mağduriyetinin hesabını sormak için evet demeyeceğini
kaydeden Sönmez sözlerine şöyle devam etti:
“ Referandumda paket onaylanırsa, o dönemde hapis yatanlar,
sorgulananlar, işkence görenler, işinden olanlar 13 Eylül sabahı
mağduriyetlerinin giderilmesi için dava açabilirler. Ama bu
referanduma evet dememin asıl nedeni, paketin Türk demokrasinin
standartlarını yükseltmesi, darbeleri caydırıcı etkisinin olması,
asker ve yargı vesayetini zayıflatmasıdır.”
Zeynel Abidin Kıymaz-BBP eski lideri Muhsin Yazıcıoğlu
ile birlikte...
Moraran kollarımızı saklardık
Darbe sonrası Adıyaman, Ankara ve Malatya Cezaevlerinde 7 yıl
tutukla kalan GAP Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Ülkücü Zeynel
Abidin Kıymaz ise yaşadıkları zulmün tarifi imkansız olduğunu
belirterek “Mutlaka ama mutlaka 12 Eylül darbecilerinden
hukuk alanında hesap soracağız” dedi. Nakledildiği
cezaevinde konuştuğu ülkücü ve devrimcilerden, tutuklulara
uygulanan işkencelerin sistematik olduğunu öğrendiğini söyleyen
Kıymaz şunları anlattı:
“ Ailelerimiz ziyarete geldiğinde moraran kollarımızı,
yüzümüzü gizlemeye çalışırdık. Avrupa’dan heyet gelirdi. Solcu
arkadaşlar işkence gördüklerini söylerdi. Ama biz ‘devlet babamız,
döver de sever de’ diye sesimizi çıkartmazdık. Ama artık
çıkartacağız. Çünkü o baba alkolik, ruh hastası.” MHP’nin tavrının
12 Eylül mağduru ülkücüleri üzdüğünü belirten Kıymaz sözlerine
şöyle devam etti: CHP Anayasa değişikliğine, arka bahçesi haline
getirdiği yargı sistemi değişecek diye hayır diyor. MHP de onun
yedeğine düşüyor. Ama ülkücüler evet diyecektir. Bahçeli geçici 15.
madde kalsa da darbeciler yargılanmayacak deyip ülkücüleri
kandırmaya çalışıyor. Referandumda yüzde altmış evet çıkınca
yapmaları gereken derhal ol kotluları terk etmektir. Eğer bu
değişiklik onaylanmazsa Türkiye demokrasisi elli yıl daha geriye
gider. Bu yolda kararlılıkla devam edilmelidir.”
Ülkücü gençlerden Yusuf Bilgin, Emin Oğuz, Davut Güler ve
Zeynel Abidin Kıymaz birarada görülüyor...