**
Oyuncu Merve Dizdar’ın Cannes’daki ödül töreninde yaptığı konuşmayı hakkıyla tartışamadık. Öyle sert bir atmosfer vardı ki, rasonel zeminde bir şeyler konuşmak mümkün olmadı..
**
Açık söyleyeyim bir Türk aktrisin ilk kez böyle bir ödüle değer bulunması beni çok gururlandırdı.. Merve Dizdar, Türk sineması adına bir ilke imza atmış ve Cannes Film Festivali'nde ödül kazanan ilk Türk kadın olmuştu..
**
İngilizce bildiğini tahmin ettiğim Merve Dizdar teşekkür konuşmasını da Türkçe yapmaya başlayınca daha bir keyiflendim.. Ama konuşmayı dinleynce bir de ne göreyim?.. (Ya da ne duyayım?) Sanırsın genç kadın, bir baskı rejiminden geliyor..
**
"Filmde canlandırdığım Nuray karakteri, inandığı şeyler ve varoluşu için mücadele veren ve bu uğurda bedeller ödemek zorunda bırakılmış bir kadın. Onu tanımak ve anlamak için uzun uzun çalışmak isterdim. Ama ne yazık ki yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak, Nuray'ın ve Nuray'ların duygusunu doğduğum günden beri ezbere bilmemi gerektiriyor. Bu ödülü; kendisine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerim ve Türkiye'de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum." Almış eline bir post-it.. Doğduğu büyüdüğü, kendisini yetiştirebilecek ortamı bulduğu, özgür bir dünyada mesleğini hatta yaşama biçimini seçebildiği, milyonlarca izleyicisi tarafından ayakta alkışlandığı ülkesini, Fransa’da kötülüyor.. Arkadaş ben bunun nesini alkışlayayım.. Ödül alacağım diye değer mi?.. Almazsın olur biter…
**
Sen bir tane ödül reddedersin bu yüce gönüllü millet sana ömrünü verir ömrünü.. Haluk Levent’in Time dergisi tarafından yılın en etkili 100 isminden biri olarak seçildiğini biliyor muydunuz?..
Evet dünyaca ünlü derginin artık gelenekselleşen “The 100 Most Influential People” oylamasında deprem bölgesindeki çalışmaları nedeniyle Haluk Levent de yer almıştı.. Fakat Haluk Levent o ödülü reddetti.. Deprem sonrası yine karmakarışık bir gündemin ortasına denk geldiği için o gün bunu da konuşamamıştık. Şimdi hatırlamakta yarar var..
**
Şöyle yazmıştı Haluk Levent twitter hesabına; “….İngiltere Kralı Charles, ABD Başkanı Joe Biden, Elon Musk, Beyonce, Messi, Bella Hadid, Janet Yellen ile birlikte en etkili 100 kişi içine seçilmişim … Ama içerik beni üzdü. Türkiye Cumhuriyeti devletinin benim çalışmalarım üzerinden eleştirilmesi kabul edeceğim bir husus değil. Bu sebeple ödülü reddediyorum ve Amerika’ya gitmeme kararı aldım…..” Açıklama bu.. Sebebi ise detayında..
**
Çünkü Haluk Levent için referans yazısını yazan, FETÖ elebaşı Gülen’in manevi kızı Elif Şafak.. Ve yazısında diyor ki; "…..’Ses yok’ .. Şubat ayında Türkiye ve Suriye'de binlerce binayı yerle bir eden büyük depremlerin ardından beton yığınlarının üzerine yazılmış iki kelime. Eğer bu kelimeler umutsuzluğun sembolü ise, Haluk Levent ismi de umudun sembolüdür… Türk hükümetinin son derece beceriksiz olduğunu kanıtladığı felaketin ardından Ahbap, sahada hayat kurtarmak için çalışmaya başladı bile….” İşte kendisi hakkında yazılan bu referans yazısını okuduktan sonra Haluk Levent çıktı ve dedi ki; “…başlarım vereceğiniz ödüle…”
**
Ben size söyleyeyim.. Haluk Levent oraya gitseydi.. Onlara istediklerini verseydi. Elif Şafak’ın yazısının bir kısa özetini de teşekkür konuşması diye sunsaydı.. Emin olun bir sonraki sene; Amerikan Müzik Ödülleri mi, Billboard mu, Grammy mi hangisi daha büyük bilmiyorum.. Hepsini de verirlerdi, kuşkunuz olmasın. Sistem böyle işliyor hiç kusura bakmasın kimse.. Orhan Pamuk, İsviçre'de yayımlanan Das Magazin isimli dergiye verdiği röportajda “30 bin Kürt'ü ve 1 milyon Ermeni'yi öldürdük” dedi. Nobel’i aldı geldi.. Bu işler böyle…
**
Demem o ki...
Yurtdışında ülkesini şikayet ettiği için Merve Dizdar’a tepki gösterirken, böylesi milli duruş gösteren sanatçılarımızı da alkışlamayı ihmal etmemek lazım..