Uğur Şahin: Kanserin ortaya çıkmasını engelleyecek
Abone olAlman biyoteknoloji şirketi BioNTech'in kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin, mRNA yöntemiyle kolon kanserinin tedavisi için yürüttüğü çalışmaya ilişkin, "mRNA tedavisinin zamanında kullanılmasıyla ilk etapta metastazların gelişmemesini ve kanserin tekrar ortaya çıkmamasını sağlamak istiyoruz. Şu anda klinik çalışmalarda bunu araştırıyoruz" dedi.
Korona virüse karşı ilk aşıyı geliştiren Alman biyoteknoloji
şirketi BioNTech'in kurucu ortağı Prof. Dr. Uğur Şahin, dünyada en
sık görülen kanser türlerinden olan kolon kanserinin tedavisi için
yürüttüğü çalışmasıyla gündemde. Dünya Kanser Günü kapsamında
kendisinin gelecekteki tedavi şekilleri hakkında Alman gazetesi
Bild'in sorularını yanıtlayan Şahin, mRNA yöntemiyle kolon
kanserine çare olunabileceğini ifade etti. Kolon kanseri
ameliyatından sonra hastaların yüzde 30’luk bölümünde tümörün
yeniden nüksetmesinin ihtimal dahilinde olduğunu, en küçük tümör
hücrelerinhin kandaki bir test kullanılarak ölçülebildiğini
belirten Şahin, “Kanser hücreleri ameliyattan sonra başlangıçta
tümörsüz görünen ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme
prosedürlerinde görünmeyen hastaların vücudunda hala olabilir. mRNA
tedavisi yardımıyla vücutta tespit edilen kanserli hücrelerin tek
tek saldırı ile yok edilmesini sağlamak için çalışıyoruz" dedi.
"mRNA tedavisinin zamanında kullanılmasıyla ilk etapta
metastazların gelişmemesini ve kanserin tekrar ortaya çıkmamasını
sağlamak istiyoruz"
Şahin, "mRNA tedavisi, bağışıklık sistemine tümör hücrelerinin
tipik özelliklerini gösterir. Bu özellikler hastanın sağlıklı
hücrelerinde yoktur, kesindir. Bu sayede bağışıklık sistemi tümör
hücrelerini düşman olarak tanıyabilir, onlara saldırabilir ve
onları yok edebilir. Tedavi, nüksetmeyi önlemeli veya
yavaşlatmalıdır. Mevcut standart terapi bunu yapamaz. Kolon kanseri
ameliyatından 2 ila 3 yıl sonra kalan kanser hücrelerine bağlı
metastazlı nüks varsa prognoz (öngörü) iyi değildir. Metastazlar
sıklıkla karaciğer, akciğerler veya bağırsağın diğer kısımları gibi
diğer organlarda büyür. mRNA tedavisinin zamanında kullanılmasıyla
ilk etapta metastazların gelişmemesini ve kanserin tekrar ortaya
çıkmamasını sağlamak istiyoruz. Şu anda klinik çalışmalarda bunu
araştırıyoruz. Tedavi yöntemlerinin eksikliği, aylarca kemoterapi
veya tekrar tekrar CT kontrollerine gitme nedeniyle nüksetmeyi
yıllarca beklemek yerine mRNA tedavisi, hasta için erken dönemde
bir fark oluşturacaktır. Ayrıca bu tür bir tedavi, hastaları büyük
psikolojik baskıdan kurtaracaktır" ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 200 hasta üzerinde çalışma
yapılıyor
Yaklaşık 3 yıl içinde daha fazla veriye sahip olmak istediklerini,
verilerin tedavinin daha da geliştirilmesi için çok önemli olduğunu
vurgulayan Şahin, "Şu anda Almanya'daki birkaç merkezin yardımıyla,
örneğin Bochum, Heidelberg ve Hamburg'da, ilk hastalardan tümör ve
kan örneklerini tarıyoruz. ABD, Almanya, İspanya ve Belçika'dan
yaklaşık 200 hasta çalışmaya katıldı. Çalışmanın hedefi, tümörlerin
cerrahi müdahale ve kemoterapiden sonra yeniden ortaya çıkıp
çıkmadığında BNT122'nin (kolon kanseri aşısı) etkinliğine
incelemektir” dedi.
Her hastaya ayrı uygulama
Hazırlanacak aşının her hasta için ayrı ayrı ayarlanması
gerektiğini belirten Şahin, "Tümörlerin bireysel olarak çok
farklılıkları bulunuyor. İki hastada aynı kanser türü varsa
tümörleri yüzde 97 farklıdır. Bazı hastaların tümör DNA'larında 30
mutasyon, yani genetik değişiklikler vardır, diğerleri 50 veya 100.
Bunlar bir insanda yaklaşık 20 bin gene yayılır. Tümörlerdeki yüzde
3 benzerlik, bunun için tek bir tedavi oluşturmak için yeterli
değildir" dedi.
Şahin, "mRNA yönteminin, kanser tedavisinin geleceği olduğuna
inanıyoruz. Bağışıklık sisteminin prensipte tümör hücrelerini
tanıyabildiğini biliyoruz. Bağışıklık sisteminin birçok hücresinin
kanser hücrelerine saldırabilmesi için tümörün özelliklerinin
sistematik olarak tanınması gerekir. Bunun için mRNA desteğine
ihtiyaç vardır. 2014 yılından beri cilt kanseri için Faz I
çalışmalarımız var. Orada zaten az sayıda hastada tümörlerin
gerçekten gerileyebildiğini ve daha az metastaz geliştiğini gördük.
Bu yıl ve sonraki aşamalarda faz II çalışmalarından veriler olacak
ve bu sayede daha ileri aşamalara geçeceğiz" ifadelerini
kullandı.