Uğur Kurt davasında flaş gelişme!
Abone olCemevine cenazeye giden; ancak polis kurşunuyla yaşamını yitiren Uğur Kurt'un davasında hakim, tutuklama talebini kabul etmedi.
Cemevindeki cenazede ölen Uğur Kurt Davası'nda mahkeme
heyeti sanık polisin tutuklaması talebini kabul etmedi. Sanık Polis
S.K. ise cemevine doğru kasti ateş etmediğini, annesi ve
annanesininde Alevi olduğunu söyledi.
Uğur Kurt Davası’na, verilen aranın ardından Kurt ailesinin ve
tanıkların dinlenmesiyle devam edildi.
Uğur Kurt’un eşi Narin Kurt, "Bir yakınının cenazesine
taziyeye gidiyor ve aynı yerden kendi cenazesi çıkıyor. Üstelik
olaylarla hiç alakası yok. Sanığın en ağır şekilde ceza almasını
istiyorum" dedi.
Uğur Kurt’un annesi Gülnaz Kurt ile babası Kemal Kurt da
şikayetçi olduklarını belirterek, polis memuru S.K.’nın en ağır
şekilde cezalandırılmasını istedi.
"AMBULANS İSTEDİM, POLİS BENİ CİDDİYE
ALMADI"
Duruşmada tanık olarak dinlenen Ali Turan ise olay anını şöyle
anlattı:
"Bir yakınımın cenazesi için cemevine gittik. Cemevinin
bahçesindeydik. Uğur da oradaydı. Konuşurken gaz bombası atmaya
başladılar. Polisler cemevine direkt gaz attılar. Yukarıda
polis aracına molotof atmışlar. Araç yanıyordu. Gaz atılınca,
cemevinin içine girdim. Ancak 5 dakika sonra tekrar
bahçeye çıktım. Uğur’un binaya girip girmediğini bilmiyorum.
Bahçeye tekrar çıktığımda Uğur oradaydı. Gaz attıkları esnada Uğur
yan döndü, yere düştü. Polislere, ’Ambulans çağrılması için anons
edin’ dedim. Polisler beni ciddiye almadı, ’Seni de götürürüz’
dediler. Ambulans, polisler izin vermediği için 40 dakika sonra
geldi. Olay anında silah sesi duymadım" dedi.
"SİLAHINI CEMEVİNE DOĞRULTTU"
Olay tarihinde cemevi yöneticisi olduğunu belirten Hadi Şahin
de tanık olarak verdiği ifadesinde, "Liseli öğrencilerin küçük bir
gösterisi olduğunu duydum. Ondan birkaç dakika sonra iki tane Akrep
aracı gelerek cemevine 65-70 metre mesafede ikinci sokağın başında
durdu. Bu araçlardan birinden polislerin indiğini gördüm. Araçtan
inen sivil giyimli bir polisin iner inmez silahını cemevine
doğrulttuğunu gördüm. Kendimi kenara çektim. 4-5 el silah sesi
duydum. Uğur Kurt’un o anda kurşunu yiyip yere düştüğünü gördüm.
Şahsın bilerek ve kasten ateş ettiğini düşünüyorum" dedi.
TANIK POLİS: "BİZİ DİRİ DİRİ YAKMAYA
ÇALIŞTILAR"
Olay sırasında molotof kokteylinin isabet ettiği polis
aracının içinde olan polis memuru Ş.A. ise tanık olarak verdiği
ifadede, olay anını anlatarak, "Ben ekip şefi olarak şoförün
yanında oturuyordum. Nereden geldiğini bilmediğim bir şekilde
atılan molotof mazgaldan içeriye girdi. FN silahı benim elimdeydi.
Bir anda elim ve kolum alev alınca, FN silahını şoförle arama
bıraktım. Dışarıya çıktım. Bu sırada atılan bir molotof kokteyli
ayağıma geldi. Silahımı çıkardım, ancak elim yandığı için silahımı
ilk önce kuramadım, daha sonra silahımı kurarak havaya 2-3 el ateş
ettim. 20 yıllık polisim, ilk defa ölümle bu kadar burun buruna
geldim. Bizi diri diri yakmaya çalıştılar. Kimseye de ’Sıkma sıkma’
diye talimat vermedim" dedi.
Olay sırasında molotof kokteylinin isabet ettiği polis
aracının şoförü olan V.A. da, atılan molotofun ellerini, kollarını
ve saçını yaktığını, bir süre aracın içinde mahsur kaldığını
belirterek, sonrasını hatırlamadığını söyledi.
AVUKAT TURGUT KAZAN: "SANIĞIN KAÇMA ŞÜPHESİ VAR,
TUTUKLANSIN"
Tanıkların dinlenmesinden sonra söz alan Kurt ailesinin
avukatı Turgut Kazan, sanık polisin her ne kadar eylemcilere
yönelik ateş ettiğini söylese de, yakında bulunan cemevinde cenaze
için toplanan insanları görmemesinin mümkün olmadığını, ateş etmesi
durumunda eylemcinin dışında olayla ilgisiz birini de
vurabileceğini öngörmesi gerektiğinden, sorumsuzca davrandığını ve
bu durumun da "olası kasıt" suçunu doğurduğunu söyledi.
Kazan ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çalışma ofisine böcek
bıraktıkları gerekçesiyle yurtdışına çıkan polisleri örnek vererek,
delilleri karartma şüphesinin bulunduğunu ileri sürdü ve sanık
S.K.’nın tutuklanmasını talep etti.
SANIK S.K.: "BENİM ANNEM DE ALEVİ"
Söz isteyen sanık polis memuru S.K. ise Hacı Bektaş-ı Veli
Anadolu Vakfı ve tanık ifadelerinde ’Cemevine yönelik kasıtlı ateş
ettiği’ yönündeki iddiaları kabul etmediğini belirterek, "Ben
Malatya Arguvanlıyım. Annem ve anneannem de Alevi’dir. Bu yöndeki
suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
MAHKEME HEYETİ TUTUKLANMA TALEBİNİ
REDDETTİ
Mahkeme Heyeti de, sabit iş ve ikametgahı bulunan S.K.’nın,
toplanmayan delillere tesir etme ve onları karartma durumunun
bulunmadığını gerekçe göstererek, Kurt ailesi avukatlarının sanığın
tutuklanması yönündeki talebini reddetti.
Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Vakfı’nın davaya katılma talebini
de reddeden Mahkeme Heyeti, vakfa yönelik bir eylemden açılmış
herhangi bir kamu davasının bulunmamasını gerekçe
gösterdi.
Mahkeme heyeti ayrıca, olay anında kayıt yapan polis
aracındaki kameranın, İstanbul ATK Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi
Bilişim ve Teknoloji Suçları Şubesi’ne gönderilerek, kurtarılması
durumunda eksik görüntülerin CD ve DVD ortamına aktarılarak
mahkemeye teslim edilmesini istedi.