Uğur Işılak seçimi ayakkabı kutusuyla açıkladı
Abone olDombra şarkısıyla seçim kampanyasının konuşulan isimlerinden Uğur Işılak, iktidar karşıtlarına fena yüklendi.
17 Aralık sürecinde Başbakan Erdoğan hakkında çirkin kampanya
yürütüldüğünü savunan Uğur, Işılak, seçim sonuçlarını "Ne
kadar hırsızlık yolsuzluk yalan üzerine propaganda yapan, muhalefet
yapan insan varsa, vatandaş onların hepsini 30 Mart'ta bir ayakkabı
kutusu içine doldurdu ve postaladı." sözleriyle
değerlendirdi.
A Haber'de Nihan Günay'ın sunduğu Ajans Bugün, AK Parti'nin seçim
şarkısı Dombra'nın söz yazarı ve yorumlayıcısı Uğur Işılak'ı konuk
etti.
Şarkının neden bu kadar sevildiğini canlı yayında anlatan Işılak, şarkı sözlerinin 17 Aralık'tan sonra yazıldığını söyleyerek "Başbakanın o kadar saldırıya maruz kalışından sonra içimizdeki yoğunluğun bir yansımasıydı" dedi. şarkının profesyonel değil, samimi bir düşüncenin ürünü olduğunu da dile getiren Işılak, "İçimden geldiği gibi yazdım, duygularımı ifade etmiş oldum. Aslında mısraları yazmadım, mısralar kendini yazdırdı diyebilirim." şeklinde konuştu.
Uğur Işılak, 17 Aralık sonrasında yapılan kara propaganda ile
motivasyonunu kaybeden vatandaşın Recep Tayyip Erdoğan marşıyla
motive olduğunu dile getirdi ve ekledi: "Ne kadar hırsızlık,
yolsuzluk, yalan üzerine propaganda yapan, muhalefet yapan insan
varsa, vatandaş onların hepsini 30 Mart'ta bir ayakkabı kutusu
içine doldurdu ve postaladı."
BEN ŞİİRİ YAZMADIM ŞİİR KENDİNİ YAZDIRDI
Başbakan'ın çok ciddi saldırılara maruz kaldığını belirten Işılak,
konuşmasına şöyle devam etti:
17 Aralık ve 25 Aralık akabinde kirli kampanyalar hakaretler,
küfürler çok ciddi saldırı vardı, bırakın bir başbakanı, bir insana
dahi yapılmayacak hakaretler yapıldı. İçimiz burkuldu. Başbakan'a
böyle bir saldırıyı hazmedemedik. Herkes eşlinden geldiğince,
başbakana inanan, Türkiye'nin istikbaline, Türkiye'nin istiklaline
inanan insanlar elinden geldiğince bir şeyler yaptı. Bir ozan
olarak da Başbakan'ın yanında olduğumuzu ifade edecek bir şeyler
yapmamız gerekiyordu. Başbakan'a olan bu saldırılardan sonra
normalinde muhabbetimin eksilmesi gerekirken, muhabbetim tavan
yaptı diyebilirim ve milletin de öyle oldu gerçekten.
Başbakanımızın yanında olduğumuzu ifade eden bir şeyler söylememiz
gerekiyordu. Başbakanımızın hususiyetlerini ortaya koyan ve ayrıca
bu milletin neden başbakanı sevdiğini mısralarla ifade etmem
gerekiyordu, böyle bir sorumluluk hissettim. Aslında mısraları
yazmadım, mısralar kendini yazdırdı diyebilirim. Ben şiiri yazmadım
şiir kendini yazdırdı. Bütün bunlar 17 Aralık'tan sonra kaleme
alınmış ve yazılmış oldu .Bir gece yarısı, 1-1,5 saatte yazdım
bitirdim. Ertesi gün de bir kelimesine dahi dokunmadım. İçimden
geldiği gibi yazdım, duygularımı ifade etmiş oldum. Başbakanın o
kadar saldırıya maruz kalışından sonra içimizdeki yoğunluğun bir
yansımasıydı o. Başbakanı neden sevdiğimizin cevabıydı o eser.
Aslında o nedenler var o.
DOMBRA PROFESYONEL BİR DÜŞÜNCENİN DEĞİL, SAMİMİ BİR
DÜŞÜNCENİN ÜRÜNÜ
Profesyonel bir düşüncenin ürünü değildir bu. Bu samimi bir
düşüncenin ürünüdür. Profesyonel olursanız, Tayyip Erdoğan'a
yazdığınız gibi bir başkasına da yazarsınız, tamamen zıt bir görüşe
de aynı şeyleri yazarsınız. Ben yazamam ama profesyonel olan yazar.
Ama profesyonellikte bu manada samimiyet yoktur. Konuşursunuz. Siz
ne kadar güzel cümleler kurarsanız kurun, diksiyonunuz ne kadar
sağlam olursa osun etki yapmaz. Ben eserde inandığım şeyleri
okudum. Nasıl inandıysam öyle okudum. Bu sesinize de, dinleyene de
yansır. Böyle bir yansımalar zinciri.
VATANDAŞ YALAN ÜZERİNE PROPAGANDA YAPANLARI AYAKKABI
KUTUSUNA DOLDURUP POSTALADI
Ne dediler, ayakkabı kutusu dediler, hırsız dediler, yolsuz
dediler. Şimdi bir vatandaş bir kıraathaneye giriyor o saldırılara
maruz kalıyor, televizyonu açıyorsunuz gazeteciler konuşuyor bu
saldırılara maruz kalıyorsunuz. Vatandaş gerçekten motivasyonunu
kaybetti. Ama 30 Mart'ta görüşeceğiz dedi. 30 Mart'a kadar da Recep
Tayyip Erdoğan marşıyla iyice motive oldu. Bununla beraber de ne
kadar hırsızlık yolsuzluk yalan üzerine propaganda yapan, muhalefet
yapan insan varsa, vatandaş onların hepsini 30 Mart'ta bir ayakkabı
kutusu içine doldurdu ve postaladı. Ben bu milletin ferasetine
kurban olayım. 30 Mart aynı zamanda bizim aydın zevatın münevver
dediğimiz kişilerin kendisini tekrar gözden geçirmesi gerektiğini
gösteriyor.