Uğur Dündar'ın sansür isyanı

Arena Genel Yönetmeni Uğur Dündar, CNN Türk'te dün akşam yayınlanması planlanan Arena programının yayınının Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce durdurulduğunu hatırlatarak, ''Bu karar bir sansürdür, bir hukuk skandalıdır'' dedi. Dündar, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lokali'nde ekibiyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, ''Tedbir kararının programın yayınına birkaç saat kala alındığını'' belirtti. Dündar, şunları kaydetti: ''Programın duyurusu 10 günden beri yapılmaktadır ve yayının içeriğine ilişkin en küçük emare mevcut değildir. Yargıç Adil Gürbüz'ün kaseti seyretmeden, içeriğindeki haberin niteliğini bilmeden, sadece bir belediye başkanının başvurusuna dayanarak ve onun iddiasını doğru varsayarak yayını durdurma kararı alması, bize göre maalesef bir sansürdür. Avrupa Birliği (AB) sürecindeki Türkiye'de bu bir hukuk skandalıdır, yargı skandalıdır.'' Uğur Dündar, ''Beylikdüzü, Gürpınar, Yakuplu, Esenyurt ve Büyükçekmece'nin bir bölümünde, hazine arazileri başta olmak üzere Cumhuriyet tarihinin en büyük arazi yağmacılığının gerçekleştiğine'' ilişkin Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı timlerin yaptığı operasyonlar sonucunda hazırlanan fezlekeler ile Büyükçekmece eski cumhuriyet savcılarından Mehmet Tiftikçi'nin hazırladığı fezleke ve iddianamelerin mevcut olduğunu'' anlattı. ''Bilimadamlarınca hazırlanmış raporlar olmasına karşın heyelan bölgesine 16 kata kadar çıkan yapı izinleri verildiğini ve bunu duyurmanın gazetecilik görevi olduğunu'' ifade eden Dündar, şöyle devam etti: ''Yargı kararı olmaksızın hiç kimseye suç isnat etme eğilimimiz bugüne kadar olmamıştır, bundan böyle de olmayacaktır. Ama 'devletin belde belediyelerine gecekondulaşmayı önlemek ve toplu konut yapımını sağlamak amacıyla bedava sayılabilecek ücretlerle tahsis ettiği arsalarda, Cumhuriyet tarihinin en büyük arazi ve yapı yağmacılığının gerçekleştiği, burada paylaşılan rantların milyarlarca doları bulduğu' iddiası, çok ciddi ve araştırılması gereken iddialardır.'' ''KARARA İTİRAZ ETTİK'' Uğur Dündar, ''söz konusu yayın kasetinde de kimseyi suçlamadan, isim vermeden, somut olgulara dayanan iddialara yer verdiklerini'' anlatarak, ''İddialar, yayın bandının görülmesine gerek duyulmadan yasaklanabilecek konular değil. Dolayısıyla bu kararı, basın özgürlüğüne indirilmiş bir darbe ve toplumun gerçekleri öğrenme hakkının engellenmesi olarak değerlendiriyoruz'' diye konuştu. Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Dündar, ''yayın durdurma kararının 'görülmekte olan bir davayı etkileyici yayın yapmak' gerekçesiyle alındığını, oysa davayı etkileyici nitelikte bir haber olmadığını'' savundu. Dündar, ''yayın durdurma kararına itiraz ettiklerini, kaldırılması halinde de programın Kanal D'de yayınlanacağını'' sözlerine ekledi.