Uğur Dündar Erdoğan'a şahit oldu Kılıçdaroğlu'nu yalanladı!
Abone olSözcü yazarı Uğur Dündar, Erdoğan'ın tanığıyım, o hikaye doğru dedi ve Kılıçdaroğlu'nu yalanladı.
Bu köşede hemen her gün Başbakan, pardon Cumhurbaşkanı
adayı Tayyip Erdoğan'ı eleştiriyorum. (...)Ama bugün
Tayyip Erdoğan'ın hakkını teslim edeceğim. Aksi takdirde
adil ve dürüst davranmamış olurum.
Sözcü gazetesindeki köşesinde Uğur Dündar işte böyle başladı
yazısına.
Başbakan Erdoğan'ın AK Parti adayı olarak Cumhurbaşkanlığı
seçimleri için start verdiği toplantıda söz ettiği, kolundaki
bilezikleri veren kız çocuğu hikayesinin tanığı olduğunu açıklayan
Dündar şöyle yazdı:
KILIÇDAROĞLU O HİKAYE YALAN DEMİŞTİ Cumhuriyet gazetesi yazarı Çakırözer'e konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu o olay ile ilgili olarak, "Bir öykünün arkasına saklanarak, 'halka yakın' imajı vermek istiyor. Herkes bu gerçeği çok iyi bilmeli. Onun yerine erkek çocuğunun evindeki 30 milyon Avro'nun hikâyesini anlatsa çok henüz etkileyici olurdu. Profesyonel kurgucuların hazırladığı, Erdoğan'a verdikleri bir metin. O da bu metni okudu. Kime yarar bu hikâye? Ağlama dair profesyonel olan Bülent Arınç'a yarar. Zati ihtiyaç duyulan etkiyi de göstermiş. Ama biz Arınç'ın 30 milyon Avro için de ağzından en azından birkaç kelime çıkmasını beklerdik." demişti. Dündar, bugünkü yazısı ile Kılıçdaroğlu'nu da yalanlamış oldu. "O öykü gerçek değil. Uydurma bir öykü."
eleştirilerine yer veren Çakırözer, Kılıçdaroğlu'ndan şu
açıklamaları köşesine taşıdı: "Bir öykünün arkasına saklanarak,
'halka yakın' imajı vermek istiyor. Herkes bu gerçeği çok iyi
bilmeli. Onun yerine erkek çocuğunun evindeki 30 milyon Avro'nun
hikâyesini anlatsa çok henüz etkileyici olurdu. Profesyonel
kurgucuların hazırladığı, Erdoğan'a verdikleri bir metin. O da bu
metni okudu. Kime yarar bu hikâye? Ağlama dair profesyonel olan
Bülent Arınç'a yarar. Zati ihtiyaç duyulan etkiyi de göstermiş. Ama
biz Arınç'ın 30 milyon Avro için de ağzından en azından birkaç
kelime çıkmasını beklerdik."
Haberin Tamamı İçin: http://www.medya365.com/politika/kilicdaroglu-o-oyku-gercek-degil-h208440.html Medya365.com "O öykü gerçek değil. Uydurma bir öykü."
eleştirilerine yer veren Çakırözer, Kılıçdaroğlu'ndan şu
açıklamaları köşesine taşıdı: "Bir öykünün arkasına saklanarak,
'halka yakın' imajı vermek istiyor. Herkes bu gerçeği çok iyi
bilmeli. Onun yerine erkek çocuğunun evindeki 30 milyon Avro'nun
hikâyesini anlatsa çok henüz etkileyici olurdu. Profesyonel
kurgucuların hazırladığı, Erdoğan'a verdikleri bir metin. O da bu
metni okudu. Kime yarar bu hikâye? Ağlama dair profesyonel olan
Bülent Arınç'a yarar. Zati ihtiyaç duyulan etkiyi de göstermiş. Ama
biz Arınç'ın 30 milyon Avro için de ağzından en azından birkaç
kelime çıkmasını beklerdik."
Haberin Tamamı İçin: http://www.medya365.com/politika/kilicdaroglu-o-oyku-gercek-degil-h208440.html Medya365.com |
"Yıl 1994...
Hürriyet Gazetesi'nin İkitelli'deki binasında,
ARENA Programı'nı Show TV
yayınına yetiştirebilmek için dakikalarla yarıştığımız günlerden
biri...
Asistanım Türkan, Refah Partisi'nin İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkan Adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın aradığını
söylüyor.
"Bağla lütfen" diyorum.
O tarihlerde İstanbul'daki bazı SHP'li belediyelerdeki rüşvet ve
yolsuzluk çarklarını, cesaretle gözler önüne serdiğimiz için, başta
Refah Partisi olmak üzere muhalif partilerin gözdesi
durumundayız.
İSKİ Skandalı'yla ilgili haberlerimiz reyting rekorları
kırıyor, cesur ve dürüst gazeteciliğimiz yere göğe
sığdırılamıyor...
Erdoğan ilginç bir konuyu aktarmak istediğini söyleyince hemen
davet ediyorum.
"Zaten havalimanındayım, geliyorum" diyor.
Kapıda karşılayıp odama buyur ediyorum.
Milli Görüş Teşkilatı'nın çok güçlü olduğu Almanya'dan
dönüyormuş.
Sohbet sırasında SHP belediyelerindeki rüşvet ve yolsuzluklara
illallah diyen vatandaşların tüm gücüyle kendisini desteklediğini
söyleyip, ceketinin cebinden küçük bir torba çıkarıyor.
İri bir mendilin düğümlenmesiyle oluşan torbacığı masamın
üzerinde açmaya başlıyor.
Torbacığın içinden altın bilezikler ve takılar dökülüyor.
Sohbetimize katılan ekip arkadaşlarım Ercüment Alan ve Arslan
Kızılkan'ın gözleri şaşkınlıktan faltaşı gibi açılıyor.
"Bunları nereden buldunuz" diye sormaya
hazırlanırken o, "Halk bize öylesine güveniyor ki, biz
istemeden yastık altındaki ziynetini getirip veriyor. Gözlerimizi
yaşartan sevgi gösterileriyle karşılaşıyoruz" diyor.
Sonra da dürüst haberciliğimize teşekkür ederek ayrılıyor.
* * * *
Yıllar sonra değerli kardeşim Nedim Şener, hayatımı anlattığı
"İşte Hayatım" kitabını hazırlarken bu anımı
paylaşıyorum.
Nedim "Çok ilginç, bunu yazmalıyım" diyor.
Benim dürüstlüğüme havale edilmiş özel bir konu olduğu için
yazmamasını rica ediyorum.
Ama Tayyip Erdoğan açıkladığından, artık paylaşmakta sakınca
görmüyorum.
"İstanbul'un fakir bir semtinde dolaşıyorduk. 7-8
yaşlarında bir kız çocuğu geldi. Elinde bir şey vardı. Verirken
"Annem seçilirse bizi unutmasın" dedi. Bir baktım iki bilezik...
Kendisi de kolundaki oyuncak bilezikleri çıkardı" diyerek
anlattığı "bilezik hikayesi" doğrudur.
Halk ona, darda kalacağı günlerde bozdurmak üzere sakladığı
bileziklerini "Bu adam Allah'tan korkar, kul hakkı
yemez" deyip verecek kadar güvenmiştir.