Ufukta erken seçim görünüyor
Abone olProf. Aydın Ayaydın'a göre; sonbaharda siyaset ısınacak. Hem iktidar, hem de Anamuhalefet Partisi CHP'de yeni gelişmeler yaşanması hiç de sürpriz olmayacak.
Ayaydın, Takvim Gazetesi'ndeki yazısında bazı senaryolara yer
verdi ve bu senaryoların nasıl devreye sokalacağını yazdı: UFUKTA
ERKEN SEÇİM VAR MI? Son zamanlarda erken seçim sözcüğü kulislerde
yoğun biçimde kullanılmaya başlandı. Erken seçim öyle bir şey ki,
bir kez ağıza alındı mı arkası gelir. Geçmiş dönemlerdeki erken
seçim kararları hep bu şekilde gündeme gelmiş ve beraberinde erken
seçimi getirmiştir. Tıpkı 3 Kasım erken seçimlerinde hükümette
bulunan DSP, MHP ve ANAP kendisini yok etme pahasına erken seçim
kararından geri adım atmadığı gibi. Kulislerde dolaşan erken seçim
söylentileri iki nedene dayandırılıyor BASKIN SEÇİM Birincisi,
Aralık ayında Avrupa Birliği'nden tarih alınması halinde, bu
başarıdan puan almak ve ekonomide sağlanan istikrar ile AKP'yi
ikinci kez seçim kazanmış bir parti olarak Genel Başkanları
Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı yapma fırsatını değerlendirmek arzusuna
dayandırılmaktadır. AB'den tarih alan bir iktidar partisi, henüz
yıpranmamış ve rakip partiler hazırlıksız iken olası bir erken
seçimde daha güçlü bir şekilde iktidara gelir ve liderleri
Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı koltuğuna oturtur. Parti içinde yer alan
birkaç grup ise, Erdoğan sonrası başbakan olma hayalleri
taşıdıkları da bilinen bir gerçektir. Kulislerde Erdoğan’ın
Cumhurbaşkanı olması halinde, AKP'nin Genel Başkanı ve Başbakan
adayları arasında Bülent Arınç, Abdullah Gül ve Vecdi Gönül
isimleri daha şimdiden dolaşmaya başladı. Ancak Başbakan Erdoğan
böyle bir durumda partideki veliahtını kendi seçeceğe benziyor.
ANAP’ta Özal sonrası partide yaşananlar ile Cumhurbaşkanı Özal
arasında yaşanan olayları bilen Erdoğan’ın böyle bir sürprizle
karşılaşmak istemediği tahmin ediliyor. ZORUNLU SEÇİM Erken seçim
için kulislerde dolaşan ikinci gerekçe ise, AB den tarih alınmaması
halinde, AB için verilen tavizler sonunda çıkartılan yasalarla
sıkıntıya düşen toplumun belli kesimleri ile iktidar karşıtı olarak
bilinen çevrelerin yaratacağı olası girişimleri önlemek amacıyla
zorunlu olarak erken seçimi gündeme getirir. Hatta kulislerde
söylenenlere göre, AB den tarih alınmaması halinde CHP'den
ayrılacak belli sayıdaki milletvekillerinin Ecevit sonrası DSP de
grup kuracağı ve AKP'den bölünmeler yaşanacağı ve bu bölünme
sonrası bir başka partinin de TBMM'de grup kuracağı, dolayısıyla
TBMM'de en az dört siyasi partinin grubu olacağı, dolayısıyla
AKP'nin üç muhalefet partisi karşısında arzu ettiği biçimde
iktidarı yürütemeyecekleri yorumları da yapılmaktadır. Kulisler bu
söylentilerle çalkalanınca Başbakan Erdoğan’ın hiç boş
durmayacağının da hesabını yapmak gerekir. Erdoğan’ın mutlaka
gelişen durumlara göre B ve C planları vardır. Gelişmelere göre
pozisyon alacak ve dengelerin arzu ettiği biçimde şekillenmesi için
önlem alacaktır. Kendi partisini radikal bir parti değil, merkezde
bir parti olduğunun hesapları ile her kesimden oy almanın da
hesaplarını yapacaktır. ALTERNATİF YOK Gelişmelere bakılırsa
sonbaharda siyaset ısınacak. Hem iktidar, hem de Anamuhalefet
Partisi CHP'de yeni gelişmeler yaşanması hiç de sürpriz
olmayacaktır. Ancak, en büyük hareketliliğin AKP'de yaşanması
bekleniyor. TBMM Başkanlık seçimlerinde Bülent Arınç’ın tabii aday
olacağı, buna karşın parti içinde başka adayların da çıkabileceği,
dolayısıyla Erdoğan’ın kararının etkili olacağının hesapları daha
şimdiden yapılmaya başladığı görülüyor. İktidar partisinde bu
hesaplar yapılırken, CHP kendi iç sorunlarıyla boğuşmaktan beklenen
etkin muhalefeti ve olası erken seçim çalışmaları yapamamaktadır.
DYP’nin de olası bir erken seçime hazırlıklı olmadığını, ancak
arayışlarını sürdürdüğünü söylemek lazım. Bir taraftan tabanını
muhafaza etmeye çalışırken, öte yandan ANAP tabanına yönelik
girişimlerine ağırlık vererek güçlenmenin hesabını yapmaktadır.
Parlamento dışında kalan DSP, Ecevit sonrası yeni Genel Başkanı ile
Kamuoyunu yönlendirmeye çalışacaktır. MHP ise, beklenen hareketi
henüz sağlayamadığı, ancak vitrin değişikliği yaparak seçmeni
etkilemeye çalışacaktır. Türkiye’ye damgasını vuran, yıllardır tabu
gibi gözüken bir çok değişimi başlatan ANAP'ta ise suskunluk devam
ediyor. Siyasetteki deneyimi fazla olmayan Genel Başkan Nas’ın
partiyi toparlamada başarılı olamadığı, maddi sıkıntı içine düşen
ANAP’ı yaşatmakta güçlük çektiği, Genel Başkanı olduğu partiyi
kapatan bir lider olarak tarihe geçmek istemediği için çekilme
yönünde hesaplar yaptığı söylenmektedir. Nereden bakarsanız bakın
AKP dört ayak üstüne düşüyor. Ne Meclis'te ne de Meclis dışında
henüz alternatifi olamayan parti konumundadır. Erdoğan bu şansı en
iyi bir şekilde kallanmanın ince hesaplarını yapıyor. Yazı: Aydın
Ayaydın Kaynak: Takvim Gazetesi