Ufuk Uras puslu ortamı anlattı
Abone olİstanbul eski Milletvekili Ufuk Uras, ne şiddet politikasının ne de inkar politikasının Türkiye'yi bir yere vardırmayacağını söyledi.
Meselelerin özünün aslında PKK'nın dönüşmesiyle, sivil
siyasetin ön plana çıkmasıyla, 12 Eylül rejimi tasfiyesinin eş
güdümlü olduğunu dile getiren Uras, Kürt sorunu denilen meselede
akla gelebilecek her türlü uluslararası istihbarat örgütlerinin at
oynattığına dikkat çekti.
PKK'nın iç infazlarına yönelik soruşturma konusunda ise
Uras, "Her şey teşhir edilsin. Burada, benim taraf senin taraf,
onun taraf olmaz. Cinayet cinayettir. Rezillik rezilliktir."
dedi.
Ufuk Uras, Cihan Haber Ajansı'na, Kürt sorunu ve yeni anaya
tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni anayasanın
Kürt sorununun çözümünü hızlandıracağını söyleyen Uras,
'farklılıklar zenginliklerimizdir' felsefesini içeren, yurttaş
merkezli, etnik aidiyetlerin hepsini barındıran değil, etnik
aidiyet içermeyen bir anayasanın herkesin arzusu olduğunu
vurguladı. Uras, herkesin kendi kültürü kimliğiyle yaşayabileceği
demokratik bir Cumhuriyet'in şartının da zaten demokratik bir
Anayasa olduğuna dikkat çekti.
Yeni anayasanın hazırlanmasında tehlikeli bariyerler konusuna
işaret eden Uras, "Hayat bize gösterdi ki ne şiddet politikası ne
inkar politikası bizi bir yere vardırmıyor. Tam tersine herkes
gardını alıyor. Gerginliği değil, gerginliği ortadan kaldıracak
siyasi bir müzakereyle sorunları çözmek lazım. O yüzden Türkiye'de
son dönemde beliren Habur-Oslo eksenine karşıt olan cepheden hep
uzak durmak lazım." görüşünü dile getirdi.
O cepheyi ülkenin hayrına görmeyen Uras, bu süreçte tüm tahriklere
rağmen, müzakereyle ve Meclis'i esas alan bir yerde, koç başının
Meclis olduğu bir zeminde somut adımlar atılması gerektiğini
kaydetti. Uras, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzden bunun dışında başka bir çözüm olmadığı için bir şekilde
bu müzakerelerin, bu diyaloğun önünü açarak siyaseten meseleleri
çözme aşamasında bir irade koymak lazım. Meclis'teki uzlaşma
komisyonunun kendisi bu açıdan bir avantaj. Referanduma karşı tutum
alan kesimler sürekli bu değişikliklerin iktidar partisine
yaradığını varsaydılar, yarayabilir ama genel olarak topluma da
yarıyor. O yüzden şu anda masada bulunayım ama takoz koyayım gibi
taktikler yapılmak istenirse, 2014-2015 seçimlerinde bunun faturası
zaten o kesimlere çıkacak. Siyasi partiler de bunun farkında. Bunu
yaşayıp göreceğiz. Danışıklı dövüşe dönüşmeden bu herkesin
anayasası haline gelecek mi? Yoksa kişisel siyasi parti
ihtiraslarına hebamı edilecek? Buna hakkımız olmadığını
düşünüyorum, o yüzden sonuna kadar bu uzlaşma komisyonunun
faaliyetini desteklemek lazım. Yeni anayasanın yanı sıra yasal
değişiklik, hatta tüzüksel değişiklikleri eş zamanlı yürütmek
lazım. Bütün bu meselelerin özü aslında PKK'nın dönüşmesiyle, sivil
siyasetin ön plana çıkmasıyla, 12 Eylül rejimi tasfiyesinin eş
güdümlü, senkronizasyonlu, aynı zamanda ilerlemesi maharetini
göstermek. Bu mahareti de gösterecek olan iktidarıyla muhalefetiyle
siyasi partiler."
"YA BU OYUNU BOZACAĞIZ, YA DA BU OYUNUN BİR PARÇASI
OLACAĞIZ"
Çok masumane bir meseleyle karşı karşıya olunmadığına dikkat çeken
Uras, Kürt sorunu denilen meselenin ise uluslararası bir mesele
haline getirildiğine dikkat çekti. Akla gelebilecek her türlü
uluslararası istihbarat örgütlerinin at oynattığı bir alan olduğunu
ifade eden Uras, "Bu ülkenin insanlarının da yapması gereken şey
öncelikle bu oyunu bozmak. Ya bu oyunun bir parçası olacaksınız ya
bu oyunu bozacaksınız. Mutlaka bu oyunu bozmamız lazım. Oyunu
bozmanın yolu gerginlikleri artıran değil, diyalog, müzakere ve
siyaseti artıran hattır. Kim ki gerginliklerden medet umar hiç
şüpheniz olmasın. O işte uluslararası senaryoların mutlaka
sübjektif niyeti ne olursa olsun objektif olarak oyunun bir
parçasıdır. Oradan tespit edebilirsiniz. Hakikaten bunun faturası
çok ağır olarak çıkar." dedi.
"CİNAYET CİNAYETTİR, REZİLLİK REZİLLİKTİR"
Faili meçhuller ile PKK'nın iç infazlarına yönelik soruşturmayı da
değerlendiren Uras, gerçek neyse ona ulaşmak gerektiğini söyledi.
Uras, şöyle devam etti: "O yüzden Mecliste bu tür komisyonlar
kurulması, adı ne olursa olsun ister hakikatleri araştırma ne
olursa olsun, kim ne yapıyorsa her şeyin ortaya çıkarılması lazım.
Hakikaten transparan, şeffaf, her meselenin arkasında ne varsa
ortaya çıkarılmasını sağlayacak irade ortaya konulmalıdır. Neyse
gerçeklik ortaya çıkarılsın. Her şey de teşhir edilsin, burada
benim taraf senin taraf, onun taraf olmaz. Cinayet cinayettir.
Rezillik rezilliktir. Zaten bunlar ortaya çıktıkça arka plandaki o
büyük dalaşmanın aktörleri de çok rahat bir şekilde görülür.
Kamuoyu da üç aşağı beş yukarı bunu anlıyor. Hiçbir sorun bu tip
sorunlarda dahil olmak üzere hiç kimsenin tekelinde değil, bu
hepimizin sorunu. Kürtlerin de sorunu, Türklerin de sorunu. O
yüzden biz baş başa verip bu sorunu çözeceğiz. Başkalarının bu
sorunu çözmesi mümkün değil."
"ÇOK PUSLU BİR ORTAM"
Çok puslu bir ortamın bulunduğunu dile getiren Uras, "Kimin eli
kimin cebinde belli değil. Taraflar bu kadar kilitlendiyse eğer ve
meseleyi biz siyaseten çözeceksek belki bu toplumun aydınlık yüzü
olan, vicdanı olan bir heyetin devreye girmesi ve belki bu
süreçlerde kolay kolay yan yana gelemeyecek kesimlerin bir tür
aracılığını yapması işi hızlandırabilir. Ana çözüm bu olabilir yani
burada hükümetin de dahil olamayacağı bazı meselelerde kamuoyunun
güvendiği bazı kesimlerin, bazı heyetlerin temaslarının ben faydalı
olabileceğini düşünüyorum. Maksat zaten sorunu çözmekse olabilecek
her türlü operasyonel araçları kullanmak lazım." diye konuştu.