Oya Toksöz (Gökçe Bahadır) Hikayemizin protagonisti. 1980 doğumlu. Jinekolog. İyi kalpli ve akıllı bir kadın… İyi bir ailede yetişmiş. Geçmişte uğradığı bir iftira sonucu, hayatı değişmiş. Bekar. Çocuğu olmadığı için, hayatı boyunca, ciddi, evliliğe giden bir ilişki kurmaktan kaçınmış. Çocuk özlemi içinde. Adalet duygusu çok yüksek. İhtiyacı olanlara yardım eden, kötülerin cezasını bulmasını gönülden isteyen bir insan. Onun adalet mücadelesini izleyeceğiz. Merve Aksak (Aslıhan Gürbüz) Hikayemizin antagonisti. Dört kadının liseden beri lideri. 1980 doğumlu. Çalışmıyor. Güzel, bakımlı, kötü kalpli ve çok zeki bir kadın. Herkesin arkasından iş çeviriyor, herkesi kontrol altında tutmak istiyor. Kendi sosyal çevresi – bir nevi tebaası- içinde oldukça güçlü… Narsistik kişilik bozukluğu var. Kendi varlığını ve menfaatlerini her şeyin üzerinde tutuyor. Hayattaki adaletsizliğin temsilcisi… Fakat izleyeni kendine hayran bırakan zekası sayesinde, gözümüzü alamadığımız bir karakter. Pelin Tarhan (Bade İşçil) 1980 doğumlu. Merve’nin en yakın arkadaşı. Çok sevimli, çok yumuşak mizaçlı görünen ama kara vicdanlı bir kadın. Merve’den daha bile tehlikeli ama çaktırmıyor. Yavaş yavaş neler yapmaya muktedir olduğunu göreceğiz. Çalışmıyor. Klasik bir ev hanımı. Kocasına çok ama çok düşkün, onu bütün dünyadan kıskanıyor ve elinde tutmak için yapamayacağı hiçbir şey yok. Arzu Kara (Tülin Özer) Aynı yaşta. Dört kadının, dördüncüsü… Hikayenin en sürprizli karakteri… Diğerlerine göre çok daha domestik, erken yaşta evlenip çoluk çocuğa karışmış. Aldatılıp, boşanıp, hayata yeniden başlaması hikayesini izleyeceğiz. Güçlendikçe kötüleşecek. Serhan Aksak (Mert Fırat) Hikayemizin bir numaralı erkek kahramanı. Merve’nin eşi. 38 yaşında. İdeal bir eş, ideal bir baba, karizmatik, vicdanlı, mükemmel erkek, mükemmel insan… Hayattaki “ iyiler”in temsilcisi. Harika çocuk olarak büyümüş, hep başarılı olmuş, burslar almış, Londra’da okumuş. Gustosu olan bir adam. İyi giyimden, iyi yemekten ve iyi şaraptan anlıyor. Yaptığı tek hata, Merve’nin tatlı yüzüne kanıp, onunla bir aile kurmuş olması… Oya’yla tanıştığı zaman, yanlış tercihler yaptığını fark ediyor. Oya’yla aralarında, ikisinin de istemediği, yanlış bulduğu bir aşk filizleniyor. Kendini ondan uzak tutmaya çalışsa da, biz aşkın adım adım içine sızışını izleyeceğiz. Edip Hoca (Selim Bayraktar) Kızların lisedeki öğretmeni, Oya’nın en yakın arkadaşı, akıl hocası, ailesi, her şeyi… Aralarında tanımlayamadıkları bir ilişki var. Üstelik kader arkadaşılar da bir yandan… Birlikte iftira uğramışlar, ikisinin hayatı da aynı olaydan ötürü tepetaklak olmuş. Bundan dolayı, omuz omuza verip, hep birbirlerine destek olmuşlar. Edip’in Oya’ya düşkünlüğü, çok aşağılarda aşk gibi görünüyor. Oya’nın hayatında ciddi biri olmadığı için, Edip hep onun en yakını, bir nevi hamisi, kocası olmuş. Bu yüzden asla bir aşk ilişkisi içine girmeye ikisi de meyletmemiş. Yer yer biz; “ah keşke olsalar bunlar” diyoruz. Edip mi Serhan mı gibi bir ikilemde kalmak muradımız… İkisinin farklı meziyetleri var. Serhan daha atak, heyecan verici, hayatın içinde bir adamken, Edip daha çok huzuru ve sükuneti temsil ediyor. Biri sıcak diğeri serin… Biri tehlikeli diğeri güvenli… Oya’nın yolculuğunda en ciddi yol ayrımı olacak bu iki adam… Edip, diğer taraftan da hikayemizin akil kişisi… Hep doğru şeyi söyleyen, bize hikayenin felsefesini anlatan karakter… Taylan Tarhan (Ferit Aktuğ) Kadınlarla aynı yaşta, aynı liseden Taylan… Lisedeyken Oya’nın sevgilisiymiş, şimdi Pelin’in eşi. Çok yakışıklı ve çok yakışıklı olduğunun fazlaca farkında, bütün karakteri bunun üzerine şekillenmiş, dolayısıyla şımarık bir adam… Çok güvenilir bir karakter değil. Pelin’i her an aldatabilir, bırakıp gidebilir. Zaten iç güveysi kimliğiyle evlenmiş, Pelin’in babasının yanında çalışıyor. Büyük ihtirasların adamı değil Taylan, komik, eğlenceli, hafif bir adam… Mehmet (Yıldıray Şahinler) Arzu’nun eşi. 48 yaşında. Hoş adam, zarif, kibar, fit… Arzu’yla, Arzu gençken evlenmiş. Şimdi Arzu’da daha genç bir kızla (Burcu) karısını aldatıyor. Zaaflarının yönettiği, kolaylıkla yanlış yöne sapabilen bir adam… Arzu’yla çekişmeli bir boşanma sürecine girecekler ve Mehmet’ten yer yer nefret edeceğiz. Burcu’nun elinde oyuncak olması, işine gelince çok rahat yalan söyleyebilmesi, Mehmet’i kadınların gözünde “klasik erkek” yapıyor. Dört kadın ve dört adam arasında karanlık sırlar, tutkulu bir aşk, yalanlar ve bitmek bilmez bir rekabetin anlatıldığı, 24 Ekim Salı günü izleyiciyle buluşmaya hazırlanan Ufak Tefek Cinayetler'in ilk afişi de yayınlandı.