Uçurup biçirip, kaçırıp, göçüreceğiz
Abone olKabul edilen Oyak iddianamesinde yer alan telefon kayıtları inanılmaz. Sanıkların silinen kayıtlarla ilgili konuşmaları yer alıyor.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen
iddianamede yer alan telefon konuşmalarında saldırının bir gün
öncesine ait kayıtların olmadığını teyit eden sanıkların,
inceledikleri imajlara ilişkin “uçurup, biçirip, kaçırıp,
göçüreceğiz” dediği ortaya çıktı.
OYAK Güvenlik Sistemleri Şirketi Genel Müdürü emekli Albay Orhan Çoban’ın bir numaralı sanık olarak yer aldığı, altısı tutuklu 10 sanıklı iddianamede sanıklar, “Danıştay saldırısında kamera kayıtlarının silinerek delillerin karartılması” ve “silahlı terör örgütüne yardım etmek suretiyle örgüte üye olmak”la suçlanıyor.
Taraf gazetesi, iddianamenin çarpıcı detaylarını okurlarına
aktardı. Sanıklar arasında geçen telefon konuşmaları ve silinen
kayıtlarla ilgili bilirkişinin görüşlerine de yer veriliyor.
İddianamede yer alan 17136 nolu iletişim tesbit tutanağında sanık
Metin Almalı ile Barış Demirtaş arasında 11 Mayıs 2010 tarihinde
saat 10.47’de yapıldığı belirtilen telefon görüşmesinde Demirtaş’ın
“16’sında görüntü var mıydı ...” şeklindeki
sorusuna Almalı “yoktu” şeklinde cevap veriyor.
Demirtaş’ın tekrar “... sen ayın 16’sında görüntü var mıydı
yok muydu onu bana? ...” sorusuna Almalı “Tamam
oldu” şeklinde yanıt veriyor. Demirtaş’ın “Siz ne
yaptınız” diye sorması üzerine de Almalı şu çarpıcı cevabı
veriyor: “Uğraşıyoruz bizde şimdi imajları alıyoruz ondan
sonra işte uçurup, biçirip, kaçırıp, göçüreceğiz, test
edeceğiz.”
KAYITLAR 3.5 YIL SAKLANDI İDDİASI
İddianamede arızalı olduğu gerekçesiyle saldırıdan bir gün önce
sökülen kameradaki görüntülerin bulunduğu hard diskte, arızanın
olmadığı, yine hard diske erişim ve imaj alınması sırasında
zorlukla karşılaşılmadığı bilgisi yer aldı. Hazırlanan bilirkişi
raporlarında ise kayıt cihazının söküldüğü, saldırı günü
kameraların çalışmasının engellendiği ve sağlam olan hard disklerin
ise 3,5 yıl boyunca adli mercilerden saklandığı belirtildi.
Saldırının yaşandığı günlerde kamera cihazlarının bozulmasına
ilişkin, sanık Murat Kablan’ın cihazı resetleyerek çalışır hale
getirdiği, oysa cihazın sökülerek merkeze alınması gerektiği
vurgulandı.