Uçak ile ilaç atımına yasak
Abone olÇiftçilerin, uçak ile ilaç atımının yasaklanması beraberinde tartışmaları getirdi.
Çiftçilerin, uçak ile ilaç atımının yasaklanması nedeniyle
Başbakan Tayyip Erdoğan'dan destek istemesine karşın, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı ''uçak ile ilaç atımının, uçak şirketleri
dışında kimseye, çevreye ve bitkiye yararlı olmadığı''
görüşünde.
A.A muhabirinin görüştüğü bakanlık yetkilileri, tarımda uçakla
kimyasal ilaç atımının, ancak başka türlü mümkün olmadığı zaman bir
alternatif olarak düşünülebileceğini belirtirken, bu nedenle sadece
yüksek alanlarda yetişen zeytin ağaçları dışında, kimyasal
mücadelede uçak kullanımınn yasaklandığını söylediler. Uçak ile
kimyasal mücadele ilacı atımının 2001 yılında zirai mücadele
talimatnamesinden çıkarıldığına işaret eden yetkililer, yer
aletlerenin yeterli olmamasından kaynaklanan bazı zorunluluklar ve
''bazı lobilerin siyasi baskıları'' nedeniyle geçen yıla kadar
zirai mücadelede uçak kullanıldığını, ancak artık yeterli
altyapının oluşturulması nedeniyle, uçak kullanımının bu yıl
yasaklandığını, ''geri dönüşün söz konusu olmadığını''
vurguladılar.
Firmaların bu konudan haberi olmasın karşın hala bazı kesimleri
yanına alarak baskı yapmaya çalıştığını anlatan yetkililer, ''Zaten
bilimsel olarak uygun bulunmayan bir uygulamaya son verdik. Uçak
ile ilaçlama, 7-8 milyon YTL'lik bir pazar. İnsan ve bitki sağlığı,
doğal dengenin korunması, uçakların atıl kalmasından daha önemli
bir konu'' dediler. Diğer taraftan, Tarım Araştırmaları Genel
Müdürlüğü, ilaçların etkililiğini yer aletlerine göre
ruhsatlandırıyor. Uçaktan kullanıma göre etkililik ruhsatlandırması
yapılan ilaç yok.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil,
havadan yapılan ilaçlamanın ''ilaçların sürüklenmesi'' nedeniyle
ilaçlama yapmayan üreticileri de zor durumda bıraktığını
belirtirken, bu nedenle birçok üründe zirai ilaç kalıntısı
çıktığına işaret ediyor. Pakdil, gerek iç piyasada gerekse
ihracatta ilaç kalıntısı nedeniyle yaşanan sorunlara dikkat
çekerek, AB pestisit kontrolü için yılda en az 800 analiz
yapılmasını yeterli görürken, Türkiye'nin bu yıl 4 bin 500 pestisit
analizi yapılmasını planladığını söyledi.
''ÇİFTÇİLERİN KOLAYINA GELİYOR''
A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, uçak ile kimyasal ilaç
atılması uygulaması, bilimsel gerekçelerle, 2001 yılı zirai
mücadele talimatnamesinden çıkarıldı. Ancak, teknik zorunluluklar
ve bazı çevrelerin siyasi baskıları sonucu geçen yıla kadar kısmen
kullanıldı. Bu yıl 26 Mayıs'ta yayımlanan bitkisel mücadele
talımatnamesiyle, zeytin dışında bitki hastalık ve zararlıları ile
kimyasal mücadelede uçak kullanımı yasaklandı. Bakanlık
yetkililerinin verdiği bilgiye göre, uçak ile ilaçlamaların
yasaklanmasında, ''yerden ilaçlamanın daha etkili olduğu, uçak ile
ilaçlamada çevre, insan sağlığı, doğal dengenin bozulması
risklerinin yüksekliği'' gibi bilimsel veriler ile gelişmiş
ülkelerdeki uygulamalar göz önüne alındı. Yetkililer, havadan zirai
mücadele ilacı kullanımının, yerden ilaçlamaya göre fazla etkili
olmamasına ve daha pahalıya mal olmasına karşın, ''çiftçilerin
kolayına geldiği için'' çiftçiler tarafından savunulduğunu ifade
etti.
''İLACIN YÜZDE BİRİ HEDEF ZARARLIYA ULAŞIYOR''
Verilen bilgiye göre, uçaktan atılan ilacan yüzde 1'den daha azı
hedeflenen zararlıya ulaşıyor. Yüzde 30'u havada sürükleniyor,
yüzde 10'u buharlaşıp havada kalıyor, yüzde 41'i bitki ve toprak
üzerinde kalıntı oluşturuyor. Buharlaşan, havada sürüklenen bu
ilaçlar, çevresel değerleri olumsuz etkilerken, su kaynakları
kirleniyor, yerleşim yerlerinde insanların akut zehirlenmelerine
neden oluyor. ABD'de en fazla tarımsal üretim yapılan
Kaliforniya'da 1997-2000 yılları arasında yürütülen çalışmalar,
bölgedeki tüm tarımsal zehirlenmelerin yarısının havadan sürüklenen
pestisitlerden (kimyasal ilaç kalıntısı) kaynaklandığını ortaya
koydu.
Hedeflenmeyen canlılara da ilaçlar ulaştığı için, 1987-88
yıllarında Trakya'da havadan yapılan ilaçlamalar sonrasında
yılanların ölmesi nedeniyle, 1989'da bölgede farelerin zararı
arttı. Havadan yapılan ilaçlamada, sürüklenen ilaçların çevre
tarlalara da ulaşması nedeniyle, organik üretim ve diğer bitkisel
ürünler de zarar görüyor. İlaç kullanılmadığı halde, birçok ürün,
ilaç kalıntısı nedeniyle ihracattan dönüyor. Kilis'te, hiç uçaktan
ilaçlama yapılmamasına karşın, 2004'de organik ürün olarak ihrac
edilen zeytinyağın, ilaç kalıntısı nedeniyle geri döndü. Zeytine,
Suriye'de yapılan uçaktan ilaçlamadan sürüklenen ilaçların
bulaştığı anlaşıldı. Adana Yüreğir'de, organik narenciye üreten bir
üreticinin sertifika almak için gönderdiği ürünlerde, tam sertifika
alma aşamasında yüksek düzeyde ilaç kalıntısı çıktı. Üretici
sertifika alamazken, organik üretim mümkün olamadı. Organik ürün
üreticileri, uçakların tarlaları üzerinde manevra yapmasını bile
istemiyor. Diyarbakır'da yapılan zirai ilaçlama nedeniyle 80 km
uzağındaki dut ağaçlarını yiyen ipekböceklerinin öldüğü tespit
edilmiş.
İLAÇ TOPRAKTA KALIYOR
Karpuz gibi yere yapışık veya çok yakın bitkilerde, zararlılar
genellikle yaprakların altında saklandığı için uçaktan atılan
ilaçların bu zararlılara ulaşması hemen hemen mümkün olmuyor.
İlaçların büyük bölümü toprağa ve bitkinin üzerine düşüyor. Etkili
olması için daha yüksek ilaç dozda kullanılıyor veya birkaç ilaç
karıştırılıyor. İlaç, ''kimyasal bomba'' haline geliyor. Bazen,
ilacın zararlıya ulaşmaması nedeniyle sistemik (bitkinin
damarlarına giren, ürüne de geçen) ilaçlar kullanılıyor. Oysa 30-40
cm'den yerden yapılacak spesifik uygulamalar, hem maliyeti
düşürüyor hem de daha etkili mücadele sağlıyor.