Uçağı uyarmadan vurdular
Abone olSuriye'nin Lazkiye açıklaında düşürdüğü Türk askeri keşif uçağını ayrıntıları netleşiyor.
Ankara’daki güvenlik toplantılarında, Suriye’nin keşif
gezisinde olan Türk F-4 uçağını bir uyarı yapmadan, uluslararası
hava sahasında ve muhtemelen emir-komuta zinciri içinde düşürdüğü
görüşü ortaya çıktı.
Dün yapılan üst düzey toplantılar sonrası Türkiye’nin uluslararası dünyayı da arkasına alarak sert bir tepki vermesi gerektiği görüşü ağırlık kazandı.
Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş, toplantıların perde arkasını ve üst düzey bir kaynaklara dayanarak son gelişmeleri bugünkü yazdı.
Doğrudan hedef alındı
Milliyet’in görüştüğü ve uçağın koordinatları konusunda bilgi
sahibi olan üst düzey yetkililer, Suriye hava kuvvetlerinin keşif
gezisinde olan Türk F-4 uçağına yönelik telsizle herhangi bir uyarı
yapmadığını belirterek, uçağın doğrudan hedef alındığını
belirtti.
Türk uçağının Suriye’ye herhangi bir tacizde bulunmadığını ve
düzenli bir keşif uçuşunda olduğunun da altını çizen üst düzey bir
yetkili, “iyi niyetli bir olay değil. Sıradan bir hataya
benzemiyor. Ama şu aşamada serinkanlı götürmek zorundayız”
dedi.
Füze saldırısına uğrayan ve genelde keşif amaçlı kullanılan F4
uçağının Lazkiye ve Hatay arasında bir noktada 9 mil açıklarında
Suriye karasularına düştüğü biliniyor. Ancak havada vurulduğu yerin
uluslararası hava sahası olduğu şüphesi var.
‘Angajman’a aykırı
Suriye’nin Türk uçağını vurması, uluslararası havacılıkta
“angajman kuralları” denilen askeri ve diplomatik
prosedüre de aykırı. Uluslararası ilişkilerde zaman zaman hava
sahası ihlalleri de oluyor. Örneğin Ege denizinde
Türkiye ve Yunanistan arasında sık sık karşılıklı hava sahası
ihlali yaşanıyor. Ancak diplomatlar ve askeri yetkililer, böyle
durumlarda söz konusu ülkenin önce telsizle ihlal yapan uçağı
uyarmakla yükümlü olduğunu, ardından gerekirse kendi uçaklarıyla
taciz (dogfight) ya da inişe zorladığını belirtiyor. Suriye’nin
bütün bunları yapmadan “keşif uçağı” olduğu
bilinen F4 model uçağı doğrudan hedef alması, Ankara’da
“hâlâ anlaşılamayan” biçimde
“cüretkâr” bir adım olarak nitelendiriliyor.
Ankara’da ayrıca vur emrinin sadece Suriye Hava Savunma
sistemlerinin başındaki subayın inisiyatifiyle olmadığı,
emir-komuta zinciri içinde hava kuvvetlerinde en üst düzeyde ve
muhtemelen Esad ailesinden birinin de onayının alındığı şüphesi
var.
Arama kurtarmaya öncelik
Düşen uçaktaki F4 pilotlarının yaşamıyla ilgili umutlar çok yüksek
olmasa da, Türkiye önümüzdeki 48 saat içinde arama kurtarma
çalışmalarına ağırlık verecek.
Üst düzey kaynaklar, buna paralel olarak Türkiye’nin Birleşmiş
Milletler (BM) ve NATO nezdinde de girişimler başlatacağını,
tepkisinin zamana yayılmakla birlikte “yumuşak
olmayacağını” belirtiyor. Hem hükümet hem de Dışişleri
kanadında, Ankara’nın bu olaya sert bir tepki vermemesinin
Türkiye’nin prestij ve uluslararası ağırlığını sarsacağı,
Ortadoğu’da yükselen popülaritesi ve “bölgesel liderlik
iddiasını” zora sokacağı görüşü hakim.
NATO’dan sertlik beklentisi
Ankara, BM Güvenlik Konseyi’nden kınama kararının yanında NATO’nun
da şu zamana kadar çekingen davrandığı Suriye konusunda, Türkiye’ye
yönelik ihlali sert bir dille kınamasını bekliyor. Onun ötesindeki
adımlar ise Türkiye’nin uluslararası hukuku da arkasına almasıyla
zamana yayılarak ve Başbakan’ın kararlarıyla şekillenecek.
Bunlar arasında sınıra asker yığmak gibi askeri tedbirlerin olup
olmadığı ise henüz netlik kazanmış değil.
‘Ciddi bir ihlal’
Üst düzey bir kaynak, “Savaşa falan gitmiyoruz ama başka
bir ülkenin uçağını vurmak ciddi bir ihlal. Kendi halkının hukukuna
saygı göstermeyen bir rejim, uluslararası hukuka hiç saygı
göstermez. Bu belki de rejimin artık zıvanadan çıktığının
göstergesi” dedi.
Ankara’daki askeri ve diplomatik kaynaklar, uçağın Suriye’nin iddia
ettiği gibi topraklarına 1 kilometre kala vurulmadığını,
uluslararası hukuk açısından tamamen doğru yerde olduğunu da
vurguladı.