Üç iddiaya külliyen yalanlama
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, hükümete yönelik itham ve suçlamalara cevap verdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, IŞİD petrolü,
İsrail'e jet yakıtı satış iddiası ve atom bombasıyla alakalı
iddiaların karşılıksız ve külliyen yalan olduğunu
söyledi.
Anadolu Ajansı'nın (AA) kurduğu "AA Enerji Masası"nın açılışını
gerçekleştiren ve ilk konuğu olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Yıldız, IŞİD'in enerji kaynakları üzerindeki kontrolüne ilişkin
sorular üzerine, özellikle siyasi stabilizasyonun bozulduğu
ülkelerde enerji kaynaklarının durumunun çok daha önemli hale
geldiğini, Irak'ın kuzeyi ve Suriye bölgesinin bunun bugünkü en
sıcak örneği olduğunu söyledi.
Söz konusu bölgede IŞİD'in bazı petrol kuyularını ve ufak çaplı
rafinerileri ele geçirdiğini ifade eden Yıldız, bunların bir
kısmının da ABD tarafından bombalandığını dile getirdi.
Yıldız, bütün bunların ülkedeki siyasi istikrarsızlığın başka
güçlerce doldurulmasından kaynaklandığını, bunun müsebbibinin de
Türkiye olmadığını vurguladı. Bakan Yıldız, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin üzerine düşen IŞİD'e finansman olabilecek bir yapıyı
engellemektir. Türkiye'ye yönelik olarak özellikle son 1 aydır
enerji sektöründe hak edilmeyen 3 başlık oluşturuldu. Bunlar IŞİD
petrolü, İsrail'e jet yakıtı satılması iddiası ve Türkiye'nin atom
bombası yapacağıyla ilgili iddiadır. Bu 3 iddia da karşılıksızdır
ve külliyen yalandır. Türkiye'nin uluslararası siyasi itibarının
bozulmasına yönelik yapılan çalışmalardır. Bunlar Türkiye'nin
haketmediği, kasıtlı ithamlardır.
Türkiye bir hukuk devletidir ve Türkiye'nin gayri hukuku bir işlem
yapması söz konusu değildir. Irak'ta Bağdat'la yaptığı anlaşmaların
ve Kuzey Irak'ta yapılan sözleşmelerin çerçevesinde Irak
Anayasası'nda bizi bağlayan unsurların haricinde herhangi bir
ticari ilişki, muhataplık söz konusu olmaz."
Kaçakçılığın Türkiye'de IŞİD'le gündeme gelen bir konu olmadığına
dikkati çeken Yıldız, kaçakçığın IŞİD olmadığında da meşru
görülemeyeceğini söyledi.
Türkiye'nin her türlü kaçakçılıkla mücadelesini sürdürdüğünü
vurgulayan Yıldız, bu konuda Gümrük ve Ticaret Bakanlığının çok
yoğun çaba ve gayretleri olduğunu dile getirdi. Bakan Yıldız, geçen
yıl katırlarla ya da başka yollarla ülkeye sokulmaya çalışılan
petrol olduğunu, bu konuyla yoğun biçimde mücadele edildiğini
belirtti. Taner Yıldız, şöyle konuştu:
"IŞİD petrolü Türkiye üzerinden kesin olarak satılmaz, satılamaz.
Bizdeki mekanizma bu değildir. 60 milyar dolarlık bir enerji
ticaret hacminiz olacak. Oradaki 2 milyar dolarlık bir ticaretin
legal hale getirilmesiyle alakalı çalışma yapacaksınız. Bu olmaz,
doğru bir şey değil. Kaldı ki Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru
Hattı'ndan aldığımız petrolün menşeilerine de bakıyoruz. Hangi
kuyudan ne kadar çıkartıldı, hangi kuyu da ne kadar üretim yapıldı
ve bunlar bize hangi kaynaklardan geldi..."
Yıldız, IŞİD petrolü konusundaki ithamın, "İran, Suriye ve
Türkiye'ye kaçak yollardan IŞİD petrolü geldiği" şeklinde olduğuna
işaret ederek, "Ama niçin Türkiye ile ilgili konular ön plana
çıkartıldı? İtham başlı başına yanlış ama içerisinde bir başka
yanlış var, sadece Türkiye'nin ön plana çıkartılması. Bunu da
kesinlikle doğru bulmuyorum. Suriye'de illegal yollardan 30 dolara
mı, 70 dolara mı, 100 dolara mı satıldığı bizi direkt
ilgilendirmiyor. Bunlar da mümkündür" dedi.
Bakan Yıldız, her pazarın kendine has alıcısı olacağını belirterek,
oradan Türkiye'ye gümrüklere tabi sınırlar içerisinde bir mal
girişinin söz konusu olmadığını ifade etti. Yıldız, başka yollardan
sokulmaya çalışılmasına karşı da ciddi çabalar olduğunu
vurgulayarak, "Enerji sektörü olarak IŞİD'a herhangi bir finansman
kaynağı oluşturmamız söz konusu değil, mümkün değil. Hem siyaseten,
hem de teknik olarak mümkün değil. Suriye ya da başka ülkelerde
satıyor olabilirler. Suriye hukukiliği tartışılan, insanlık dışı
hareketlerin ve dramların yaşandığı bir ortamda... Suriye böyle bir
yer şu anda. Rejimin kendisi zaten illegal bir hale gelmiştir,
yapacağı işlemlerin illegal olması da bizi şaşırtmaz" diye
konuştu.
Irak'ta kurulan yeni hükümetle ilişkilerin nasıl olduğunun
sorulması üzerine Yıldız, "komşu ve kardeş ülke" Irak'la, şu anda
bulunulan konumun sürdürülebilir olmadığını söyledi. Sürdürülebilir
olanın iyi ilişkiler içinde, karşılıklı menfaatleri ülke
çıkarlarını ön plana alacak bir yapıyı kurgulamak olduğuna dikkati
çeken Yıldız, her iki ülkenin yöneticilerinin bu konuda istekli
olduğunu ifade etti.
Irak Elektrik Bakanı Kasım Fehdavi ile dün, elektrikle alakalı bir
konuyu görüştüğünü anlatan Yıldız, "Ortak bir proje, özel sektörün
Bağdat'ın güneyinde aldığı, yaklaşık 3 bin megavatlık bir santralin
kurulumuyla alakalı imza törenini inşallah düzenleyeceğiz. Bu hem
Türkiye hem de Irak'ın normalleşmesi açısından son derece önemli"
diye konuştu.
Yıldız, Irak'ın son 10-12 yıllık süreçte enerji yapılanmasının
neredeyse tamamının zarar gördüğünü belirterek, şunları
kaydetti:
"Şu anda Bağdat'ta enerji kesintileri, enerjinin verildiği süreden
daha fazla. Yeri geliyor 18 saatlik kesintiler söz konusu. Türk
firmaları, şu ana kadar orada aldıkları taahhütleri başarıyla
yerine getirdiler. İsmini zikretmiyorum ama bir firmamız yaklaşık
2,2-5 yıllık bir çalışmayla 2 bin megavat civarındaki bir santrali
tamamladı ve santral hizmete girdi. Bu başarı, tabii ki Bağdat
yönetiminin dikkatini çekiyor. Santrallerin anahtar teslimi
yapılmasını genellikle Türk firmalar alıyor. Ben buradan tüm
firmalarımızı tebrik ediyorum. Şu anda bir firmamız, 4,5 milyar
dolarlık bir yatırıma karşılık gelen 3 bin megavatlık santral işini
aldı ve bunun imza törenini inşallah yapacağız."
KERKÜK-YUMURTALIK HAM PETROL BORU HATTI
Türkiye üzerinden daha fazla Irak petrolünün taşınması için
Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı'nın günlük kapasitesinin
artırılmasına yönelik çalışmaların sorulması üzerine Yıldız, bu
hattın çok bilinmese de Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı'ndan
daha yüksek kapasiteli olduğunu bildirdi.
Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı'nın 70 milyon tonluk
kapasitesinin bulunduğunu anlatan Yıldız, cari fiyatlarla Irak'ın,
50 milyar dolarlık ciroyu sadece bu hat üzerinden yapma imkanına
sahip olduğunu ifade etti. Yıldız, "Bu kapasite ne yazık ki Iraklı
kardeşlerimiz tarafından yeterince kullanılamıyor. Bu manada tüm
kapasitemizin açık olduğunu, bunun rahatlıkla kullanılabileceğini
ve buna hazır olduğumuzu söylemem lazım" dedi.
BİR KIRGINLIK SÖZ KONUSU DEĞİL
Bakan Taner Yıldız, "Türkiye ile Kuzey Irak yönetimi arasında
başlayan işbirliği süreci nasıl gidiyor, Türkiye ile Kuzey Irak
arasında bir kırgınlık var mı?" sorusuna da "Herhangi bir kırgınlık
söz konusu değil" yanıtını verdi.
Gerek özel gerekse kamu şirketlerinin Kuzey Irak'la yaptığı
sözleşmelerin, Irak'ın normalleşmesinin önünü açacağını belirten
Yıldız, şöyle devam etti:
"IŞİD tehditiyle tabii ki oradaki siyasi istikrar bozulmuştur. Bu
yadsınamaz ve çok açık bir gerçek ancak Türkiye'nin, Kuzey Irak'a
da Bağdat'a da olan destekleri devam edecek. Çünkü her iki tarafın
da ortak geliştireceği projelerle beraber bu süreci hızlandıracağı
ve gelirlerini artıracağı çok aşikar. Bugün Bağdat'tan, kamu
bütçesinden yeterli payı alamadığı gerekçesiyle Erbil'in bazı
çıkışlarını görüyoruz, kendine ayrılan payı alamadığı da çok açık
ve net. O yüzden, bu Beyji Rafinerisi'nin de IŞİD'in eline
geçmesinden sonra petrol ürünleriyle alakalı Sayın Neçirvan
Barzani'nin bizden yapmış olduğu talebi biz karşılamaya hazır
olduğumuzu söyledik. Bununla alakalı da sevkiyatlar yapılıyor.
Tabii ki Erbil, zor günlerden geçiyor ama ben şuna inanıyorum;
Erbil'in bu bölgenin en gelişmiş şehirlerinden olması için hiç bir
mani yok, yeter ki siyasi istikrarsızlıklar ortadan kaldırılmış
olsun."
TÜRKİYE'NİN IŞİD'E DESTEK VERMESİ BAŞLIĞI KESİNLİKLE KABUL
EDİLEMEZ
"Türkiye'nin, rehineler nedeniyle IŞİD'le bazı konularda anlaşmak
zorunda kaldığı, IŞİD'le Kürtlerin çatışmasında, IŞİD'den yana
tavır aldığı, onlara silah desteği sağladığı" yönündeki iddiaların
sorulması üzerine de Yıldız, IŞİD'e silahlı destek vermenin
kesinlikle söz konusu olmadığını bildirdi.
Bakan Yıldız, böyle bir algının, Türkiye'yi uluslararası arenada
itibarsızlaştırmayla alakalı çalışmanın bir parçası olduğunu
vurgulayarak, "Tabii ki rehineler bizim için çok önemliydi ve
bununla alakalı yürütülen çalışmalar sonuçlandı ama Türkiye'nin
IŞİD'e destek vermesi gibi bir başlığın, tarafımızca kabul edilemez
bir başlık olduğunu da söylemem lazım. Biz yaptığımız işlerin,
özellikle Kürt kardeşlerimize karşı yapılan işlemlerin, önümüzdeki
süreçte daha fazla ve daha iyi anlaşılacağını da söylemem lazım"
ifadelerini kullandı.
DOĞU AKDENİZ GAZLARI İÇİN TÜRKİYE EN AVANTAJLI
COĞRAFYA
İsrail ve Kıbrıs açıklarındaki gaz keşifleri ve İsrail gazı için bu
ülke ile pazarlık yapan Türk şirketlerinin pozisyonunu
değerlendiren Yıldız, özel sektörün bir kısım tercihleri
kullanabileceğini söyledi. Özel sektörün görüşmesini engelleyecek
herhangi bir politikalarının olamayacağını dile getiren Yıldız,
İsrail'in Türkiye dışındaki seçenekleri değerlendirmesinin de son
derece normal olduğunu ifade etti.
Her bir seçeneğin kendine özgü avantaj ve dezavantajları
bulunduğuna işaret eden Yıldız, "Doğu Akdeniz gazları için Türkiye
en avantajlı coğrafyadır. Ama Türkiye, coğrafyasından kaynaklanan
bu avantajları istismar etmeden bu konuya yaklaşmaktadır. Bundan
daha önemli problemler olduğunu bilmektedir. En son Gazze'deki
insanlık dramı ile alakalı hususlardır" diye konuştu.
Mısır'ın fiyatlama mekanizmaları ve miktar açısından düşük bir
pazar konumunda yer aldığını ifade eden Yıldız, "Asıl pazar, Avrupa
pazarıdır. Bunu, İsrail çok iyi bilmektedir. Ama bunun için de
Türkiye'nin bulunduğumuz şartlarda rahatlıkla net olarak bunları
ortaya koyabilmesi lazım. Türkiye çok net. Türkiye, siyasi
fizibilite oluşmuş olması halinde ekonomik fizibilite üzerinde
çalışabileceğini her vesileyle söyledi ama bunların birbirinden
ayrılmaz parçalar olduğunu da söyledi. 'Biz enerji projelerini ayrı
geliştirelim. Filistin ayrı gitsin. Türkiye ile ilişkiler ayrı
gitsin'. Böyle bir şey tabii ki söz konusu olmaz" dedi.
KKTC ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki paylaşımın, Başbakan
Ahmet Davutoğlu'nun ziyaretinin ardından farklı bir açılıma
ulaşacağına inandıklarını dile getiren Yıldız, herhangi bir
kaynağın bütün taraflarca paylaşılması gerektiğini söylediklerini
anımsattı.
Bu şartlar yerine geldikten sonra Türkiye'nin, coğrafi
avantajlarını yüklenicilere sunacağını kaydeden Yıldız, bununla
alakalı ülkenin pozitif tutumunu sadece söz konusu bölge için değil
Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya'daki projeler için de sürdüreceğini
ifade etti.
SOMA'DAKİ KAZA
"Soma'daki kazanın ardından şartları uymayan işletmeler kapatıldı.
Bununla birlikte kaç kişi işsiz kaldı?" şeklindeki bir soruyu
yanıtlayan Yıldız, yaşanan olay nedeniyle derin bir hüzün
yaşadıklarını söyledi.
Torba yasa ile sektörel asgari ücret tabanının yükseltildiğini, bu
nedenle ihaleyi alan firmaların maliyetlerinin de arttığını
belirten Yıldız, şöyle devam etti:
"Bu konuda bir önerge hazırladık. İşçi maliyetleri artanların,
tekrar kurumlarla masaya oturup, gerekiyorsa fesih yapabilmelerini
içeren maddeyi ekledik ama Plan Bütçe Komisyonu'ndan geçti, Genel
Kurul'a geldi ve bu madde itirazlar üzerine çıkartıldı. Biz bunu,
işverene yeni bir şey verelim diye ortaya koymadık. İşverenin artan
maliyetlerini karşılamak üzere bunu koymuştuk. Muhalefetten çok
ciddi itirazlar oldu. Topluca çekelim dendi.
22 maden işletmesi kapandı, 4 bin 500'e yakın da işçi kardeşimiz şu
anda çalışmıyor. Bunu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız
önceden öngördü ve bu 2 ay önceden verilmiş bir önergedir. Meclis
açıldıktan sonra, önergemiz hazır. Hangi yasada ilk anda yer
bulursa, bunlar çıkacak. Madenci kardeşlerimizin de istihdamına
devam edilmiş olacak."
GAZZE'DEKİ DURUMUN İNSANİ BİR YANI OLAMAZ
Gazze'deki son durum hakkında da değerlendirmelerde bulunan Bakan
Yıldız, İsrail saldırıları sonucunda bölgedeki enerji kaynaklarının
ciddi boyutta zarar gördüğünü söyledi.
Gerek Mısır, gerekse İsrail'den çok cüzi miktarda bölgeye elektrik
verildiğini ifade eden Yıldız, şunları kaydetti:
"Türkiye olarak 'ne yapabiliriz' dedik. Yüzer santrallerimiz var.
Pakistan'a, Irak'a, Sudan'a, farklı ülkelere bunlar gidiyor. Bunun,
ablukanın delindiği anlamına gelmemesi lazım olduğunu söyledik. Bu
insani bir durumdur. Mal tedariği şeklinde düşünmemek lazım.
İsrail'le oturup, masa başında resmi bir görüşme yapmış değiliz.
Filistin'de bir santralin kurulmasıyla ilgili özel sektörden
müteşebbislerimiz 'Biz kurabiliriz' dediler. Orta vadeli olmak
üzere, çözüm, en az 300 megavatlık bir santralin oraya
kurulmasıdır. Gazze'de şu an günde 4 saat elektrik var, 20 saat
yok. Bu durumun insani bir yanı olamaz."
BORCUNU ÖDEMEYEN KUSURA BAKMASIN
"Özellikle Dicle Elektrik Dağıtım bölgesindeki kayıp kaçak sorunu
nasıl çözülecek ve elektrik fiyatı sizce makul seviyede mi?"
şeklindeki bir soruyu da yanıtlayan Yıldız, buradaki hizmetin özel
sektör eliyle yürütülen kamu hizmeti olduğunu belirtti.
Bölgede şehir merkezlerinin dışında, 301 bin abone olduğuna işaret
eden Yıldız, şu bilgileri verdi:
"Bunların temmuz ayındaki, ağustos ayındaki ödenme oranı yüzde 1,5.
Bu sürdürülebilir, kabul edilebilir bir şey değil. Şu konuda net ve
kararlıyız; 'Paramı ödeyemedim, ödemek için yapılandırma istiyorum'
deniyorsa, her türlü yapılandırmaya ve taksite hazırız. 'Hayır,
ödemedim, ödemeyi de düşünmüyorum buna rağmen elektrik almak
istiyorum' deniyorsa, kusura bakmasın böyle bir hizmet alımımız
olmaz. Bu, diğer vatandaşımıza haksızlık olur.
Ödemeyenlerin haricinde, başka niyetlerle bir kısım trafoları
yakanların farklı kişiler olduğunu biliyoruz. Provokasyonlarla
alakalı işlemler olduğunu biliyoruz. O yüzden, vatandaşımıza
yardımcı olmak durumundayız. Çiftçi, sanayici ve meskenlerin
elektriğini vermek gibi sıkıntımız yok. Türkiye'nin enerji arzı, şu
anda talebinden yüzde 12,5 daha fazla. Arzla, üretimle alakalı
Türkiye'nin bir sıkıntısı yok. Bunu 77 milyonun hakkı için koruyup,
kollamamız lazım. Bu hem kul, hem de devlet hakkıdır."