'Ah Nerede' filmindeki rolüyle hafızalara kazınan bir dönemin ünlü şarkıcısı ve oyuncusu Serpil Nur yıllar sonra ortaya çıktı. Hem geçmişi hem de şimdilerde neler yaptığını anlatan Nur'un Tarık Akan anısı olay oldu.İstanbul'u neden terk ettiniz?Antalya'da yazlığım vardı. Zaten sık sık gidiyordum artık yerleştim. Çocuklarımdan biri Londra'da, diğeri de İstanbul'da üniversite okuyor. Büyüdükçe kendilerine ait yaşamlar kurdular. Tek başına yaşamayı seçtiler. Eski İstanbul da yok malum. Ben de böyle bir karar aldım.Şimdilerde neler yapıyorsunuz?Antalya'nın yerel gazetelerinde gazeteciliğe başladım. Kemer Gözcü Gazetesi'nde çalıştım. Ardından da Gün Haber'de köşe yazarlığı ve röportajlar yapıyorum. İstanbul'a oranla Antalya'da daha aktif hayatım oldu ve insanlara daha çok dokunduğumu fark ettim bu da beni mutlu etti.Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?Ben aslında şarkıcıydım. Üstün Poyrazoğlu Orkestrası beni keşfetti. Behiye Aksoy manevi annem gibiydi. Maxim gazinolarında ve İstanbul Gelişim Orkestrası'nda çalıştım.Şarkıcılık yaparken, 'Ah Nerede' filminin çekimleri başlayacaktı. Filmde oynayan Nilgün Atılgan da kuzenimdi. O vesile oldu. Barış Manço ile sahne hayatından tanışıyorduk. O da film teklifinde bulundu. Barış Manço'nun ilk ve tek filmi olan 'Baba Bizi Eversene' filminde rol aldım. Arka arkaya bu filmlerde rol aldıktan sonra bir gün telefonum çaldı. Telefonu açtım; 'Ben Kemal Sunal' dedi, kaldım... 'Ne alaka?' dedim. 'Ben de Elizabeth Taylor' dedim, kapadım telefonu... İki dakika sonra bir daha aradı.Ardından baktım gerçekten de o. Sonra 'Seninle film yapmak istiyorum' dedi. 'Neden ben?' dedim. O da 'Neden olmasın?' dedi. O zaman da Fatma Girik ile yapım şirketi kurmuşlardı. 'Umudumuz Şaban' filminde Kemal Sunal ile oynadık. Az filmde rol aldım ama o filmlerde hep akıllara kazınan yapımlardı. Bu da benim şansım oldu.Oyunculuk eğitiminiz var mıydı? O dönem hangimizin vardı ki... Çoğumuz doğaçlama oynuyorduk. Şimdi koçlar var. O zaman Orhan Aksoy, Kartal Tibet ve Oksal Pekmezoğlu gibi kemera arkasındaki ustalar oyunculuğumuzu şekillendiriyordu.Sinemayı neden bıraktınız? Erotik film furyası gelince sinema sektöründe bir durgunluk oldu. Pek çok kişi ya bıraktı ya da ara verdi. 1985'te evlendim. İstanbul'un tanınmış ailelerinden birine gelin gittim. Eşim de çalışmamı istemedi. Anne olmaya da karar verdikten sonra bıraktım.'Yeşilçam' ruhu neden günümüzde yok? Her şey çok daha maddileşti. Bizim zamanımızda bu kadar maddiyat yoktu. Hepimiz para kazanıyorduk ama böyle astronomik ücretlerimiz yoktu. Oyunculuk daha çok sanat için büyük heyecanla yapılıyordu.'Ah Nerede' dizi olarak çekilecek...Ben uyarlamaların o yapımı özünden ve mistiğinden çıkardığını düşünüyorum ama taklitler de aslını yaşatıyor. Kamera arkasında kalan unutmadığını bir anınız var mı? Hatırlarsanız 'Ah Nerede' filminde Tarık Akan'ı rol gereği bayıltmıştık. Üç kız Tarık Akan'ı merdivenlerden çıkarmıştık. Sahneyi çekmeden önce 30 defa prova yapmıştık. Üç gün belimiz ağrıdı, yataktan kalkamadık.Setlerden bugüne taşınan dostluğunuz var mı? Oya Aydoğan çok iyi arkadaşımdı. Sainte-Pulchérie Fransız Lisesi'nde okul arkadaşıydık. Nebahat Çehre ve Bülent Ersoy da yakın dostumdur. Hülya Avşar ile tenis kulübünden hala arkadaşız. İstanbul'dan ayrılmadan önce Gülşen Bubikoğlu ile görüşürdük. Rahmetli Bergen de arkadaşımdı.Bergen'in yaşadığı o zorlu dönemde yanında mıydınız?Ben Ankara'da çalışıyordum. Whiskey a go-go diye bir gazino vardı. Ayla Algan ve Faruk Tınaz ile sahne alırdık. Bergen gözünü kaybettikten sonra Erol Simavi çok destek oldu. Bir şans güldü yüzüne. O da gazinoda çalışmaya başladı. Ancak yine Adana'ya döndü. Eşimle de çok yakın arkadaştı. 'Ne işin var oralarda?' dedik... Çok uyardık, yalvardık. Halis hayatında hep vardı. Bergen, ne yaparsa yapsın yine ona dönüyordu. Gözünü kaybettikten sonra psikolojisi hiç normal olmadı zaten.Yeniden oyunculuğa dönmek ister misiniz? Teklif gelirse tabi düşünürüm. Bana bir şey katacak proje olursa isterim. Küçük bir rol olsa da iyi bir karaktere 'evet' derim.