TZOB’dan balıkçılara rastgele…”
Abone olTürkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, su ürünleri av yasağının 1 Eylül Pazar günü sona erdiğini bildirerek, “...
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, su ürünleri av yasağının 1 Eylül Pazar günü sona
erdiğini bildirerek, “balıkçılığımız açısından 2012 yılı iyi
geçmedi. Yeni av sezonu balıkçılarımız için bol ve kazançlı olsun”
dedi.
Bayraktar, su ürünleri av yasağının 1 Eylül’de sona ermesiyle
ilgili yaptığı açıklamada, 2012 yılında toplam su ürünleri üretim
miktarının, 2011 yılına göre, yüzde 8,34 azalarak 703 bin 545,2
tondan 644 bin 852 tona indiğini hatırlattı. Bu üretim içinde
avcılıkla elde edilen su ürünleri üretiminin 2012 yılında, 2011
yılına göre yüzde 15,99 azalmayla 514 bin 755,2 tondan 432 bin 442
tona indiğini bildiren Bayraktar, 2011 yılında 188 bin 790 ton olan
yetiştiricilikle yapılan üretimin yüzde 12,51 artışla 2012 yılında
212 bin 410 tona yükseldiğini ve toplam su ürünleri üretimindeki
düşüşün yüzde 8,34’de kalmasını sağladığını belirtti.
Şemsi Bayraktar, 2011 yılında 432 bin 246 ton olan deniz balıkları
üretiminin 2012 yılında yüzde 26,98 düşerek 315 bin 636,5 tona
indiğini, içsu ürünleri üretiminin yüzde 2,63 düşerek 37 bin 96,8
tondan 36 bin 120 tona gerilediğini, buna karşın diğer deniz
ürünleri üretiminin yüzde 77,67 gibi olağanüstü bir büyümeyle 45
bin 412,4 tondan 80 bin 685,5 tona yükseldiğini vurguladı.
Toplam su ürünleri üretiminde yüzde 8,34, avcılıkla elde edilen su
ürünleri üretiminde yüzde 15,99, deniz balıkları üretiminde yüzde
26,98 gibi düşüşler yaşanması nedeniyle 2012 yılının balıkçılık
açısından iyi geçmediğini belirten Bayraktar, sağlıklı beslenme
açısından da büyük önem taşıyan deniz ürünlerini sofralara
ulaştıran balıkçıların sorunlarının çözülmesinde, geçmiş senelerde
olduğu gibi bu sene de Bakanlıklardan kooperatiflere, birliklerden
balıkçılara kadar tüm sektörün iş birliği içinde çaba göstermesi
gerektiğini kaydetti.
Bayraktar, dünyada kişi başına su ürünleri tüketiminin yıllık
ortalama 16 kilogram (kg) olduğunu, bu rakamın Avrupa Birliği’nde
24 kg, Japonya’da 69 kg, ABD ve Kanada’da 24 kg, İspanya’da 40 kg
iken, Türkiye’de, dünya ortalamasının yarısında, 8 kg dolaylarında
kaldığını belirtti.
Su ürünlerinin, tarım sektörünün ana alt sektörlerinden birisi
olduğunu, insan beslenmesine katkısı, sanayi sektörüne hammadde
sağlaması, istihdam imkanı oluşturması ve yüksek ihracat
potansiyeli nedeniyle önemli bir konumda bulunduğunu bildiren
Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Üç tarafı denizlerle çevrili 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridine
sahip ülkemizdeki mevcut su kaynaklarımız da dikkate alındığında,
su ürünleri sektörünün ne denli büyük bir potansiyele ve öneme
sahip olduğu görülmektedir.
Ülkemizde denizlerden avcılıkla yapılan üretim kıyı balıkçılığına
dayanmaktadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz
balıkçılığı maalesef yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı
sularımızda yoğun olarak görülmektedir. Ülkemizde avcılık yoluyla
elde edilen üretim miktarının avlanabilir stok büyüklüğünün
sınırına eriştiği kabul edilmektedir. Bu nedenle, ülkemizde avlanma
miktarını artırılması yerine sürdürülebilir avcılığın
sağlanabilmesi için önlemler alınmaktadır. Bu amaçla stokları
koruyucu ve geliştirici yönde araştırmalar yapılmakta ve koruma
kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik verilmektedir.”
Su ürünleri avcılığında sınırsız ve kuralsız avcılığın kontrol
altına alınmalı ve her geçen gün artan biyolojik yok oluşun
engellenmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam
etti:
“Avcılıkta gerekli denetimler mutlak suretle yapılmalı ve kota
sistemi uygulanmalıdır. Özellikle avcılıkla elde edilen bazı balık
türlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu
düşünüldüğünde, avlanma konusunda yasaklara ve kurallara uymanın,
balıkların yumurtalarını bıraktıktan sonra avlanmasının ve böylece
stokların korunmasının ne kadar önemli olduğu daha net
görülecektir.
Denizlerimizde yetiştiricilik için uygun olan alanlar
değerlendirilerek, yetiştiricilikte istenilen düzeye ulaşmak
mümkündür. Yetiştiricilik yapmak isteyen üreticiler için ruhsat
alınması aşamasında karşılaşılan prosedürler, karmaşık ve zaman
alıcıdır. Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç
vardır. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri
eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge
çalışmaları desteklenmelidir. Balıkçılıkta arz-talep dengesi
oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması önem arz
etmektedir.
Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama,
konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması
ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır. Avrupa’ya ihraç
edilen tek hayvansal tarım ürünü olan balığın (su ürünlerinin)
uluslararası pazarlarda daha iyi rekabet edebilmesi için
desteklemeler günün şartlarına göre artırılmalıdır.
Ülkemiz kültür balıkçılığı alanında büyük bir potansiyele sahip
olmasına rağmen üretim istenen seviyeye ulaşamamıştır. Sektörün
gelişimi için destek ve teşvike ihtiyaç vardır. Kaliteli yumurta ve
yavru üretimi amacıyla uzmanlaşmış damızlık işletmelerinin
kurulması ve mevcut işletmelerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.
Yetişmiş eleman eksikliği giderilmelidir.”
Bayraktar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bünyesinde
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün kurulması su ürünleri
sektörü için önemli bir gelişme olduğunu bildirerek, “Bakanlık su
kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla
çok sayıda denetim ve düzenlemeler yapmaktadır. Su ürünleri
sektörünün geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanması için
yapılacak çalışmaların devam etmesi önem arz etmektedir” dedi.
(İHA)