Twitter'ı sallayan iki Dersim yazısı
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın 'Dersim' özrünün ardından bir eleştiri bir de övgü geldi. Yılmaz Özdil hükümeti topa tutarken, Ahmet Altan bakın nasıl övdü?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dersim belgelerini
açıklayıp Türkiye Cumhuriyeti adına özür dilemesi günün konusu
oldu. Köşe yazarları köşelerinde bu konuyu ele aldı ama en ilginç
iki yorum iki ünlü gazeteciden geldi.
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil Dersimliler'i ve Hükümeti kızdıracak bir yazı ele alırken Taraf yazarı Ahmet Altan, Başbakan Erdoğan'ın özür dilemesine bakın nasıl methiyler dizdi.
Bu yazılar sosyal paylaşım ağı Twitter ve Facebook'ta ise en çok
tartışılan ve paylaşılan yazılar oldu.
İki yazarın konuyu ele alış biçimler farklı kesimlerden insanları
kızdırdı.
YILMAZ ÖZDİL: DERSİM NE DERSİN?
(...)Sene 1937... Mustafa Kemal, başbakan Celal Bayar'la
birlikte Tunceli'ye gelip, Murat Nehri üzerindeki Singeç
Köprüsü'nün açılışını yapacaktı.
Köprünün ucunda karakol vardı. Basıldı.
33 asker şehit edildi. Peşinden... Telefon hatları kesildi, pusular
kuruldu, Mazgirt Köprüsü havaya uçuruldu, jandarma taburu vuruldu,
56 asker daha şehit oldu.
Film koptu. "
"KÜRT HALKINDAN YARARLANIN" ÇAĞRISI
Başbakan Erdoğan'ın "hikayesi yürek burkucudur" dediği Seyit
Rıza için "kukla" diyen Özdil, hedefindeki ismi işte bu sözlerle
dile getiriyor:
"Kendisini oynatanların ipleri bıraktığını hissedince,
paniğe kapıldı, İngiltere Dışişleri Bakanı'na mektup yazdı,
Suriye'deki ingiliz Elçiliği'ne gönderdi."
Ardından o mektuptan bir bölümü okurlarına duyurdu;
(...) Yalvaran mektubunda, Anadolu için "çorak toprak" derken, "Kürdistan bereketli toprak diyordu... "Sayın ekselansları" diye başlıyor, "Türk Hükümeti yaptığı anlaşmalar sayesinde dış baskılardan kurtuldu, Dersim'e girmeye kalkıştı, Türk ordusunu başarısızlığa uğrattık, direnişimiz karşısında Türk uçakları bombalamaya başladı" diye vaziyeti anlatıyor, "sayın ekselanslanna sesleniyorum, hükümetinizin yüksek manevi etkisinden Kürt halkını yararlandırmanızı istirham ediyorum, en derin saygılarımın kabulünü rica ediyorum" diye bitiriyor, "Seyid Rıza" diye imzalıyordu."
MEKTUP İNGİLTERE DEVLET ARŞİVİNDE
O mektubu Seyit Rıza yazmadı Nuri Dersimi yazdı diyenlere Özdil'in itirazı var. Yazının altındaki imzayı gösterip, mektubun nerede olduğunu hatırlatıyor. Yazar yazısının sonunda hükümete ve Cumhurbaşkanı Gül'e dokundurarak tamamlıyor.
(...) Üstelik, sanki Fransa babamızın oğluymuş gibi, "o mektup Fransa'ya yazıldı, Fransa Devlet Arşivleri'nden doğrulamak mümkün" diyorlar.
Londra'da The National Archives diye bi yer var. İngiltere devlet arşivi... Kayıt ofisine gidiyorsun, "FO 371/20864/E5529" numaralı belgeyi rica edebilir miyim kardeş diyorsun, hay hay deyip, yukardaki mektubu veriyorlar. 50 pens filan, fotokopisini alabiliyorsun.
Demem o ki.
Taa 1937'ye gitmek zor ama...
Buckhingham Sarayı'yla The National Archives'in arası metroyla üç
dakka.
* Hazır, frak giyerek yakasına şövalye nişanını takan
Cumhurbaşkanımız ordayken... Yemekte VVindsor kuzusu ikram eden
Kraliçeye "tarihimizle yüzleşelim" dese fena olmaz yani.
AHMET ALTAN: TARİH VE ERDOĞAN
Mustafa Kemal Atatürk'ü 'Dersim' katliamının planlayıcısı ilan eden Altan şunları yazıyor:
KATLİAMIN PLANLAYICI ATATÜRK
"Dersim katliamının planlayıcısı, yöneticisi ve sorumlusu Mustafa Kemal'dir. Cumhuriyet tarihi boyunca büyük bir "beyin yıkama" operasyonundan geçen bu halkın, karşılaştığı yeni gerçekleri kabulü biraz zor olacak ama yeni bir ülke ancak geçmişin günahlarıyla ve yalanlarıyla yüzleşerek kurulabilecek.
ERDOĞAN PARILTILI LİDER
Erdoğan dünkü konuşmasıyla bu yeni gelecek büyük bir adım attı. Kabul edelim ki ilginç bir adam bu Erdoğan, bazen bu toplumun ortalama düzeyinin çok altında kalan ilkel bir hamasetle milliyetçilik yaparken, bazen de inanılmaz bir sıçramayla bu toplumun düzeyinin çok üstüne çıkarak parıltılı bir lidere dönüşebiliyor. Büyük zirvelerle ve derin uçurumlarla dolu bir dağ silsilesi gibi. Dün onu o parlak zirvelerinden birinde izledik.
HEP HAYRANLIK UYANDIRSIN
İnsan istiyor ki ülkesinin başbakanı hep bu düzeyde olsun, hep hayranlık uyandırsın, hep Willy Brandt gibi tarihe geçecek büyük jestlerin insanı olsun, toplumunun zihnini açsın, gerçeklerden korkmasın, yalanları cesaretiyle yıksın, uygarlığın sembolü haline gelsin. Her zaman böyle olmuyor tabii ama dün bütün bu özelliklere sahip bir lider gibi davrandı.
KILIÇDAROĞLU'NUN SİLİK ZAVALLILIĞI
Dersim katliamıyla ilgili bütün o gerçekleri açıklamak ve özür dilemek kolay iş değil. Kolay iş olmadığı, ailesi bu katliamda büyük bir acı çekmiş olan CHP'nin Dersimli Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kıvranmalarından belli.
Gerçekleri Erdoğan söylüyor, Dersimli muhalefet lideri bu gerçeklerin üstünü örtmeye çalışıyor. Birinin cesaretine ve parıltısına hayran oluyor, diğerinin o silik zavallılığına acıyorsunuz.