Twitter'da TT oyunları ile sağlanan rant!

Aldatılmanın ve kullanılmanın acısı, bazen kırbaç acısından daha ağır gelir insana. Hele ki milli ve manevi değerler kullanılarak birilerininin üzerinden rant sağlanmaya çalışılması.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Aldatılmanın ve kullanılmanın acısı, bazen kırbaç acısından daha ağır gelir insana. Hele ki milli ve manevi değerler kullanılarak birilerininin üzerinden rant sağlanmaya çalışılması...

Ne zaman böyle bir durumla karşılaşsam, etimi hançerle lime lime kesmişler gibi hissederim.
Allah'ı, Muhammed'i, İslam'ı, Cumhuriyet'i veyahut Atatürk'ü kullanarak bir maddi veya siyasi ikbal arayışına girişenleri görünce, gök kubbeyi başlarına yıkmak istedim hep.

Kıldığı namazın, tuttuğu orucun, verdiği zekatın reklamını yapıp, secdeye giderken atacağı twiti 140 karaktere sığdırmaya çalışanlara da... Atatürk ve Cumhuriyet ismini kullanarak varlık makamına oturmaya çalışanlara da hep tepkili oldum.

"Geç git be adam, sana ne?" diyemiyorum. Bu uğurda başıma olmadık belalar açtığım çok oldu.

Biliyorum...

Biliyorum ki bu yazıdan sonra yaygaralar, ulumalar, eveleyip gevelemeler, bağırtılar ve hırıltılar birbirine karışacak. Saldıranlar, karalayanlar, çamur sıçratmaya çabalayanlar olacak.

Hepsini iğneden ipliğe hesaplayarak yazmaya karar verdim.

Bilinsin ki, çıkarcılığa, ahlaksızlığa ve alçaklığa uzanan karanlık geçitlerden kimlerin geçtiğini artık ayan beyan biliyorum.

Ve bilinsin ki, şu an ve şu andan sonrası artık bunu yapanlar için gazap günü.

Meseleyi nereye getireceğim...

Pek tabi ki twitter'a..

Nice zamandır takipteydim. Trend Topic, yani TT denen yerde listenin nasıl oluştuğunu merak eder dururdum.

Ta ki bir gün biri karşıma oturup, "Sizin 12-13 bin takipçiniz var ama twitter üzerinde çok etkilisiniz. Burayı isterseniz bir reklam yayınlama mecrası olarak kullanabiliriz" deyinceye ve maddi bir öneride bulununcaya kadar.

Jeton bende o zaman düştü.

"Benim hesabım hepi topu 13 bin bile değilken bana bu teklifler geliyorsa, 300-500-800 bin gibi takipçisi olanlara nasıl teklifler gidiyor acaba?" diye düşünmeye başladım.

Yukarıda da bahsini ettim ya hani.

O karanlık geçidin giriş kapısını bulunca, herşey çorap söküğü gibi çözülmeye başladı.

"Sen bu meseleyi TT yap, şu kadar para hesabında" diyenleri de gördüm, "Bu TT'yi yaparız ama bize şuradan buradan imkan verirseniz" diyenlere de şahit oldum.

Din gölgesinde dinsizlik yapanlar da, ahalinin içinde "Bu vatan kolay kazanılmadı" sloganları atarken, kuytu köşede vatan ismini üç kuruş karşılığında pazarlayanlar da orada ve aynı saftaydı. Herkes hazineden payına düşeni paylaşma telaşındaydı.

Ve hatta anlatayım da insanlığınızdan utanın. Hani geçenlerde "Engelliler Günü"nü kutladık değil mi? Twitter'da engelliler TT oldu görenleriniz olmuştur. Buna öncülük yapmaya çalışan bir engellinin bile elinden parası alınarak TT yapıldı!

Varın iğrençliğin gerisini siz hesaplayın.

Evet, böylesi bir yayıncılık kanunen bir suç değil tabi ki...

Ama ahlaken ve vicdanen bir insanlık suçu değil de nedir?

Sırf kanunen suç olmadığı için kendini şaklatanlara, yüce değerleri ayaklar altına alanlara, "Ağa da sensin, bey de sensin?" mi diyeceğiz?

Bu tiplerin, kertenkele derisini andıran elleriyle bu değerlerimizi kirletmelerine sessiz sedasız mı kalacağız?

Kendilerini takip eden yüzbinlerce masum kullanıcının iyi niyetine tecavüz etme girişimlerine seyirci mi olacağız?

Kendi adıma haykırıyorum!

Hayır! Bu yolda tek başıma kalsam da hayır!

Altını çize çize söyleyeyim...

Bu yazımın kimlerin eteklerini tutuşturduğunu ben biliyorum, onlar zaten kendinden emin!

Bu nedenledir ki, kimse kendinden iri laflar ederek sonra pişmanlık duyacağı hareketlerin içine girmesin.

Kimler hangi belediyelerin kapısını aşındırıyor ve kendisine menfaat temin ediyor?

Kimler milletin vergileriyle ayakta duran belediyelere ait mekanları şanına şan katacak kokteyller için kiralıyor?

Kimler evlerine sığındıkları dostlarının arkasından alçakça oyunlar çeviriyor?

Kimler, 100-200 bin takipçinin kendisine kattığı havaya kapılan cahil ve ergen yaştaki kızları bu dostların evine çağırıp şevhet duygularına meze ediyor? Sonra o genç kızlar nasıl ve hangi yöntemlerle baştan savılıyor, nasıl kirli mendil muamelesi görüyor?

Kimlerin gerek kendi veya gerekse dost hayatı yaşadığı yareninin hesabına TT karşılığı nerelerden para aktarılıyor.

Hepsini biliyorum.

Taşlar dizildi...

Hepsinin belgesi bilgisi detaylarıyla geliyor.

Hiç mi sokaklardaki, veyahut iş bitirmek amacıyla girdiğiniz mekanlardaki kemaralara dikkat etmezsiniz be ahmaklar!

"Sihir bozulmasın, tatlı gelir elimden uçup gitmesin" korkusuyla oturduğunuz tahtı terketmemek için direniyorsanız. Bilin ki bu kılıç, siz o tahtlardan düşmeden kınına geri dönmeyecek.

Ben yapmakta usta olduğum şeyi yapmaya hazırım.

Ya sessizce gidin. Ya da yaklaşmakta olan fırtınaya hazırlıklı olun!

Karar sizin!