TV programında evlenen çiftin yüzü gülmedi
Abone olMahmut Tuncer’in programında evlenerek dünya evine giren Erdem-Hatice Fedakar çiftinin peşini talihsizlikler bir türlü bırakmadı.
Evlendikten sonra kıt kanaat geçinmeye çalışan çift, iki
kız çocuklarının dünyaya gelmesi ile büyük mutluluk yaşadı. Ancak
aradan geçen zamanda baba Erdem Fedakar’ın işsiz kalması ile zor
günler geçirmeye başlayan çift, bir müddet mescitte ve parklarda
yaşamaya başladı. Bir türlü dikiş tutturamadığını söyleyen talihsiz
baba, çocuklarının geçimini sağlamak için böbreğini satmak
istedi.
Tek isteklerinin bir göz oda olduğunu belirten Erdem Fedakar, “Ne yapacağımızı bilmiyorum. Çaresiz kaldık. Devletten yok, aileden yok. Ben ne yapayım, kötü şeyler düşünmek istemiyorum. Ben kızlarım için böbreğimi satılığa çıkarmış bir insanım. Bunu yapmak hiç kolay değil ama çaresiz kaldığım için yaptım. Kızlarımız için bir ev, bir göz oda olsun, içinde idare edecek temel ihtiyacım olsun yeter. Allah’a şükür elim ayağım tutuyor. Çalışır bir müddet sonra evimin kirasını öderim” dedi.
“BÖBREĞİMİ SATILIĞA ÇIKARDIM”
Evliliklerine ailelerinin karşı çıktığını ve Mahmut Tuncer’in
programında evlendiklerini ancak bir türlü yüzlerinin gülmediğini
anlatan baba Erdem Fedakar, “O gün bugündür sıkıntılar yaşıyoruz.
Çiftliklerde filan yaşadık, çalıştık. Ancak çocuklardan dolayı
çifliklerde de çalışamıyoruz. Çalışamayınca sıkıntılar yaşamaya
başladık. Ev yok, eşya yok, kalabileceğimiz bir yer yok. Şu anda
bir arkadaş da kalıyoruz. Arkadaşın da evde sıkıntıları var,
ailesiyle problemler yaşıyor bizden dolayı. Ben onlara da sıkıntı
olmak istemiyorum. Mecbur çıkacağız. Gidecek bir yerimiz yok,
ailelerden aldığımız bir destek yok. ‘Gelin bizde kalın’ diye
sahiplenme yok. Benim iki kızım var, ne yapayım ben parkta mı
yaşayayım, mescitte mi yaşayayım. Nereye gidiyim. Ben tüm insanlara
sesleniyorum. Kızlarımız için bir ev, bir göz oda olsun, içinde
idare edecek temel ihtiyacım olsun yeter. Ben çalışırım, işime
gücüme bakarım. Allah’a şükür elim ayağım tutuyor. Her işi de
yaparım. Sıkıntımız sadece ev olmaması şu anda. Kış günündeyiz, yaz
olsa bir şekilde bir yerde sabahlarız. Ama çocuklarımı düşünüyorum.
Ne yapacağımızı bilmiyorum. Çaresiz kaldık. Devletten yok, aileden
yok. Ben ne yapayım, kötü şeyler düşünmek istemiyorum. Ben kızlarım
için böbreğimi satılığa çıkarmış bir insanım. Bunu yapmak hiç kolay
değil ama çaresiz kaldığım için yaptım. Çaresiz kalınca insan her
şeyi düşünebiliyor” diye konuştu.
“MESCİTTE YAŞADIK, OLMAZSA YİNE ÖYLE
YAPACAĞIZ”
Çaresizlikten böbreğini satmaya kalktığını ancak onu da
başaramadığını aktaran Erdem Fedakar şunları söyledi:
“Ben sadece iki evladını yetiştirmeye çalışan bir babayım. Bir
insan huzurlu bir şekilde evinde olmak ister, doğru dürüst bir işi
olsun ister. Ailesiyle bir arada olmak ister. Bunlar da olmuyorsa
başka bir çarem kalıyor mu benim, kalmıyor. Ne yapayım? Hırsızlık
mı yapayım, adam mı öldüreyim? Mescitte daha önce yaşadık, gidecek
yerimiz yoktu. Yine olmazsa yine orada yaşayacağız. Çünkü
arkadaşımız ailesiyle problem yaşıyor, oradan çıkmamız lazım. Ya
otogarda, ya parkta, ya mescitte kalacağız. Başka yapacak hiçbir
şeyimiz yok. Bütün Türkiye’ye bir baba olarak Allah rızası için
sesleniyorum. Sadece kızlarım için istiyorum. Bir evim olsun kutu
gibi içinde bizi idare edebilecek üç-beş eşya olsun be başka hiçbir
şey istemiyorum. Benim parada pulda gözüm yok. Ben sadece
çocuklarım için yaşayan bir babayım. Soğukta kalmak istemiyorum
ben. Biz büyük olarak dayanamıyorsak çocuklar hiç dayanamaz. Benim
iki tane kızım var. Küçük kızımın astımı var, buhar makinesi
kullanıyoruz. Zor yani, Allah inşallah yüzümüze bakar. Evim
olduktan sonra ben bir iş bulurum, çalışırım. Zaten başvurduğum
yerler var. Ondan sonra kirasını ben karşılarım. Bizim için önemli
olan eve girmemiz, ondan sonra çalıştıktan kiramı da öderim. Bir
eve girmek, depozitosunu vermek, elektriğini suyunu açtırmak baya
bin liraya mal oluyor. Bende şu anda sıfır, hiç yok sıfır. Zaten
olsa ben bu yayına çıkmazdım, bu duruma düşmezdim, arkadaşın evine
kalmazdım. Çocuklarıma bir baba olarak yüreğim el vermiyor. Ben bu
durumlara düşecek biri değildim gibi geliyor. Kendimi suçluyorum
karamsarlığa düşüyorum. Bir baba olarak bu duruma düşmek hiç hoş
bir şey değil, iyi bir şey değil.”
“KENDİMDEN UTANIYORUM, NASIL BİR ANNEYİM
BEN”
Anne Hatice Fedakar ise gözyaşları içinde yetkililerden,
hayırseverlerden yardım istedi. Çocuklarının isteklerini
karşılayamamanın kendini diri diri mezara soktuğunu ifade eden
Hatice Fedakar, “Tek bir odada olsa yeter ki soğukta kalmasınlar.
Rahat yatsınlar rahat kalksınlar. Bazen kendimden bile utanıyorum.
‘Nasıl bir anneyim ben’ diyorum. İnsan çocuğuna bir şey alamaz mı?
Bize sadece vidan sahibi, durumu iyi olan insanlar çocuklarım için
yardımda bulunsunlar. Onların da evlatları var. Kimse demesin ‘ben
düşmem’. Düşmez kalkmaz bir Rabbim. Kimse istemez bu durumda
olmayı, ben istemiyordum. Keşke böyle olmasaydı. Ahır gibi bir evim
de odam da olsaydı çocuklarım şuan dışarda kalmasaydı. Çocuklarıma
keşke şu günleri yaşatmasaydı. Vicdan sahibi olan insanlar
çocuklarım için tek bir oda da olsa bize yardım etsin.”