TV 8 kanalının başrollerinde Buğra Gülsoy, Leyla Lydia Tuğutlu ve küçük yıldızımız Beren Gökyıldız'ın olduğu Kızım dizisinin yayın tarihi önceki gün belli oldu. Dizi 19 Eylül Çarşamba günü izleyici karşısına çıkacak. TV 8 kanalının iddialı yapımı Kızım dizisinde izleyiciyi nasıl bir hikaye bekliyor ? Posta'dan Oya Çınar dizinin başrol oyuncularıyla keyifli bir röportaj yaptı. Başrol oyuncuları, hayat verdikleri karakterlerle ve onların hikayeleriyle ilgili dikkat çeken tüyolar verdiler. İşte o röportajdan satırbaşları... 'Kızım' 19 Eylül'de başlıyor. İzleyiciyi nasıl bir hikaye bekliyor? Buğra Gülsoy: Daha önce aile hikayeleri, kadın ve anne hikayeleri çok yapıldı ama tam anlamıyla bir baba kız hikayesi ilk kez yapılıyor. Senaryosu çok iyi örülmüş, kesinlikle farklı bir hikaye. Leyla Lydia Tuğutlu: Bu bir iyileşme hikayesi aslında. Çünkü karakterlerin hepsinin hayata dair yaraları var. Çok samimi, çok doğal ve gerçek bir hikaye. Ana kahramanlar Demir, Candan ve Öykü. Nasıl karakterler? B.G.: Demir yetimhanede büyümüş, hayatta dikiş tutturamamış bir adam. Ne zaman ki yolu kızıyla, Öykü’yle kesişiyor, hikaye ondan sonra başka bir boyutta ilerliyor. Beren Gökyıldız: Öykü annesi küçükken ölmüş bir çocuk. Teyzesi yetiştirmiş onu. Ama bir gün o da bırakıp gidiyor ve Öykü annesiz babasız ortada kalıyor. Bir şekilde babasını buluyor ama babası başlangıçta onu istemiyor. L.L.T.: Candan bir veteriner. O küçükken aile içerisinde trajik bir durum yaşanıyor. Bu olaydan sonra ailesiyle ilişkileri eskisi gibi olmuyor. 18 yaşında evi terk ediyor. Varlıklı bir aileden gelmesine rağmen kendi ayakları üstünde durmak zorunda kalıyor. Hayatını maddi sıkıntılar içerisinde sürdürüyor. Demir alışkın olmadığımız bir baba figürü. İzleyici bu kadar sorumsuz bir babada sevecek yan bulacak mı? B.G.: Demir her ne kadar kendisini sokaklarda, suçun olduğu yerlerde var ettiyse de aslında uyandırılmayı bekleyen bir vicdanı var, o da kızı sayesinde ortaya çıkacak. Nedenleri doğru verilirse hiçbir karakter o kadar da antipatik olmuyor. Televizyonda sansür çok tartışılan bir konu. En son Didem Soydan “Bir Türk dizisi adı olarak: Öpüşemeyenler” diye bir tweet attı. Sektör bu kadar ileri giderken sansür tartışmalarının geride kalması gerekmez miydi? Buğra Gülsoy: Türk televizyonlarına dizi yapıyorsanız belli hassasiyetleri gözetmek zorundasınız. Yaptığımız diziler genellikle akşam 8’den sonra başlıyor. O saatler de henüz çocukların uyumadığı saatler. O yüzden çocukların ekran karşısında olduğu saatlerde dikkat edilmesi gayet doğru. Leyla Lydia Tuğutlu: Yalnız şöyle bir durum var. Sansür nedense sadece belli konularda uygulanıyor. Mesela şiddet konusunda kimse farklı konulardaki gibi hassasiyet göstermiyor. İlle sansür olacaksa daha çok şiddet içerikli sahnelerde olmalı. BEREN GÖKYILDIZ: 'KIZIM' GÜZEL BİR HİKAYE İÇİNDE OLMAKTAN MUTLUYUM Beren, sen nasıl dahil oldun bu projeye? Senaryoyu okuyunca hikayeyi çok sevdim. Anneme “Oynamak istiyorum, çok beğendim” dedim. İyi ki de dahil olmuşum. Öykü’yü çok severek oynuyorum. 9 yaşındasın, ama sana neredeyse deneyimli oyuncu diyeceğiz... Evet, bu beşinci dizim. Çok seviyorum oyunculuğu. Setlere çok alıştığım için zorlanmıyorum hiç. Set saatlerimi ve çalışma ortamımı bana göre organize eden harika ekiplerle çalışıyorum. Şimdi Türkiye’nin en popüler oyuncularından ikisiyle bir aradasın. Nasıl hissediyorsun? Çok mutluyum, çünkü Buğra Abi ve Leyla Abla’dan her gün yeni bir şey öğreniyorum. Tecrübelerinden yararlanıyorum.