Tuzu kuruların asker çocukları
Abone olArınç, öyle bir çıkış yaptı ki taşlar yerinden oynayacak. Arınç'ın bu göndermesi bu kez TSK'ya yönelik. İşte Arınç'ın asker tepkisi;
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, askerlikte Anadolu çocuğuna haksızlık yapıldığı imasında bulundu.
Arınç, tuzu kuru olanların çocuklarının evlerine yakın yerlerde askerlik yaptığını, Anadolu ailelerinin ise bir sene boyunca 'Sağ gelecek mi ?' diye korku içinde beklediğini söyledi.
AK Parti Alanya ilçe teşkilatında konuşan Arınç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a, Süleyman Demirel'den geçmiş hükümetlere göndermelerde bulundu. Baykal ve geçmiş hükmet başbakanlarını tembel ev kadınlarına benzeten Arınç, ayrıca asker atamalarında zengin fakir ayrımının yapıldığını iddia etti.
'Akan kan durmasın, aksın. Benim oğlum gitti herkesinki gitsin.' Yok öyle bir şey. Zaten gidenler hep Anadolu çocukları." diyen Arınç, "Filan köyden filan kasabadan tuzu kuru olanların öyle bir sıkıntısı yok. Türkiye'de onlar bir yolunu bulup evlerine yakın bir yerde çocuklarının askerlik yapmasını garantiliyorlar. Ama Anadolu çocuğu neredeyse siz el üstünde dualarla gönderiyorsunuz. Ama bir sene boyunca sağ gelecek mi acaba diye korku içinde bekliyorsunuz." dedi.
"BAYKAL, İNSANLARI KORKUTUYOR"
CHP'lilerin 'Biz bir varız, bir yokuz' dediğini ifade eden Arınç, "CHP'liler eveleme geveleme yapıyor. Ağızlarından ne çıktığı da belli değil. Gelsinler konuşalım. Gelmezlerse konuşmayız. Mektup geldi mi gelmedi mi ? Yani geçmişten bu yana Türkiye'yi kurduğunu iddia eden, devleti kurduğunu savunan partinin, Türkiye'nin bu önemli sorunu karşısında AK Parti'ye adım attırmayacağını söylemesi, vatan hainliğiyle bizi adeta suçlaması Antalya milletvekili olan Sayın Baykal'ın ağzına hiç yakışmıyor. Ana muhalefet partisi lideri, sorumlu olmalı. AK Parti'nin yapmak istediklerini eleştirebilir, eksik gördüklerini tamamlayabilir. Aman yeni öneriler getirebilmeli. Bağıra bağıra avurtlarını şişirterek konuşması karşısındaki insanları korkutacak neredeyse. Grup toplantısındaki insanlara acıyorum. O kadar bağırıyor ki neredeyse dövecek gibi. Böyle bir tavrın ne Türkiye'ye faydası var, ne CHP'ye, ne de sürece." şeklinde konuştu.
ARINÇ, BAHÇELİ İÇİN
NELER NELER SÖYLEDİ...
HEPSİ TEMBEL EV KIZLARI GİBİ
Demokratik açılım konusuna da değinen Arınç, CHP ve MHP tabanının genel başkanları gibi düşünmediğini belirtti. Anketlerde her iki partinin tabanının yüzde 40'ının açılıma destek verdiğini ifade eden Arınç, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'Ben hiçbir şey dinlemem diyerek' o da suçlamaya devam ediyor. Başındaki ne derse desin. O kalbine göre bakıyor. Akan kanların durması açılımı gerçekleştirmemiz lazım. Türkiye'de bu sorunu çözmeyi başarabilecek bir tek insan var. Bu kişi Tayyip Erdoğan'dır." dedi.
Kardeşliğin, huzurun, birlik ve bütünlüğün egemen olduğu bir Türkiye arzu etiklerini aktaran Arınç, şöyle devam etti: "İşte Demokratik Açılım Projesi budur. Bu proje, Türkiye'nin huzura kavuşması projesidir. Türkiye'de yaşayan 70 milyondan fazla insanın etnik köken, dini, mezhebi, inancı ne olursa olsun huzur içinde yaşayabilmesi, devletiyle milletiyle kaynaşabilmesi, terörün bitmesi, akan kanların durması, şehit cenazelerinin, gazi feryatlarının eksilmesi, azalması ve durması projesidir."
"KEŞKE AÇILIMI BAŞKA İKTİDARLAR YAPSAYDI"
"Demokratik açılımı, keşke AK Parti'den başka bir parti ve iktidar yapabilseydi." diyen Arınç, şöyle konuştu: "Keşke Tayyip Erdoğan'dan başka bir başbakan, bugüne kadar gelmiş geçmiş başbakanlar bunu yapabilselerdi. Bugüne kadar 15 başbakan geldi geçti. Hepsi, tembel ev kızları gibi evinin süprüntüsünü halının altına süpürdüler. İçinden çıkılmaz işler var. Kaç tane başbakan geldi geçti. Hele bir tanesi hala hayatta ve hala bir şeyler söyleme gayreti içinde. Kolay şeyleri kolay söylüyor da zor şeylerde birkaç gün görünmüyor ortalarda. Hep böyle süpürdüler. Biz geldik iktidara ve evin içini şöyle bir kolaçan edelim dedik. Halının altına bir baktık, aman Allah'ım içimiz karıştı. Biz bu işleri çözmeye talibiz. Zor işlerden yanayız. Kolayı herkes yapar. Biz geldiğimizde bu sorun vardı, yine bu sorunun devam etmesini isteyenler var. Adamlar sorunla yaşamaya alışmışlar. Yani hamallık yapan bir insanın sırtındaki küfeyi alsanız bir eksiklik hisseder. Bunlar böyle. Küfe sırtımızda kalsın istiyorlar."