Tüzmen ihracatçıya ümit verdi
Abone olDünya Ticaret Örgütü toplantısına katılmak için Meksika'ya giden Tüzmen ihracaatçıya kur morali verdi.
Tüzmen, Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda düzenlediği basın
toplantısında, 10-14 Eylül tarihleri arasında Cancun'da
gerçekleştirilecek konferansa 147 ülkenin ticaretten sorumlu
bakanlarının katılacağını söyledi. Çeşitli ülkelerin bakanları ile
yapacağı ikili görüşmelerde Türk ihracatçılarının karşılaştıkları
sorunları ele alma fırsatı bulacağını ifade eden Tüzmen, AB
ülkeleri bakanlarının yanı sıra diğer Akdeniz ülkeleri, Brezilya,
Meksika, Rusya, Ukrayna, Kırgızistan, Azerbaycan ve Pakistan
bakanları ile çok taraflı müzakereler haricinde biraraya geleceğini
bildirdi. Tüzmen, iki yılda bir gerçekleştirilen konferansta, iki
yıldan bu yana Cenevre'de sürmekte olan müzakerelerde belli
konularda yaşanan tıkanmanın aşılabilmesi ve müzakere paketine
Singapur konuları olarak bilinen ''yatırımlar, rekabet, kamu
alımlarında şeffaflık ve ticaretin kolaylaştırılması'' konularının
dahil edilip edilmeyeceğine karar verileceğini söyledi. Konferansta
ayrıca, Avrupa Birliği (AB) ile ABD'yi karşı karşıya getiren
''tarım'' konusunun ele alınacağını anlatan Tüzmen, ''ülkelerin
acil ve kamu sağlığını ilgilendiren durumlarda bir ilacın daha ucuz
olan jeneriğini zorunlu lisanslar kapsamında ithal edebilmeleri''
konusunun da görüşüleceğini ifade etti. SORULAR Bakan Kürşad
Tüzmen, Çin'in dünyaya yaptığı ihracatın Türkiye'yi nasıl
etkileyeceğinin sorulması üzerine, şunları kaydetti: ''Çin'in
DTÖ'ye katılmasıyla birlikte, çok büyük bir ekonomik güç örgütün
içerine girdi. Çin'in ucuz ürün imalatı, rekabet açısından da
birçok avantajı olduğu bir gerçek. Bütün ülkeler pazar paylaşımında
ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. AB içinde daha önce kotaya
çarpan ülkelerden biriydi Çin. Biz Gümrük Birliği çerçevesinde
AB'ye kotasız mal satabiliyoruz. ABD'ye kotalı satabiliyoruz.
Kotaların kalkmasından sonra Çin'in AB içinde pazar payını
artırmasının söz konusu olduğu söyleniyor. Bence kaliteyi doğru
fiyata satabilen ülkeler, rekabetlerini sürdürmeye devam edecekler.
2005 sonrasında da kotaların kalkacağını hepimiz biliyoruz. Önemli
olan bu çalışmaları şimdiden başlatmaktır.'' Tüzmen, üç yıldır
İhracatçı Birlikleri ile Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın Türk
ürünlerinin kalite imajıyla birlikte adlandırılacağı çalışmalar
yürüttüğünü belirterek, ''Ürünlerimizin doğru fiyatla yurtdışında
pazarlanmasının sağlanacağı nihai ürün zincirlerine, AB ve ABD'deki
mağazalar zincirlerine ulaşılması, pazarlamanın bütün tekniklerinin
kullanılarak Türkiye'nin kaliteli ürünlerinin pazar payının
genişletilmesi çalışmaları yapılıyor'' dedi. ÇİN'İN PAZAR PAYI
Çin'in kotalı ortamda dahi pazar payını genişlettiğinin görüldüğünü
vurgulayan Tüzmen, ''Ülke pazarını genişletme konusunda bütün
dünyanın çalışması var. Bizim yaptığımız da, kendi ürünlerimizi
gitgide daha tanınır hale getirmek, modayı, markayı yaratan ülke
haline gelebilmek'' diye konuştu. Devlet Bakanı Tüzmen, Çin'in
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi olduktan sonra kendi pazarını da
açmak zorunda kaldığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Eskiden
çok yüksek gümrük tarifeleri uyguluyordu. Biz 1 milyar 200
milyonluk Çin'de, Türkiye nüfusunun iki katı kadar çok yüksek alım
grubu oluduğunu biliyoruz. Bizim de hedefimiz buradaki
tüketicilerdir. Bütün bunlar DTÖ çalışmaları çerçevesinde
liberalleşmenin göstergesi. Yani her ülke kendi içerisinde eskisi
kadar korumacı önlemlerini sürdüremeyecek. Dünyada korumacılığın
ortadan kalkması Türkiye'nin önümüzdeki dönemde ihracatının daha da
artmasına sebebiyet verecektir.'' Bakan Tüzmen, Türkiye'nin yüksek
gümrük tarifelerinin olduğu bir dönemde ihracıtını artırdığına da
işaret etti. İHRACATTA DURUM Kürşad Tüzmen, dolardaki düşüşün
ihracatı nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine de,
''Parametrelerden bir tanesi kur. Diğer parametreler de var. Dolar
olarak hitap edilen pazarlarda ABD'ye ihracat artışımız yüzde 7
civarında olmuştu. Halbuki AB ortalamaları yüzde 36 olmuştu'' diye
konuştu. Önümüzdeki dönemde de ihracat artış trendinde belli bir
azalmanın tekstil ve konfeksiyonda gözükeceğini ifade eden Tüzmen,
''Bu daha önceden sözünü ettiğimiz parametrelerden biri olan kurla
açıklanabilecek. Girdilerini Türk Lirası ve yabancı para
birimlerinden temin eden ama dolar ve euro pazarına satış yapan
özellikle ihracatçı da bu tip güçlükler, son aşamasında iyice
gündeme gelmeye başladı'' dedi. Türk ihracatçısının zararına satış
yaparak pazar payını korumaya çalıştığını belirten Tüzmen,
''Önümüzdeki günlerde kurun kendi içinde biraz daha ihracatçının
yanında bir dengeye kavuşabileceğine inanıyorum. Faizlerdeki düşüş
ihracatçıyı olumlu etkiledi. Onun dışında enerji, su fiyatlarına
zam yapılmaması ihracatçı açısından olumlu değerlendirilebilir''
diye konuştu. ''Bu sene 40 milyar dolar ihracatı geçeceğiz. 42
milyar dolara yakın bir rakamı yakalarız diye düşünüyorum. İhracat
artış trendimiz devam ediyor'' diye konuşan Tüzmen, sözlerini şöyle
tamamladı: ''Şu anda ihracat artış oranımız yüzde 33'lere geriledi.
Tekstil'de yüzde 22'den yüzde 12'ye, konfeksiyon ihracatımız da
yüzde 38'lerden yüzde 22'ler oranına gerilemiştir. İhracatımızın
üçte birini oluşturan ana sektörlerdeki bu gerileme, genel ihracat
trendini aşağı doğru çekecektir. Diğer ihraç ürünlerimizin artması
bunu dengeliyor. Şuna inanıyorum, 40 milyar doları geçen bir
ihracat, 60 milyar doları geçen bir ithalatla, 100 milyar dolarlık
dış ticaret hacmi olan bir dünya devi, önümüzdeki dönemde kendisini
çok daha iyi bir şekilde hazırlayacaktır.'' Tüzmen, basın
toplantısının ardından Meksika'ya gitmek üzere THY'nin tarifeli
uçağıyla ABD'nin New York kentine hareket etti.