Tuzluklardaki delik sayısı azaltılacak mı?
Abone olHİPADER, TBMM Kanser Araştırma Komisyonu'nun tuzluklar ile ilgili önerisinde destek verdi ve...
Hipertansiyonla Mücadele Derneği (HİPERDER), Türkiye Büyük
Millet Meclisi Kanser Araştırma Komisyonu'nun ''lokantalarda ve
restoranlardaki masalardan tuzluklar kaldırılsın'' önerisini
destekleyerek, evdeki tuzlukların delik sayısının azaltılması
yönünde yeni bir öneride bulundu.
HİPERDER Başkanı Doç. Dr. İstemihan Tengiz, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, tuzlukların kaldırılması yönündeki öneriyi
desteklediklerini söyledi.
Tengiz, evlerdeki tuzlukların da yeniden gözden geçirilerek, delik
sayılarının düşürülmesinin hipertansiyonla mücadelede katkı
sağlayacağını düşündüklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Tuzlukların sofradan kaldırılması yanında evimizde
masalara konan tuzlukların yeniden gözden geçirilmesi gerekir.
Örneğin karabiber içeren şişelerde delik sayısı bir iken tuz
şişelerinde dört veya daha fazla bulunuyor, bu şişelerin
değiştirilmesi dahi kullandığımız tuz miktarını azaltmaya yardımcı
olacaktır. Bununla birlikte hizmet sektöründe faaliyet gösteren
restoran ve diğer işletmelerde 'acısız istiyorum' isteği gibi
'tuzsuz istiyorum' isteğinin de işletmeci tarafından
karşılanabilmesi gereklidir. Bu uygulamalarla ülkemizde günlük 18
gram olan tuz tüketiminin 3–5 yıl içerisinde yüzde 50'lik bir
azalma ile 9 gram civarına düşeceğini ön görmektedir.
Bu şekilde yüksek tuz içeriği sebebiyle hipertansiyon hastaları
tarafından tüketilemeyen (veya kaçamak şeklinde tüketilen)
besinlerin çeşitliliğinin artmasıyla beraber daha rahat bir şekilde
tüketilebileceğini düşünmektedir. Gıdaların içerdiği tuz
miktarlarına göre çeşitliliğinin arttırılması tüketici kesime daha
fazla ve daha sağlıklı seçenek sunulmasını sağlayarak ürün
pazarında genişlemeye sebep olabilecektir.''
HİPERTANSİYON HASTALIĞI ÇIĞ GİBİ
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, HİPERDER
Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Ercan da, hipertansiyonun
tüm toplumu ilgilendiren bir hastalık olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Ercan, ulusal sağlık sorunu olan hipertansiyonun, hasta
iradesine bırakılmayacak kadar toplumsal hassasiyet gerektiren bir
hastalık olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti
''Hipertansiyon bireylere özgü bir hastalık değil toplum sağlığını
ilgilendiren bir sorundur. Ailesinde hipertansiyonu olmayan insana
rastlamak oldukça zordur. Bu sebeple bu ulusal sağlık sorunu sadece
hasta iradesine bırakılamayacak kadar ciddi bir halk sağlığı
problemidir. Hastalara tüm sorumluluğu yüklemek yerine onlara
alternatifler sunmanın ülkemizdeki tuz tüketim alışkanlığının
sağlıklı bir şekilde değiştirebileceğine inanıyoruz. Tüketiciye
alternatif sunulduğunda arz talep dengesinin sağlıklı bir şekilde
kurulabileceğine inanmaktayız.''
YILDA 7,1 MİLYON İNSAN HİPERTANSİYONDAN ÖLÜYOR
Veriler incelendiğinde dünya üzerinde 1 milyara yakın hipertansiyon
hastasının olduğu ve yılda 7,1 milyon insanın bu sebeple hayatını
kaybettiğini bildiren Prof. Dr. Ercan, şöyle devam etti:
''Hipertansiyonun gerek dünyada gerekse de Türkiye'deki görülme
sıklığı incelendiğinde, çağımızın en önemli sağlık sorunlarından
birisi olduğu açıkça görülmektedir. Veriler incelendiğinde dünya
üzerinde 1 milyara yakın hipertansiyon hastasının olduğu ve yılda
7,1 milyon insanın bu sebeple hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır.
Hipertansiyona bağlı ölümlerin önemli bir kısmını felç ve kalp
damar hastalıkları oluşturmaktadır.
Ülkemizdeki veriler incelendiğinde tablonun daha iç karartıcı
olduğu göze çarpmaktadır. Yapılan çalışmalar Türkiye'de
hipertansiyon sıklığının yüzde 30 olduğunu ve kadınlarda bu oranın
daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemizde tahmini günlük
tuz tüketiminin günlük 18 gram düzeyindedir. Bu değer Dünya Sağlık
Örgütü'nün önerdiği değerin yaklaşık 3 katıdır.''
TUZ DİYETİNE UY, İLAÇ TÜKETİMİ ORTADAN KALKSIN
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Saygı ise tuz diyetine uyan
bir çok hastanın ilaç kullanma gereksiniminin ortadan kalktığını
vurgulayarak, şunları kaydetti:
''İnsanların tükettikleri tuzun önemli bir miktarını sofra tuzu
olarak değil, işlenmiş gıdaların içerisinde bulunan ve lezzet
arttırmak için kullanılan tuzdan aldığı gerçeğidir. Yani bir
hipertansiyon hastasının, bizim önerilerimize uyarak yemeklerine
tuz atmaması sorunun sadece küçük bir bölümünü çözmektedir.
Hipertansiyon ile ilişkili sağlık sorunlarının gerek toplum
sağlığına gerekse de ülke ekonomisine getirdiği maddi ve manevi
külfet hesaplandığında, sadece tuz tüketiminin azaltılmasıyla elde
edilebilecek maddi ve manevi kazançlar tahmin edilebilir.
Bu noktada hastalara tuz diyeti önermenin ötesinde alınabilecek
önlemler olduğunu düşünmekteyiz. Özellikle işlenmiş gıdalardaki tuz
oranlarının belirlenerek azaltılmasının bu mücadelenin en önemli
ayaklarından birini oluşturacağını düşünmekteyiz. Hipertansiyonla
Mücadele Derneği'nin sivil toplum kuruluşu olarak hedefi ülkemizde
yüksek tansiyon ve onunla ilişkili sorunları kontrol altına
almaktır.''