Tuzlada ölüm sözleşmesi
Abone olMeclis Araştırma Komisyonu, işçilere zorla imzalatılan bir sözleşmeyi ortaya çıkardı.
Son ölümlü iş kazasının yaşandığı tersaneyi incelemeye
giden TBMM Tuzla Araştırma Komisyonu, işçi ile işveren arasında
ilginç bir taahhütnameyi de ortaya çıkardı. İşe alırken imzalatılan
sözleşmede; koruyucu malzemeleri kullanmama halinde meydana gelecek
kazalardan şirket yerine işçinin sorumlu olacağı ve maddi manevi
tazminat talep etmeyeceği taahhüt altına alınıyor.
Komisyonun CHP'li Üyesi Bayram Meral, "İnsanlar işsizlik
ile ölüm arasında karara zorlanıyor" derken; Limter İş
Sendikası Avukatı Sezin Uçar, işverenin kaza sonrası açılan
davalarda sözleşmeyi kullanmasına rağmen, hukuki bir geçerliliği
olmadığını söyledi.
ARAŞTIRMA KOMİSYONU KAZA YERİNDE
Tuzla'da geçen Cuma günü meydana gelen ve bir işçinin yaşamını
yitirmesine neden olan patlamanın ardından, TBMM Tuzla Araştırma
Komisyonunun 8 üyesi kazanın meydana geldiği Selah Tersanesi'ne
giderek inceleme yaptı. Heyette, Komisyon Başkanı AKP'li Mehmet
Domaç, Özlem Türköne, Recai Berber, CHP'li Bayram Meral, Ali Rıza
Öztürk, Çetin Soysal, MHP'li Mithat Melen ve DTP'li Sabahat Tuncer
yer aldı. Heyet, kaza mahallinde önemli tespitlerde bulundu.
BAYRAM MERAL'İN DİKKATİNİ ÇEKEN TAAHHÜTNAME
Komisyonun CHP'li üyesi Bayram Meral'in dikkatini çeken bir
taahhütname, kazalarla anılan Tuzla tersanelerinde işçi işveren
ilişkilerinin ne noktaya geldiğini gözler önüne serdi. Meral,
tersane çalışanlarına işveren tarafından işçinin kazalara karşı
önlem alacağını taahhüteden bir form imzalatıldığını söylerken,
formda ilginç taahhütler yer alıyor.
İŞ AKDİNİN FESİH NEDENİ
Selah Tersanesi'nin de içinde bulunduğu pek çok tersanede işçilere,
işe alırken imzalatılan taahhütnamede "Bu yönetmelik ve
talimat maddelerine aykırı davranışlar, işçinin iş akdinin
bildirimsiz fesih nedenidir" uyarısı dikkat çekiyor.
Taahhütler arasında da "Yükleme ve boşaltma işlerinde dikkatli
çalışmamak; düz istif yapmamak; el ve elbiselerini benzin ve onun
gibi tutuşturucu maddelerle temizlemek" maddeler yer alıyor. Ayrıca
taahhütnamenin altında yer alan "İş Güvenliği Koruyucu Malzeme
Tutanağı"nda ise işçi imzasıyla şu taahhütlerde bulunuyor:
İŞTE O TAAHHÜTNAME
"Tersane sınırları içinde uymakla yükümlü olduğum İş Güvenliği
Talimatını okuyup anladığımı, kabul ettiğimi, işveren tarafından
şahsıma verilen aşağıdaki koruyucu malzemeleri (Koruyucu
başlıkemniyet kemeri, koruyucu gözlük, kulaklık, eldiven, toz
maskesi) sağlam aldığımı, iş yerinde ve iş esnasında devamlı
kullanacağımı, ayak parmalarımı ve topuğumu koruyan çelik korumalı
iş ayakkabısını kendim sağlayacağımı.
Koruyucu malzemeleri kullanmamam halinde meydana gelecek kazalardan
tamamen kendimin sorumlu olacağımı, alt işveren ve Selah Makine
Gemicilik Endüstri Tic. Aş ve yetkililerini sorumlu tutmayacağımı,
maddi ve manevi tazminat davası açmayacağımı, iş bu yazıyı hiç bir
baskı altında kalmaksızın kendi iradem ile kabul ederek
imzaladığımı beyan ederim"
İŞVERİNİ SORUMLULUKTAN KURTARMIYOR
Limter İş Sendikası Avukatı Sezin Uçar, "Her ne kadar işçi böyle
bir taahhütün altına imza atsa da bu kaza sonrası işvereni
sorumluluktan kurtaran hukuki bir belge değil. İşçi güvenliğini
almak zorunda ama işveren de her koşulda işçinin güvenlik
önlemlerini alıp almadığını denetlemek zorunda. Tek başına bu
sözleşme işvereni sorumluluktan kurtarmıyor. Zaman zaman açılan
davalarda işveren bu belgeleri öne sürerek sorumluluğu işçiye
atmaya çalışıyor" dedi.
KOMİSYON ÜYELERİNİN İZLENİMLERİ
Geminin üstünde çalışma yapılırken patlama oluyor. Patlamanın gazdan ortaya çıktığı anlaşılıyor ama daha önce bir gaz ölçümü yapılması söz konusu değil. Güvertenin altında tanklar var. Buralarda gaz birikebilir, bunların kontrolünün yapılması lazım. Tedbirsizlik var, dikkatsizlik var ve gerekli önlemlerin alınmaması var.
TUZLA GENELİNDE İŞ DÜZENİ YOK
Tuzla genelinde bir iş düzeni yok. Çalışanların mesleki tecrübeleri
yok ve zor koşullar altında çalışıyorlar. Bir nevi kaderine
terkedilmiş yerler. Denetimsizlik ve işsizlik insanları o şartlarda
çalışmaya zorunlu kılıyor. İnsanlar işsizlik ile ölüm arasında
karara zorlanıyor. Tersane sahibi de, 'kusuru olmadığını' söylüyor.
Genelde işverenler, Anadolu'dan gelen insana, 'gerekli tedbirleri
alacağım bunların dışında olacak kazalardan sorumluluk şahsıma
aittir' diye bir kağıt imzalatıyor ve işe koşuyor. İnsan hayatına
hiç önem verilmiyor.
TERSANE SAHİBİ TATMİNKAR BİR AÇIKLAMA
YAPAMADI
Olayın nedeni ile ilgili, ısrarla sormamıza rağmen, tersanenin
genel müdürü ve sahibi tatminkar bir açıklama getiremedi. Bizce bu
kaza, çalışma yapılan güvertenin altındaki tankta meydana gelen gaz
birikmesinden kaynaklanıyor. Ama bize,'açık havada gaz ölçümü
yapmak gibi bir prosedürün olmadığı' söyleniyor. Peki bu ölçüm
tankta yapılamaz mıydı? Orada da yapılmamış.
İş sağlığı ve iş güvenliği konusunda halen de yeterli önlemler
alınmıyor ve devlet denetleme görevini yapmıyor. Sen bir tedbir
alırsan olayın adı iş kazasıdır. ama tedbir almazsan kaza değil
cinayettir.
Radikal