Tuzla tersanesinde korkunç iddia
Abone olTuzla'da 3 işçinin öldüğü "filika testi" rezaletinde filikaya binmeyen işçilerin işten çıkarıldığı iddia edildi.
Tuzla'da dün akşam saatlerinde yaşanan 3 işçinin ölümü, 12
işçinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayla ilgili kimliğinin
açıklanmasını istemeyen bir işçi şok iddialarda bulundu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Erdem, dün
kurtarma filikası testi yapılırken 3 işçinin öldüğü, 12 işçinin
yaralandığı Tuzla Tersaneler Bölgesi'ndeki GİSAN Tersanesinde
incelemelerde bulundu. Erdem, bakanlık müfettişleri ile tersanedeki
incelemelerinin ardından gazetecilerin soruları üzerine, üzücü bir
olay yaşandığını, gerekli incelemelerin yapıldığını ifade ederek,
''Çok üzgünüz. İçeride müfettiş arkadaşlar rapor tutmaya devam
ediyorlar. Raporu tamamladıklarında bize getirecekler. Bu rapor ve
sonuçlarını, basın ve kamuoyuyla paylaşacağız'' dedi.
Bu arada, tersaneye gelerek incelemelerde bulunan Dok Gemi-İş
Sendikası Genel Başkanı Necip Nalbantoğlu, AA muhabirinin soruları
üzerine, ''Buradaki olay, alan darlığı ile ilgili değil, insan
haklarıyla ilgili'' diye konuştu.
Nalbantoğlu, şunları söyledi:
''Bu konuyu iş kazası olarak değerlendirmiyoruz. Zira bu olayın
karşılığı iş kazası değil, ihmalkarlık değil, yani elektrik
çarpması, boyama sırasında düşme gibi bir olay değil. Bu olay,
güvenlik filikasının testi sırasında meydana geliyor. Filika ne
şekilde düşürülürse düşürülsün, amacına ulaşır. Yani 'hacıyatmaz'
gibi düz düşer. Filika, geminin küpeştesine çarpıyor, sonra denize
düşüyor. Hacıyatmaz gibi doğrulması lazım iken yan düşüyor. Teknik
açıdan 19 insanın filikanın içinde ne işinin olduğu konusu var. Ne
maksat ve ne içerikle olursa olsun, kumanda ile işin halledilebilir
olması lazım. Kum torbası konulması gerekiyordu, insan koydular.
Bu, dünyanın hiçbir yerinde olmaz. Çalışma Bakanlığı Müsteşarı
içeride. Onlara ve yetkililere sesleniyorum; ne yapılacaksa en ağır
şekilde yapılması lazım.''
Filikanın içine bu insanları kimin koyduğunun sorulması gerektiğini
belirten Nalbantoğlu, ''Elbette ki 19 kişiye deneme yapması için
emir veren kişi, birinci derecede sorumludur. Koca koca okulları
bitiren insanlar, bu insanları o bota nasıl koyar? Birkaç gün
içerisinde doğru olan rapor yayımlanır, sorumlusu cezalandırılır''
dedi.
Dok Gemi-İş Sendikası Genel Başkanı olmasına ve işçilerin kendisini
tanımasına rağmen sorularına cevap verilmediğini öne süren
Nalbantoğlu, soru sorduğu işçilerin kaçtığını söyledi.
Filika testinde, ağırlık olarak kum torbası ve su bidonu
kullanılması gerekirken, insan kullanıldığına tekrar dikkati çeken
Nalbantoğlu, ''Testi gerçekleştiren Fransız firması yetkililerinin
savunması, 'Biz bunu her zaman yapıyoruz' şeklinde. Akıllı insanlar
bunu yapmaz'' dedi.
''Ne güzeldi, 8 Hazirandan düne kadar kaza olmamıştı'' diye konuşan
Nalbantoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Bayram Meral ile
beraberindeki parti heyetinin de sabah saatlerinde kendisiyle
tersaneye geldiğini ve incelemelerde bulunduğu sözlerine
ekledi.
FİLİKA ÜRETİCİSİ FİRMA YETKİLİSİ
Tuzla Tersaneler Bölgesi'nde bulunan filika üretim firması Gepa'nın
Üretim Müdürü Mehmet Çatal da basın mensuplarının soruları üzerine
şunları söyledi:
''Filikanın her türlü tedbir aldıktan sonra denize atılması
gerekiyor. Ayrıca, bu tekneler uygun bir vaziyette mekanizma ile
kendini kurtaracak şekilde imal ediliyor. Filika, denize düştüğü
andan itibaren 'Hacıyatmaz' gibi hemen düzelmesi lazım. Kum torbası
yerine insanların konulması ilk test için mümkün değildir. Ağırlık
bulamadıkları için insan koydular sanırım. Biz her zaman 'filika
testlerini ağırlık kullanarak yapın' diyoruz.''
GİSAN Tersanesinde çalışan Ramazan Savaşkan da ''Testler sırasında
filikaya binmeyeceğimi daha önce söylemiştim. Dün de binmedim.
Çünkü filika su alırsa, emniyet kemerini çıkarıp dışarı çıkmak çok
zor görünüyordu. Olay anını gördüm, insanların çırpınışını gördüm,
çok kötüydü. Ben haklı çıktım, çünkü testin kum torbalarıyla
yapılması gerekiyordu'' dedi.
Kimliğini açıklamayan bir işçi de filikaya, bota binmeyen işçilerin
daha sonra işten çıkarıldığını öne sürdü. Bu işçi, inceleme ve
denetleme zamanları tersanede aşırı güvenlik önlemleri alındığını
ve şartların iyileştirildiğini savunarak, daha sonra yeniden
işçilerin elverişsiz ortamlarda çalıştırıldığını ifade etti.