Tuz neden zararlı?
Abone olLezzet duygusunu veren şeyler, dil ve damağınızda hissettiğiniz tatlardır.
Sizi mutlu eden, keyif veren, yemek yemenin coşkusunu
güçlendirip sofralarınızı doyulmaz sohbet ortamları haline getiren
de bu tatlardır. Doyulmaz bir lezzeti oluşturmada pek çok oyuncu
vardır ama bunlardan ilk üçü, hem en önemlileri, hem de en
tehlikelileridir: Tuz, şeker ve yağ!
Tuzlu yiyecekleri herkes sever. Tuza bir kez bağımlılık kazandınız
mı, ne tuzsuz yiyeceklerden, ne de tuz yerine konulmuş maddelerle
yapılmış besinlerden zevk alabilirsiniz. Tuzlu tatlara bağımlılık
çocukluk çağlarından itibaren yavaş yavaş kazanılır. Bir süre sonra
da vazgeçilmez bir tutku halini alır.
Tuz kullanmayı bir süre erteleyebilirseniz, bedeniniz daha az
sodyumla beslenmeye uyum göstermede pek fazla güçlük çekmez. Tuz
kullanımını azaltan ve besinler ile aldığı sodyum miktarını
sınırlayanların tuzlu tat-lezzet isteklerinde gerileme oluşur.
Yapay tuz zararlı mı?
Tuz yerine geçen ürünleri kullanmak, tuzun zararlarından
kurtulmanın en kolay yoludur ama tuz yerine geçen maddeler her
zaman ve herkes için uygun olmayabilir. Yapay tuzların içerisindeki
en önemli madde olan ‘potasyum’ bazı durumlarda ciddi problemler
yaratabilir. Böbrek yetmezliği olanların, potasyum birikimine
eğilimli sorunu bulunlarının ve potasyum tutucu idrar söktürücüleri
kullananların bu tür tuzları kullanmadan önce doktorları ile
konuşmaları gerekmektedir.
Fazlası neden yasak
Eğer hem daha az sodyum kullanmak hem de herhangi bir sağlık sorunu
ile karşılaşmamak istiyorsanız tuz yerine seçenek olarak bitkileri
ve baharatları denemelisiniz. Özellikle limon ve limon suyu,
kaliteli sirkeler ve bazı kurutulmuş baharatlı bitkiler ve kırmızı
biber lezzet unsurunu arttırmada, tuza olan özleminizi azaltmada
size yardımcı olabilirler.
Vücudunuzun sodyum dengesini sağlamakla yükümlü organı
böbreklerinizdir. Sağlıklı böbrekler fazladan alınan sodyumun büyük
bir kısmını kolayca atmaktadır. Tuzun fazlasını terleme ile de
atarsınız. Eğer böbrekleriniz yeterince çalışmazsa fazla tuzu
atmakta güçlük çekersiniz. Vücudunuzda sodyum birikir, yüzünüzde,
bacaklar ve ayaklarınızda şişmeler meydana gelir. Vücutta aşırı
sodyum birikmesi sonucu oluşan bu belirtilere tıp dilinde ‘ödem’
denilmektedir.
Tuzun fazlası sadece ödem yapmaz. Damarlarınızda dolaşan sıvı
miktarının artmasına, kan basıncınızın yükselmesine
(hipertansiyon), kalp ve böbrek hastalıkları ile felç riskinizin
artmasına neden olur. Özellikle toplumun yüzde 30’undan fazlasının
sodyuma duyarlı kan basıncına sahip olduğunu düşünürseniz
hipertansiyon eğiliminizin kanınızda fazla sodyum birikince
tetiklenebileceğinden kuşkunuz olmasın!
Lezzet odaklı beslenmede ısrar ederseniz ‘fazla tuzlu beslenme’
tuzağına yakalanma olasılığınız yükselecektir. Özellikle genetik
mirasından hipertansiyon riski olan biriyseniz, kalp yetmezliği,
böbrek yetmezliği gibi sorunlarınız varsa besinlerle aldığınız tuz
miktarını ölçülü tutmaya bakın.
Taze üründe daha az sodyum var
Sodyum içeriği fazla olan besinler hazır ve işlenmiş olarak satılan
endüstriel-fabrikasyon besinlerdir. Sebze ve balık konserveleri,
peynir çeşitleri, hazır köfte, pizza ve çorbalar, hazır içecekler
ve meyve suları sodyumun en önemli kaynaklarıdır.
Beslenirken daha az sodyum almaya karar veriyorsanız ürün
etiketlerini dikkatle okumalı, sodyumsuz, çok düşük sodyumlu, düşük
sodyumlu, sodyumu azaltılmış’ veya ‘tuzsuz besin’ ibarelerinin ne
anlama geldiğini hatırlamalısınız.
Sodyumsuz besinler: Bir porsiyonunda 5 mg’dan az sodyum
içerirler.
Çok düşük sodyumlu besinler: Bir porsiyonunda 35 mg’dan daha az
sodyum var.
Düşük sodyumlu besinler: Bir porsiyonunda 140-150 mg’dan daha az
sodyum bulunan ürünlerdir.
Sodyumu azaltılmış besinler: Sodyum içeriği en az yüzde 25 oranında
azaltılmış olan ürünler.
Hürriyet / Osman Müftüoğlu