Tutuklu vekil krizindeki şok ayrıntı!
Abone olTutuklu milletvekilleri nedeniyle yaşanan krizin perde arkasında, Silivri'deki Ergenekoncular'ın salıverilmesi yatıyor.
Tutuklu milletvekilleri nedeniyle yaşanan krizin perde
arkasında, Silivri'deki Ergenekoncular'ın salıverilmesi yatıyor.
Milletvekilliği gerekçesiyle tahliye edilecek sanıklar,
Silivri'deki diğer mahkumlar için emsal teşkil edecek.
Bu iddiaların sahibi Taraf gazetesi yazarı Emre Uslu...
Emre Uslu, tutuklu vekillerin serbest bırakılmayacağı bilindiği halde aday gösterilerek milletvekilli yapıldığı, bunun sonucunda da mahkemeye baskı kurularak bu isimlerin tahliyeleri sağlanacağını iddia etti. Bunun sonucunda da Milletvekilliği gerekçesiyle serbest kalan Ergenekon ve Balyozcu isimler, Silivri'deki diğer sanıklar için de emsal karar teşkil edecek.
İşte Emre Uslu'nun iddia ettiği o plan...
Bir de tartıştığımız Ergenekon ve KCK sanıklarının durumu var.
Bence savcılar yazdıkları mütalaa ile hâkimler de kararlarıyla
Ergenekon'un tünel kazma operasyonuna dur dediler. Ben Ergenekon ve
Balyoz sanıklarının daha ilk baştan MHP ve CHP'den bir proje
dâhilinde aday gösterildiğine inanıyorum.
Bu proje milletvekili adayı olan sanıkların vekil olduktan sonra
serbest bırakılacağı öngörüsüne dayanıyordu. Ergenekon ve Balyoz
sanıklarından milletvekili olanlar serbest bırakılınca bu sefer
Ergenekon'un yoğun destekçisi medya üzerinden bir kampanya
başlatılacak ve bence haklı olarak şu soru sorulacaktı: Mustafa
Balbay, Mehmet Haberal ve Engin Alan milletvekili oldukları için
serbest bırakılıyorsa aday olmuş ama vekil olamamış Tuncay Özkan
veya hiç aday olmamış diğerlerinin suçu ne?
PLAN BURADA BAŞLIYOR
Milletvekili olduğu için serbest bırakılan sanıklar örnek gösterilerek ve hukuki bir dayanağı olmayan bu karara dayanılarak itirazlar yapılacaktı. Ortada emsal olduğundan diğer sanıklar doğal olarak haklı bulunacaktı. Yerel mahkemeler milletvekili olmayanların tutukluluk halinin devam etmesi yönünde karar verse bile bu karar Yargıtay aşamasında bozulacaktı.
Bu durum tam bir zafer havasına dönüştürülüp tam da bu süreçte
yoğun bir medya kampanyasıyla Silivri boşaltılarak Ergenekon çarkı
yeniden döndürülmeye başlayacaktı. Böylesi bir olasılığın olması
durumunda hem Ergenekon davasına bakan mahkemeler baskı altına
alınmış olacak hem de örgütün Silivri'de tutulan operasyonel aklı
yeniden harekete geçtiğinden herşey 2004-2005 yıllarına yeniden
dönecekti.
Bu, cinayetlerin ve kaosun yeniden başlaması derin hücrelerin
canlandırılması sürecini doğuracaktı. Ergenekon bu moral üstünlüğü
bir tramplene dönüştürüp 2007'den bu yana kan kaybettiği mesafeyi
bir zıplamada yeniden alacaktı. Ergenekon yapısının bir terör
örgütü olup olmadığına ilişkin elde bir mahkeme kararı da
olmadığından güvenlik birimleri bu yapıyı takip-tarassut altında
hukuken tutamayacak, örgütün üstüne gidemeyecek, bunlara yönelik
yeni operasyonlar yapamayacaktı.