Tutuklu akademisyenler tahliye edildi!
Abone olAkademisyenlerin bildirisine imza atan ve terör örgütü propagandası yapmak suçundan tutuklu bulunan akademisyenler Esra Mungan, Muzaffer Kaya, Kıvanç Ersoy ve Meral Camcı tahliye edildi.
"Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza
attıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve çıkarıldıkları mahkeme
tarafından tutuklanan 4 akademisyenin ilk duruşmada tahliyelerine
karar verildi.
İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen duruşmada "Terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1,5
yıldan 7,5'ar yıla kadar hapsi istenen Yrd. Doç. Esra Mungan, Yrd.
Doç. Muzaffer Kaya, Doç. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Meral Camcı
hazır bulundu. Duruşmayı CHP ve HDP milletvekillerinin yanı sıra
Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile İsveç Başkonsolosu Jens
Odlandeir, Almanya Büyükelçi temsilcisi Robert Dölger ve Çek
Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Petr Mares de duruşma salonunda
yeraldı. Duruşma 100'ü aşkın avukat da hazır bulundu.
"ÖĞRENCİME 10 ÜZERİNDEN 2 BİLE
VERMEZDİM"
Duruşma sanıkların kimlik tespiti ile başladı. Kimlik tespiti
sırasında aylık geliri sorulan Yrd. Doç. Meral Camcı "İşsizim" diye
cevap verdi. Savunmasını ilk olarak akademisyen Muzaffer Kaya
yaptı. Kaya, "2212 Akademisyen ve araştırmacı ile birlikte barış
bildirisini imzaladığımız için 40 gündür tutukluyuz ve terör örgütü
propagandası yapmakla suçlanıyoruz. Bugün bu mahkemede bizim
şahsımızda Türkiye Cumhuriyet vatandaşlarının barış hakkı ve ifade
özgürlüğü hakkı yargılanmaktadır. 10 sayfalık iddianamenin çoğu
kısmı bizim ifadelerimizden ve bildiriden ibaret. Sadece 1 sayfada
suç isnadı var. 2 ile 5. sayfada genel bir çözüm süreci
anlatılıyor. Kötü bir özet olmuş. Notu kıt biri değilim. Böyle bir
özet yapsa öğrencime 10 üzerinden 2 bile vermezdim. Savcıya önerim
iddianame yazarken Wikipedia'dan yararlanmasın" dedi.
"ÇÖZÜM SÜRECİNİN BİTTİĞİ SÖYLENDİ. BİR ANDA GERİYE
DÖNÜLDÜ"
Kaya, Dolmabahçe'de yapılan ortak açıklamanın çözüm sürecinin zirve
noktası olduğunu söyleyerek, "Hepimiz Kürt Sorunu'nun demokratik
çözüme kavuşacağını ve kalıcı barışın sağlanabileceğini sandık.
Fakat mutabakat açıklamasının hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan hükümetle aynı fikirde olmadığını belirtti.
Erdoğan'ın hepimizi şaşkınlığa çeviren bu ani fikir değişikliği
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafında da eleştirildi.
Şanlıurfa'da 2 polisin vahim şekilde öldürülmesinin ardından çözüm
sürecinin bittiği söylendi. Bir anda geriye dönüldü. Cumhurbaşkanı
Erdğan süreç için 'Buzdolabına kaldırdık' dedi" diye konuştu.
"BİZİM BİLDİRİMİZİ SAÇMA BULABİLİRSİNİZ. ANCAK ASLA VE
ASLA TERÖR ÖRGÜTÜ PROPAGANDASI YAPMADIK"
HDP'nin seçim mitinginde, Suruç'ta ve Ankara'da saldırılar olduğunu
ve Türkiye'nin bir anda yangın yerine döndüğünü söyleyen Kaya,
"Cenazeler buzdolabında bekletilmek zorunda kaldı. Ağır insan
hakları ihlallerine karşı tek bir soruşturma bile açılmadı. 355 bin
insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Bütün bunlar
yaşanırken biz bu ülkenin yurttaşları ve akademisyenleri olarak
korunaklı yaşamımızı sessizce sürdürmeyi onurumuza yediremedik.
Varsa bir suçumuz budur, vicdanlarımızın sesini bastıramadık.Biz
barış çağrısı yaptık bu bizim hakkımızdı. Bizim bildirimizi saçma
bulabilirsiniz. Ancak asla ve asla terör örgütü propagandası
yapmadık. Savcı bizi söylediklerimizle değil, söylemediklerimizele
suçlamaya çalışmış" ifadelerini kullandı.
"BİZ SİYASİ İKTİDARI ELEŞTİRDİĞİMİZ, BARIŞ İSTEDİĞİMİZ
İÇİN TUTUKLANDIK"
Bildiriyi örgüt yöneticisinin talimatıyla yazdıklarının iddianamede
öne sürüldüğü ifade eden Kaya, "Bu iddia hakaret niteliğindedir.
İddianamede adı geçen örgüt yöneticisinin yüzlerce akademisyeni
talimatla harekete geçirebileceğini iddia etmek bence mükemmel bir
örgüt propagandasıdır. Bence savcı bize isnat ettiği suçu kendi
işlemiştir. Yasadışı örgütten talimat almamız söz konusu olamaz.
Bizi bağlayan hakikat ve vicdanımızdır. Biz siyasi iktidarı
eleştirdiğimiz, barış istediğimiz için tutuklandık. Vereceğiniz
karar bu durumu iyileştirebilir. Derhal beraatimi istiyorum"
şeklinde konuştu. Yrd. Doç Dr. Esra Mungan, 5 haftadır tutuklu
olduğunu kalıcı barış talep ettiklerini söyledi.
"AYDINSAK TALİMAT DA ALMAYIZ"
Kıvanç Ersoy da iddianamede yer alan mesnetsiz iddiaları
reddetiğini söyleyerek, bildiride örgüt adının olmadığı ve sadece
barış talep ettiklerini söyledi. Ersoy, "Vatandaş olarak devletten
barış talep ediyorum. Bildiride cebir ve şiddet içeren tehdit söz
bulunmuyor" dedi. "Aydın" kelimesinin ne anlama geldiğini anlatan
Kıvanç Ersoy, "İddianamede aydın olduğumuz yazıyor, bunu lehimize
bir delil olarak kabul ediyorum. Ancak aydınsak talimat da almayız"
şeklinde konuştu.
"KANIMIZLA DUŞ ALACAĞINI SÖYLEYEN İSE SERBEST. PİŞMAN
DEĞİLİM. YİNE OLSA YİNE İMZALARIZ"
Savcılık sorularında kanaat soruları sorulmasını da eleştiren
Ersoy, " Bu Anayasa'nın 25. maddesinin (Herkes, düşünce ve kanaat
hürriyetine sahiptir) ihlalidir. Mahkemenin karşısında Anayasa'yı
savunmak da bize düşmektedir. Biz 2212 akademisyen olarak biz
Türkiye'yiz. Önemli bir iş yapıyoruz. Bunun bedeli kelepçe
olabilir. Kanımızla duş alacağını söyleyen ise serbest ve hakkında
yasal işlem yapılmadı" dedi.
Ersoy, bileklerini heyete göstererek, "Kelepçe izlerini
görüyorsunuz. Bunun bedeli kelepçe izi. Pişman değilim. Yine olsa
yine imzalarım" diye konuştu.
"GENÇLER, 'KIVANÇ ERSOY'UN DENKLEMLERİYİZ"
DİYOR
Ersoy, "Savcı, bizim gibi işinde gücünde bilim adamlarını zorla
kahraman yaptı. Gençler, 'Kıvanç Ersoy'un denklemleriyiz',
'Muzaffer Kaya'nın olgularıyız', 'Esra Mungan'ın kumrularıyız",
Meral Camcı'nın karanfilleeriyiz' diyor. Hiç kimsenin İrfan
Fidan'ın iddialarıyız diyeceğini düşünmüyorum. Barışı savunmak
Anayasal haktır, tahliyemi ve beraatimi istiyorum" dedi.Ersoy'un
konuşmasının ardından salondakiler alkışladı. 14 yıllık öğretim
üyesi olduğunu söyleyen Meral Camcı ise, "Akademi biat etmez
etmemelidir" diyen Camcı, barış istediklerini sözlerine ekledi.
SAVCI: DAVA DURDURULSUN
İfadelerinin ardından duruşma savcısına söz verildi. Savcı, mevcut
delil durumu, atılı suçun mahiyeti, iddianame anlatımı içeriğiyle,
sanıkların üzerine atılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. Maddesi
kapsamında kalma ihtimaline binaen TCK'nın 301/4 itibariyle dava
hakkında durma kararı verilmesini talep etti. Davanın durdurularak
Adalet Bakanlığı'ndan izin alınmasını talep eden duruşma savcısı,
sanıkların ise mevcut delil durumu, atılı suçun mahiyeti ve
sanıkların kaçma şüphesine dikkat çekerek tutukluluk hallerinin
devamını istedi. Duruşmaya 15 dakika ara verildi.
TEKRAR SÖZ ALAN SAVCI TAHLİYE İSTEDİ
Aranın ardından tekrar söz alan savcı, davanın TCK 301. Maddesi
kapsamında kalma ihtimali ile davanın durdurulma talebini
tekrarladı. Savcı "Dosyanın bu şekilde karar verilmesi durumunda
Adalet Bakanlığı'ndan geç gelme ihtimali olduğundan sanıkların
mağduriyetine sebebiyet vermemek için tahliyelerini talep ediyoruz"
dedi.
4 AKADEMİSYENE TAHLİYE
Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmış olması, mevcut
delillerin toplanmış olması ve tutuklulukta geçirdikleri süreyi
gerekçe göstererek, 4 sanığın da tahliyesine karar verdi. Mahkeme
heyeti, suçun vasıf ve mahiyetinin değişerek TCK'nin 301'inci
maddesinde düzenlenen "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti
Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" kapsamında
kalma ihtimali nedeniyle Adalet Bakanlığı'ndan izin alınması için
yargılamanın durdurulmasına karar verdi. Duruşma 29 Eylül 2016'ya
ertelendi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Mungan, Ersoy ve Kaya 15 Mart'ta tutuklanmıştı. O tarihte yurt
dışında olan Camcı ise Türkiye'ye döndükten bir gün sonra, 31
Mart'ta tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Akademisyenler
hakkında 7,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
BİLDİRİ SONRASI SORUŞTURMALAR VE İŞTEN
ÇIKARMALAR
Barış için Akademisyenler inisiyatifi Ocak ayında, "Bu suça
ortak olmayacağız" başlıklı bir metin yayımlamış,
eleştirilerin ardından yeniden imzaya açılan bildiriye imza atan
akademisyenlerin sayısı artmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkilileri bildiriye
sert tepki göstermişlerdi. İmza metninin yayımlanmasından sonra
imzacı akademisyenlerin bir bölümü hakkında adli ve idari
soruşturmalar açıldı. Bazı üniversiteler akademisyenler hakkında
işten çıkarma ve uzaklaştırma kararları aldı.