Tutanakların nasıl sızdırıldığını anlattı
Abone olİmralı tutanaklarındaki ifadeler ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Laçiner, görüşmelerin medyaya verilme nedenini de yorumladı.
İmralı tutanaklarındaki ifadeler ile ilgili önemli açıklamalarda
bulunan Laçiner, görüşmelerin medyaya verilme nedenini de
yorumladı.
Tutanakları sızdıranın çok karışık olmadığını, görüşme sırasında içeride, 3 BDP 'li, Öcalan ve 1 görevlinin bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Sedat Laçiner, ya 3 BDP'li vekilin kendilerinin sızdırdığını ya da bir başkasına sızdırılması için verdiklerini söyledi.
Samanyolu Haber'de Laçiner; "Buradan bakıldığında sadece tutanak sızdırması değil, dün Gülten Kışanak'ın açıklaması vardı Diyarbakır'da, tutanaklardakinden daha sert ifadeleri vardır. BDP ya bu süreçte bir partner olduğunun farkında değil, ya da süreci istismar ediyor. Geçmişte nasıl konuşuyorsa aynı şekilde konuşmaya devam ediyorlar. Tutanakları bir sızma olarak da görmüyorum. BDP İmralı'daki görüşmeleri önce kaydedip yazdı, bir gazeteciye verdi o da bunu yayınladı." diye konuştu.
"Oradaki Öcalan görüntüsüyle daha önce basında
oluşturulmaya çalışılan Öcalan arasında dağlar kadar fark
var." diyen Laçiner, ilk açılımda da aynı sıkıntının
yaşandığını, BDP'nin gerçek manada bir taraf olamadığını
belirterek, İmralı'daki tutanaklarda geçen Öcalan'ın ifadelerinin
amacını şöyle açıkladı:
"Öcalan'dan ziyade BDP ve PKK'da şöyle bir kaygı var.
Öcalan'ın Kürt hareketini sattığını düşünüyorlar. Öcalan böyle
düşünenleri ikna etmeye çalışıyor. Baktığınızda tutanaklar sızmadan
önce Öcalan ne diyordu; sınırın dışına çıkın, elinizdeki rehineleri
serbest bırakın, daha sonra eylemsizliğe geçilsin. Ama tutanaklara
bakıldığında Öcalan biraz da kendi mahallesine konuşuyor, 'Bizim
hedefimiz özgür olmak, bir tek ben hapisten çıkmayacağım bütün
KCK'lılar çıkacak.' Bunun gibi Türk kamuoyunun çoğunluğunu rahatsız
eden ifadeler. Ayrılıkçı, ırkçı kişilere yönelik yapılmış gibi bu
konuşma."
Sızdırmanın Öcalan tarafından yaptırıldığını düşünmediğini
belirten Laçiner, "BDP ya da PKK tarafından en azından bir
kanadı tarafından düşünebiliriz. Bunun böyle bir şeye hizmet
ettiğini söyleyebiliriz. Yani Kürtçü hareket, ayrılıkçı hareket
içerisinde bir rahatlama ve onları bir arada tutma maksadıyla
yapıldığı görülüyor. Ama bu sürecin bir tarafı yok. Hem Türklerin
hem Kürtlerin büyük bir çoğunluğu bu konuda endişelere kapıldı. O
yüzden BDP bu tür küçük hesaplar içerisine girerken sadece kendi
mahallesini kendi sempatizanlarını değil, sürecin iki tarafını da
düşünmek zorunda. Aksi taktirde süreç tehlikeye girmeye
başlar." şeklinde konuştu.