TUSKON'a 'Sizi sileriz' tehdidi
Abone olGülen Hareketine yakınlığıyla tanınan Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Tuskon "sizi sileriz" tehdidi almış.
Son dönemde Türkiye'nin gündeminin sırasında yer alan Cemaat-Ak
Parti kavgasınnı iş dünyasına etkileri sürüyor. 55 bin üyesiyle
faaliyet gösteren ve Gülen Hareketine yakınlığıyla tanınan Türkiye
İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Tuskon'un durumunu
başkanı Rızanur Meral The Wall Street Journal'den Ayşegül
Akyarlı Güven ve Kerim Karakaya ile konuştu.
Meral, 17 Aralık'tan sonra üyelerinin tehditlerle karşılaştığını açıkladı. Rızanur Meral, bazı üyelerinin, bizzat Başbakan'la ayrıca istihbarat teşkilatı ve maliye ile görüştüğünü ve buralardan tehditler aldıklarını iddia etti. Başbakanlık iddialara ilişkin olarak Wall Street Journal Türkiye'ye ilk etapta bir açıklama yapmadı. WSJ Türkiye'nin görüştüğü Maliye Bakanlığı yetkilileri iddiaların gerçeği yansıtmadığını söylediler. Rızanur Meral sorularımızı şöyle yanıtladı:
Tuskon Afrika'da bugüne kadar oldukça güçlüydü. Üyelerin okulları da bu gücü destekler nitelikteydi. Ancak şimdi kulislerde hükümetin Tuskon'dan desteğini çekmesiyle DEİK'in Afrika'da çok güçleneceği konuşuluyor. Sizce Tuskon'un yerine DEİK (Dış Ekonomik İlişkileri Kurumu) geçebilir mi?
Dünya çok büyük. Dünyayı tek bir sivil toplum kuruluşunun kapsaması mümkün değildir. Türkiye de çok büyük. Türkiye'de de bir sürü iş insanına hizmet vermek gerekiyor. Dolayısıyla Deik'in Afrika dahil tüm dünyada iş dünyasına yoğun ve etkin hizmet vermesinden memnuniyet duyarız. DEİK'te de çok etkin hem üyeler hem de yöneticiler var.
Operasyon ve gerilim bu kadar kızışmadan önce cemaate
yakın iş dünyasının tedirginliği konusunu zaten belirtmiştiniz.
Operasyon başladıktan sonra Hizmet hareketine yakın şirketlerle
ilgili yeni bir gelişme yaşandı mı?
Oldu tabi. Büyüklerden başlamak üzere bunlarla görüşüldü. Bir kısmıyla bizzat Başbakan görüştü. Bir kısmıyla da gerek istihbarat teşkilatı, gerek maliyeciler siyasi partilerin temsilcileri ve hatta işadamları dernekleri Tuskon'un üyelerini ziyaret ettiler. "Ya siz şuralara çok yakınsınız. Başınız derde girecek. Listedesiniz". Veyahut da "yoksunuz ama girebilirsiniz bu listelere. Onun için bize üye olun veya buralardan uzaklaşın. Yoksa başınız belaya girer" gibi çok açık tehdit yapıldı. "Sizi sileriz" ifadeleri bile kullanıldı. (Başbakanlık iddialara ilişkin olarak Wall Street Journal Türkiye'ye ilk etapta bir açıklama yapmadı. WSJ Türkiye'nin görüştüğü Maliye Bakanlığı yetkilileri iddiaların gerçeği yansıtmadığını söylediler.)
Böyle olunca "Baskı ve tehdit var. Ama Tuskon üyeleri buna pabuç bırakıyor mu?" derseniz, hiçbiri bırakmıyor. Hem küresel olarak, hem Türkiye'nin milli ve manevi gelenekleriyle örtüştüklerini düşünüyorlar. Yanlış bir iş yapmadıklarını düşünüyorlar. Onlar ticaretlerine devam ediyorlar. Sosyal sorumluluk projeleri desteklerine gelince de, bunun hem Türkiye hem dünya için önemli olduğuna inanıyorlar. Bu noktada da hiçbir geri adım atmıyorlar. Hatta bir üyemize gelmişler. Bunları söyleyince "Madem öyle ben bir yurt yaptırmıştım. Şimdi ikinciyi de yaptıracağım" demiş. Yani insanlarda tam tersine, biraz daha sürdürmekte oldukları projeleri artırma etkisi oluşturuyor.
Sosyal medya ve basında cemaate yönelik yakında bir operasyon başlayacağı konusunda iddialar var. Korkmuyor musunuz?
Biz Allah'tan başka kimseden korkmayız. En büyük hesap günü bizim öbür dünyaya geçişte vereceğimiz hesap. Şu anda Türkiye'de bizim savcımıza, polisimize, mahkemede veremeyeceğimiz bir hesap yok. Alnımız ak, yüzümüz açık. Yaptığımız işler herkese açık ve çok ortaklı. Sen ben o değil. X, Y, Z şahıslarının işi değil. Hocaefendi diyorlar. Okullar Hocaefendi'nin değil, Türk müteşebbislerin. Yurtlar bu semtlerde yaşayan insanların bizzat kurdukları, kira kontratlarını işadamlarının yaptığı, boyayıp badana yaptıkları, restore ettikleri sonradan yönetimine girip idaresinde de yer aldıkları eğitim kurumları. Bunların sahibi halk. Bunlara savaş açmak demek, halkın kendisine savaş açmak demek. Şu anda yapılan bu. Bunda da başarılı olma ihtimalleri de bu yüzden yok. Halkına karşı savaşta başarılı olmuş bir iktidar, yönetici şu anda yok. Kimlerin ürettiğini, kimlerin tükettiğini hepsini insanlar çok açık ve net görüyorlar. Burada da şu anda birçok iş kadını hem ürettikleri hem de mümesilliğini yaptığı ürünleri Afrikalı kadınlara pazarlamaya çalışıyorlar. Tuskon üyeleri gladyatörler gibi dünya arenasında mücadele ederek insanlara istihdam sağlıyor.
-17 Aralık'tan sonra Tuskon üye sayısında artış ya da düşüş oldu mu?
Tuskon'un üye sayısı sürekli artmaya devam ediyor. Ama normal trend dışında bir trend gözlemlenmedi. Normal artış trendi devam ediyor.
-Bazı telefon kayıtları çıktı. İçinde Tuskon'un yöneticilerinin görüşmeleri de var. Bazı şirket ve holdinglerle yakınlaşması görüşmelere yansımış. Kasetler çıktıktan sonra bu holdinglerle ya da şirketlerle görüştünüz mü?
Şimdi irtibatlarımız devam ediyor ama tedirginliklerinin olmaması mümkün değil. Sırtlarında ağır küfeler var. Onlar o paraları kolay kazanmadılar. Büyük organizasyonlar kolay yönetilmiyor Onlar da dünyayla rekabet ediyorlar şu an. Sadece Türkiye'yle değil. Belki iç pazarda çalışıyor ama Türkiye dünyanın en büyük açık pazarı. Dünyada bu kadar rahat girilebilen bir pazar yok. Dış ticaret açığımız da 100 milyar dolar. Böyle bir ortamda onlar üretiyorlar, rekabet ediyorlar herkesle. Yani kibir, endişe, tedirginlik yaşıyorlar. Ama bu ilişkilerine genel itibariyle yansımıyor.
Şunu bilmek lazım. Türkiye çok büyük bir ülke değil. Çok büyük bir ekonomimiz yok. Ekonomideki aktörleri siz birbirlerinden ayıramazsınız. Şunu iddia ediyorum. Gidin hükümete yakın işadamları derneklerine. Deyin ki "Siz şu şu şirketlerle iş yapmayın" deyin. İlk önce onlar bağıracaklardır. Herkes birbirinin ya bayisi, ya distribütörü ya nakliyecisi, ya özel güvenlik sağlıyor, ya kalıp üretiyor. Bu kadar beyaz eşya var. Bunun satış sonrası hizmetlerini kim veriyor? Hem küçük esnaflar veriyorlar. Bunların görüşleri hangi yönde? Bir sürü yönde. Bunlara firmalar servis vermezse sistem çöker. Başbakanın şu an anlayamadığı ekonominin genel yapısı. Ekonomi birbirine bağımlı parçalardan oluşur. Kimi küçüktür, kimi büyüktür. Ama bunların hepsini bir araya getirebilirsen çalışır. Büyükleri çekerseniz küçükler de çöker. Küçükleri çekerseniz büyükler de etkilenir. Bu müdahalelerin de Türkiye'ye faturası çok ağır oluyor şu anda.
-Sizin hayatınızda neler değişti? Bir sürü kaset çıktı mesela. Ne yapıyorsunuz? Psikolojik olarak nasıl etkilendiniz?
İnanın çok az gazete okuyorum. Zaten okunacak gazete çok az kaldı piyasada. Televizyon çok az seyrediyorum. Twitter'a girmiyorum. İnternet'le ilişkimi azalttım. Sıhhatimi öyle kurtardım. Gerçekten kalbinde 3 stent olan biri olarak işin içine çok girdiğiniz zaman içiniz daralıyor. İnanın ben özellikle Başbakan'ın konuşmalarını dinlemeyi bıraktığımdan beri benim sağlığım düzedi.
-Uzun yıllardır bir beraberlik ve iyi geçinen AKP-Cemaat birlikteliği vardı. Bu ihalelerden iş alan Tuskon üyeleri de var. Eğer iddialar doğruysa Tuskon üyeleri de bunlara karışmış olamaz mı?
Tuskon üyesi olup da devletle yakın çalışan insan sayısı çok azdır. Biz "devlete çok yakın çalışırsanız bağımlı hale ve emir alır duruma gelirsiniz. İşiniz iç siyaset ve iktidarlarla iner ve çıkar. İş hayatınızda bir istikrar olmaz. İktidarlar gidince düşersiniz" diyoruz. Biz diyoruz ki "serbest piyasada çalışın belki çok kazanamazsınız ama sürekli büyürsünüz. Verecek hesabınız kolay olur ve huzurlu yaşarsınız. Hem mutluluk hem de sürekli büyüme reçetesi veriyoruz. O nedenle Tuskon'da devletle işi olanları sayısı azdır.
-Peki bundan sonrası için beklentiniz ne?
Tuskon 22 yıldır var. İş dünyasında Tüsiad 40 yıldır var. Bu arada gelen giden iktidarların, siyasilerin sayısı çok fazladır. Siyasiler gelir geçer. Partiler gelir geçer, ama sivil toplum kuruluşları, halkın gönlünde yer alan cemaatler yıllarca devam ederler. Türkiye'de neredeyse yok olmuş cemaat bulamazsınız. Halkın gönlüne giden bir şeyi siyaset söküp çıkaramaz. Buradan sonucu siz çıkarın.