TUSKON Başkanı'ndan bomba tehdit iddiası
Abone olSon dönemde Türkiye'nin gündeminin sırasında yer alan Cemaat-Ak Parti kavgasınnı iş dünyasına etkileri sürüyor.TUSKON Başkanı Rızanur Meral, WSJ'ye gündemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Gülen Cemaatine yakınlığı ile bilinen
Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı
Rızanur Meral, "17 Aralık operasyonlarının ardından bazı
üyelerinin, bizzat Başbakan'la ayrıca istihbarat teşkilatı ve
maliye ile görüştüğünü ve buralarda bulunan bazı kişilerden
tehditler aldıklarını" iddia etti.
wsj.com.tr’den Ayşegül Akyarlı Güven
ve Kerim Karakaya, Gülen Cemaati ve AKP arasında yaşanan gerilimin
iş dünyasına yansımalarını hakkında bugün yeniden TUSKON
Başkanlığı'na seçilen Rızanur Meral ile görüştü.
Hükümet kanadından bazı isimlerin Gülen Cemaati'ni kastederek,
“Buralardan uzaklaşın. Yoksa başınız belaya girer. Sizi
sileriz" şeklinde tehditler aldığını öne süren Meral, iş
dünyasının birbirine bağlı olduğunu "kendilerine yapılan
baskıların hükümete yakın firmaları da etkileyeceğini"
savundu.
TUSKON hükümet-cemaat gerilimi sırasında Genel Sekreter Mustafa
Günay'ın Fethullah Gülen'le yaptığı telefon görüşmesindeki
'ananas' tartışmasıyla gündeme
gelmişti.
Rızanur Meral’in Wall Street Journal Türkiye’de yer alan söyleşisinin bir kısmı şöyle
TUSKON Afrika'da bugüne kadar oldukça güçlüydü. Üyelerin
okulları da bu gücü destekler nitelikteydi. Ancak şimdi kulislerde
hükümetin Tuskon'dan desteğini çekmesiyle DEİK'in (Dış Ekonomik
İlişkileri Kurumu) Afrika'da çok güçleneceği konuşuluyor. Sizce
Tuskon'un yerine DEİK geçebilir mi?
Dünya çok büyük. Dünyayı tek bir sivil toplum kuruluşunun kapsaması
mümkün değildir. Türkiye de çok büyük. Türkiye'de de bir sürü iş
insanına hizmet vermek gerekiyor. Dolayısıyla DEİK'in Afrika dahil
tüm dünyada iş dünyasına yoğun ve etkin hizmet vermesinden
memnuniyet duyarız. DEİK'te de çok etkin hem üyeler hem de
yöneticiler var.
Operasyon ve gerilim bu kadar kızışmadan önce
cemaate yakın iş dünyasının tedirginliği konusunu zaten
belirtmiştiniz. Operasyon başladıktan sonra Hizmet hareketine yakın
şirketlerle ilgili yeni bir gelişme yaşandı mı?
Oldu tabii. Büyüklerden başlamak üzere bunlarla görüşüldü. Bir
kısmıyla bizzat Başbakan görüştü. Bir kısmıyla da gerek istihbarat
teşkilatı, gerek maliyeciler siyasi partilerin temsilcileri ve
hatta işadamları dernekleri TUSKON üyelerini ziyaret ettiler.
"Ya siz şuralara çok yakınsınız. Başınız derde girecek.
Listedesiniz". Veyahut da, "Yoksunuz ama
girebilirsiniz bu listelere. Onun için bize üye olun veya
buralardan uzaklaşın. Yoksa başınız belaya girer" gibi çok
açık tehdit yapıldı. "Sizi sileriz" ifadeleri bile
kullanıldı. (Maliye Bakanlığı yetkilileri iddiaların gerçeği
yansıtmadığını söylediler.)
Böyle olunca "Baskı ve tehdit var. Ama TUSKON üyeleri
buna pabuç bırakıyor mu?" derseniz, hiçbiri bırakmıyor.
Hem küresel olarak, hem Türkiye'nin milli ve manevi gelenekleriyle
örtüştüklerini düşünüyorlar. Yanlış bir iş yapmadıklarını
düşünüyorlar. Onlar ticaretlerine devam ediyorlar. Sosyal
sorumluluk projeleri desteklerine gelince de, bunun hem Türkiye hem
dünya için önemli olduğuna inanıyorlar. Bu noktada da hiçbir geri
adım atmıyorlar. Hatta bir üyemize gelmişler. Bunları söyleyince
"Madem öyle ben bir yurt yaptırmıştım. Şimdi ikinciyi de
yaptıracağım" demiş. Yani insanlarda tam tersine, biraz
daha sürdürmekte oldukları projeleri artırma etkisi
oluşturuyor.
Sosyal medya ve basında cemaate yönelik yakında bir
operasyon başlayacağı konusunda iddialar var. Korkmuyor
musunuz?
Biz Allah'tan başka kimseden korkmayız. En büyük hesap günü bizim
öbür dünyaya geçişte vereceğimiz hesap. Şu anda Türkiye'de bizim
savcımıza, polisimize, mahkemede veremeyeceğimiz bir hesap yok.
Alnımız ak, yüzümüz açık. Yaptığımız işler herkese açık ve çok
ortaklı. Sen ben o değil. X, Y, Z şahıslarının işi değil.
Hocaefendi diyorlar. Okullar Hocaefendi'nin değil, Türk
müteşebbislerin. Yurtlar bu semtlerde yaşayan insanların bizzat
kurdukları, kira kontratlarını işadamlarının yaptığı, boyayıp
badana yaptıkları, restore ettikleri sonradan yönetimine girip
idaresinde de yer aldıkları eğitim kurumları. Bunların sahibi halk.
Bunlara savaş açmak demek, halkın kendisine savaş açmak demek. Şu
anda yapılan bu. Bunda da başarılı olma ihtimalleri de bu yüzden
yok. Halkına karşı savaşta başarılı olmuş bir iktidar, yönetici şu
anda yok. Kimlerin ürettiğini, kimlerin tükettiğini hepsini
insanlar çok açık ve net görüyorlar. Burada da şu anda birçok iş
kadını hem ürettikleri hem de mümesilliğini yaptığı ürünleri
Afrikalı kadınlara pazarlamaya çalışıyorlar. TUSKON üyeleri
gladyatörler gibi dünya arenasında mücadele ederek insanlara
istihdam sağlıyor.
Bazı telefon kayıtları çıktı. İçinde Tuskon'un
yöneticilerinin görüşmeleri de var. Bazı şirket ve holdinglerle
yakınlaşması görüşmelere yansımış. Kasetler çıktıktan sonra bu
holdinglerle ya da şirketlerle görüştünüz mü?
Şimdi irtibatlarımız devam ediyor ama tedirginliklerinin olmaması
mümkün değil. Sırtlarında ağır küfeler var. Onlar o paraları kolay
kazanmadılar. Büyük organizasyonlar kolay yönetilmiyor Onlar da
dünyayla rekabet ediyorlar şu an. Sadece Türkiye'yle değil. Belki
iç pazarda çalışıyor ama Türkiye dünyanın en büyük açık pazarı.
Dünyada bu kadar rahat girilebilen bir pazar yok. Dış ticaret
açığımız da 100 milyar dolar. Böyle bir ortamda onlar üretiyorlar,
rekabet ediyorlar herkesle. Yani, endişe, tedirginlik yaşıyorlar.
Ama bu ilişkilerine genel itibariyle yansımıyor.
Şunu bilmek lazım. Türkiye çok büyük bir ülke değil. Çok büyük bir
ekonomimiz yok. Ekonomideki aktörleri siz birbirlerinden
ayıramazsınız. Şunu iddia ediyorum. Gidin hükümete yakın işadamları
derneklerine. Deyin ki "Siz şu şu şirketlerle iş yapmayın" deyin.
İlk önce onlar bağıracaklardır. Herkes birbirinin ya bayisi, ya
distribütörü ya nakliyecisi, ya özel güvenlik sağlıyor, ya kalıp
üretiyor. Bu kadar beyaz eşya var. Bunun satış sonrası hizmetlerini
kim veriyor? Hem küçük esnaflar veriyorlar. Bunların görüşleri
hangi yönde? Bir sürü yönde. Bunlara firmalar servis vermezse
sistem çöker. Başbakanın şu an anlayamadığı ekonominin genel
yapısı. Ekonomi birbirine bağımlı parçalardan oluşur. Kimi
küçüktür, kimi büyüktür. Ama bunların hepsini bir araya
getirebilirsen çalışır. Büyükleri çekerseniz küçükler de çöker.
Küçükleri çekerseniz büyükler de etkilenir. Bu müdahalelerin de
Türkiye'ye faturası çok ağır oluyor şu anda.
Uzun yıllardır bir beraberlik ve iyi geçinen
AKP-Cemaat birlikteliği vardı. Bu ihalelerden iş alan TUSKON
üyeleri de var. Eğer iddialar doğruysa TUSKON üyeleri de bunlara
karışmış olamaz mı?
TUSKON üyesi olup da devletle yakın çalışan insan sayısı çok azdır.
Biz "devlete çok yakın çalışırsanız bağımlı hale ve emir alır
duruma gelirsiniz. İşiniz iç siyaset ve iktidarlarla iner ve çıkar.
İş hayatınızda bir istikrar olmaz. İktidarlar gidince düşersiniz"
diyoruz. Biz diyoruz ki "serbest piyasada çalışın belki çok
kazanamazsınız ama sürekli büyürsünüz. Verecek hesabınız kolay olur
ve huzurlu yaşarsınız. Hem mutluluk hem de sürekli büyüme reçetesi
veriyoruz. O nedenle TUSKON'da devletle işi olanları sayısı
azdır.
HABERİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN
TIKLAYIN