TÜSİAD'ın başmüzakereci tercihi
Abone olTürkiye Sanayici ve İşadamları Derneği son heyeti Ankara temaslarında AB'yle ilişkileri yürütecek başmüzakerecinin Uğur Ziyal olmasından yana tavır koydu.
TÜSİAD heyeti, son Ankara temaslarında gönlündeki müzakerecinin
sadece tanımını değil, ismini de zikreti: Roma Büyükelçisi Uğur
Ziyal. Radikal Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Murat Yetkin,
Ankara'daki n arkaplanını yazdı:
- Bakanlar Kurulu'nun önceki gün yaptığı toplantıdan da bir AB
müzakerecisi ismi çıkmadı. Ama hükümetin önünde bu kez iş
dünyasının gönlünde nasıl bir müzakereci yattığına ilişkin somut
bir fikir, hatta bir isim vardı. Türkiye Sanayici ve İşadamları
Derneği (TÜSİAD) yönetimi, 18 Şubat Cuma günü Ankara'da üst düzey
temaslarda bulunurken, ayrıntılı bir müzakereci tanımı yapmıştı.
Tanım o kadar ayrıntılıydı ki, kulislerde 'Bari isim verselerdi'
serzenişlerine yol açmıştı.
Oysa TÜSİAD bu üst düzey görüşmelerden birinde gerçekten bir isim
ortaya atmıştı. Ömer Sabancı başkanlığındaki heyetin Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül ile görüşmesinde TÜSİAD yönetim kurulu üyeleri,
Türkiye'nin artık bir AB müzakerecisi ataması ve mesafe alması
gerektiğini vurgulamıştı. Bu, ekonomik gidişatın düzelerek sürmesi
için de gerekliydi. Bir yandan müzakerecinin atanmaması, diğer
yandan IMF ile anlaşmanın gecikmesi, dış piyasalarda var olan
güveni zedelemeye başlayabilirdi.
Ekonomiden söz edince, Türkiye'nin en büyük işadamı örgütünün daha
ayrıntıya inen görüşleri de vardı. Örneğin, müzakerecinin 'tek
şapkası' olması gerektiğini vurguladılar. Bu vurgunun altında şöyle
bir mantık yatıyordu: Üyelik müzakereleri, her üye adayıyla olduğu
gibi Türkiye ile de üç düzlemde yürütülecekti. Birinci düzlem,
Hükümetlerarası Konferanstı. Burada işin doğasına uygun olan,
Türkiye'yi Dışişleri Bakanı'nın temsil etmesiydi. Zaten Başbakan
Yardımcısı sıfatı da taşıyan Gül, siyasi ağırlığıyla başmüzakereci
olarak öne çıkıyordu. Bir başka müzakere düzlemi, AB nezdindeki
daimi temsilciler toplantısı. Burada zaten ayrı seçime gerek yok.
Her ülkenin AB nezdindeki daimi temsilcisi katılıyor.
Üçüncü ve bizi en çok meşgul eden düzlem, daha çok Türkiye'nin AB
uyumu çerçevesinde yürütülecek görüşmelerin koordinasyonunu yapacak
kişi; müzakereci. Aslında yapılacak işlem bilinen anlamda pazarlığı
içerecek bir müzakere değil, daha çok uyum takviminin ele alınacağı
görüşmeler olduğu için müzakereci tanımı yapılacak işe tam uymuyor
ama, artık kamuoyunda bu tanım yerleşmiş durumda.
Müzakerecinin işi zor. Çünkü daha önceki üyelerin yaşadığı süreçten
anlaşılıyor ki, müzakerecinin asıl işi, kendi ülkesindeki sistemi
ve kamuoyunu uyuma hazırlamak, yeri geldikçe ikna etmek. İş
zor.
TÜSİAD, bu işi hükümetteki genel eğilimin gösterdiği üzere Hazine
Bakanı Ali Babacan'ın yürütebileceği görüşünde. Oysa TÜSİAD,
Babacan'ı Hazine Bakanı olarak başarılı buluyor ve onun ayrılmasını
risk olarak görüyor. Önemli ve zor bir görev olarak algıladıkları
müzakerecinin ise bütün zaman ve enerjisini bu işe vakfetmesi
gerektiğine inanıyorlar. 'Tek şapkalı' olmaktan kastettikleri
bu.
TÜSİAD'cılar Gül'e gönüllerinden geçen müzakerecinin niteliklerini
özetle şöyle sıralıyorlar: Hükümetle uyum içinde çalışabilmeli,
Meclis'e doyurucu açıklama yapabilmeli, kamuoyunu ikna edebilmeli,
müzakere dili ve üslubuna hâkim olmalı ve tabii dış dünyayı,
oradaki dinamikleri iyi takip ve tahlil edebilmeli. Beklenti
yönetiminin üstesinden gelebilmeli. Patronlar bu niteliklere sahip
olacak bir kişinin mutlaka AKP'de aranması gerektiğine de
inanmıyor. Tıpkı Kemal Derviş örneğinde olduğu gibi, iyi bir
teknokratın kabineye dışarıdan atanıp, AB görüşmelerinden sorumlu
ve Başbakan Yardımcısı Gül aracılığıyla Başbakan'a hesap verir
devlet bakanı olarak bu görevi üstlenebileceğini düşünüyorlar.
Bu bırada bir TÜSİAD yönetim kurulu üyesi, "Mesela Uğur Ziyal" diye
sözü ortaya atıyor. Bunun bir öneri değil, 'çizilen profile örnek'
olduğu noktası, konuştuğum kaynaklarca özellikle vurgulanıyor. (Bir
kaynak, 'Aslında Kemal Derviş de iyi olur. Ama CHP'li Derviş'e
hükümet sıcak bakmayabilir' yorumunu getiriyor.) Gül'ün bu 'örneğe'
tepkisi, "Bütün ihtimalleri dikkate alıyoruz" türünden oluyor.
Yani olumlar ya da dışlar bir tepki vermiyor.
Halen Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği'ni yürüten Uğur Ziyal,
Dışişleri Müsteşarlığı döneminde Irak krizi, Kıbrıs görüşmeleri ve
AB sürecinde önemli görevler üstlenmişti. Dışışleri'ndeki yıldızı,
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın siyasi ve askeri baskıyla Suriye'den
çıkartılması ve onu takip eden Adana Mutabakatı sürecinde parlayan
Ziyal, uluslararası hukuk ve müzakere tekniği konusunda da
Dışişleri'nin yetiştirdiği nitelikli diplomatlar arasında
sayılıyor. Ziyal'in, Gül ve Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra
Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay ile de uyumlu çalıştığı
konusunda görüş birliği mevcut.
TÜSİAD'da 'Ziyal seçeneğinin' hükümetçe kabul görmeyebileceği
ihtimali de değerlendiriliyor. Bunun temel nedeni de AKP bünyesinde
bu göreve talip olanların sayısının fazla oluşu. Ancak TÜSİAD,
hükümetin Türkiye için en iyi müzakereci seçeneğinin Ziyal
olabileceğini değerlendirmesini istiyor.
Yazı: Murat Yetkin
Kaynak: