TÜSİADı üzen genç Bakan
Abone olErdoğan ile dün biraraya gelen iş dünyasının büyük patronları kabinedeki bir isimden rahatsız!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dün biraraya gelen iş dünyasının büyük patronları, görüşmede AB sürecinde ilişkilerin gerilmesinden duyulan rahatsızlığın yanı sıra Başmüzakereci Ali Babacan'ın hem AB hem de ekonomi konularında aynı başarıyı sürdüremeyeceğini düşündüklerini dile getirdi.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç'un Başbakan Erdoğan ile 50 dakika süren ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın da katıldığı görüşmesinde, iş dünyasının AB ve makro ekonomi konusundaki kaygıları gündeme geldi.
Sabancı ve Koç, Başmüzakereci Ali Babacan'ın bugüne kadar ekonomik konulardaki performansından memnun olduğunu, ancak AB sürecinin daha da sertleştiği, ekonomik dalgalanmanın büyüdüğü bir ortamda Babacan'ın her iki görevi de aynı başarı ile götürmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Dokuzuncu Kalkınma Planı'na tam destek veren iş dünyası, planın Türkiye'yi AB hedefine taşıyacak kapasiteye sahip olduğu görüşünde. İş dünyası, "bu plana hükümet, siyasi olarak sahip çıkmalı" diyor.
AB sürecindeki gerginlik
Görüşmede, iş dünyası Başbakan'a, AB sürecinde ilişkilerin gerilmesinden rahatsızlığını dile getirdi ancak Kıbrıs konusunda hükümetin tavrını desteklediğini belirtti.
Koç ve Sabancı görüşmede, hükümetin AB konusunda hem içeride hem de dışarıda iletişim stratejisi olmamasından şikayetçi oldu.
İçeride meydanın AB karşıtlarına, dışarıda ise Türkiye karşıtlarına bırakıldğını düşünen TÜSİAD, hükümetin her iki alanda da ayrı ayrı politika geliştirmesini istiyor.
TÜSİAD'ın Başbakan'la görüşmesinin sebebi, hükümetle iş dünyası arasında yanlış anlamaları gidermek ve diyaloğu sürdürmek olarak açıklanıyor.
Erdoğan ne demişti?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 16 haziranda İstanbul Sanayi Odası toplantısında yaptığı konuşmada, KKTC'ye yönelik izolasyonlar kalkmadıkça Ek Protokol ve limanlar konusunda adım atılmayacağını söylemiş ve ''müzakereler durursa durur, biz kazan kazan anlayışına göre hareket ederiz'' demişti.
Kıbrıs konusunda hükümete yapılan muhalefetin çirkin olduğunu belirten Erdoğan, "siz Annan Planı'na 'hayır' diyen Rumları ödüllendirdiniz...'Evet' diyenleri ise cezalandırdınız ve hala devam ediyorsunuz. Bu adalet anlayışına karşısıyız" diyerek AB'ye karşı tepkiyi dile getirmişti.
Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerine ise bugün AB Dönem Başkanı Avusturya'nın Başbakanı Wolfgang Schüssel'den yanıt geldi. Schüssel, ''Türkiye'nin AB yükümlülüklerini müzakere etmeyiz'' dedi.
Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı
AB ile Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin tüm engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başlamıştı.
Kıbrıslı Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve araştırma' başlığında açılıp kapanmasına yönelik itirazları, AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde aşılmıştı.
Son ana kadar Rum kesiminin itirazlarının giderilmesini bekleyen Ankara, AB'nin Ortak Tutum Belgesi'ni inceledi ve Ortaklık Konseyi'ne katılma kararı almıştı.
Bu gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başmüzakereci Ali Babacan, Lüksemburg'a hareket etmişti.
Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin müzakerelerle ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle fiili müzakerelerin yolu açılmıştı.
Belgede, Gümrük Birliği ve Ek Protokol içinde olmak üzere Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine getirilmesinin önemi vurgulanmıştı.
Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı deklarasyona atıfta bulunuyor'' denilmişti.
Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri dönebileceği belirtiliyordu.
'Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB müktesebatının sınırlı olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı gün açılıp kapatılmasına itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk liman ve havaalanlarının açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale getirmeye çalıştı.
Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı
Türkiye ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı. Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden olmuştu.
Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık' ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.
Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle diplomaside pek sık uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala 23.58'de durdurulmuştu.
AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin başlamasında etkili oldu.