TÜSİAD'dan yeni seçim sitemi önerisi
Abone olTÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, nisbi temsil ile iki turlu sistemi bir arada içeren karma bir seçim sistemi ile seçim öncesi ittifaklara yasal zemin sağlanmasını önerdi.
Sabancı, Sanayici ve İşadamları Dernekleri (SİAD) Platformu'nun
Hatay'da düzenlenen başkanlar kurulu toplantısının açılışında,
TÜSİAD olarak 10 yıldır Türkiye SİAD Platformu'nun ve sektörel
dernekler platformunun kuruluşu, gelişmesi ve faaliyetlerine destek
verdiklerini belirtti. Bu süreç içinde yer alırken, her zaman bilgi
ve tecrübelerini aktarırken, eşitlerin birlikteliği prensibini
korumaya özen gösterdiklerini anlatan Sabancı, “Sonunda
federasyonlaşma sürecini tamamlama aşamasına geldik, konfederasyona
doğru ilerliyoruz” dedi. Türkiye'nin Aralık ayından itibaren
ekonomik, siyasal ve sosyal olarak yeni bir döneme gireceğini ifade
eden Sabancı, şunları söyledi: "BELİRLEYİCİ EKSEN AB OLACAKTIR" “Bu
dönemin belirleyici ekseni, AB ile sürdürdüğümüz müzakereler
olacak. Bu müzakerelerde Türk iş dünyasına önemli rol düşeceğinin
bilincindeyiz. Kuruluşuna katkıda bulunduğumuz federasyonların ve
onların oluşturacağı konfederasyonun birincil işlevi, işte bu
müzakere sürecinde köprü görevi üstlenmek, Türkiye'nin müzakere
masasında azami güce ve donanıma sahip olmasını sağlamak olacaktır.
AB'ye uyum çerçevesinde gerçekleştirilmiş olan anayasal ve yasal
düzenlemeler, Kopenhag kriterlerinin kağıt üzerinde
gerçekleştirilmiş olması açısından olumlu bir etki yaratmaktadır.
Uygulama açısından yetersizlikler bulunmakla birlikte bunlar da
zaman içerisinde birer birer aşılacaktır. AB Komisyonu'nun
genişlemeden sorumlu komiseri Günther Verheugen'in 27 Mayıs 2004
tarihinde yaptığı açıklama Türkiye'nin 10 yeni üye ile eşit
muameleye tabi tutulacağının göstergesi olmuştur. Yani Kopenhag
kriterleri açısından Türkiye'nin (kritik kütleyi) aşmış olması,
müzakerelerin başlaması için yeterli sayılacaktır.” TÜSİAD olarak,
Türkiye'nin AB'ye tam üye adaylığı ve müzakerelerin başlaması
yönünde 1995 yılından beri aktif olarak gösterdikleri çabaların
olumlu sonuca yaklaştığı duygusu içinde olduklarına işaret eden
Sabancı, şöyle devam etti: "KRONİK SORUNLARIMIZI ÇÖZMELİYİZ"
“Özellikle Kıbrıs konusunda TÜSİAD'ın, Kıbrıs İŞAD ile yürüttüğü
çözüm yanlısı çalışmaların meyvesini verdiğini söyleyebiliyoruz.
Tabi müzakerelerin başlatılması aşamasına gelmiş olmamız, bizi ülke
içindeki kronik sorunlarımızı halletme konusunda elimizi çabuk
tutmaya da sevk etmelidir. Toplumsal uzlaşma temelinde yükselen
istikrarlı bir siyasi yapı, kalıcı istikrarı sağlamış, yapısal
dönüşümünü tamamlamış, sürdürülebilir büyümeye geçmiş bir ekonomik
yapı, bu süreçte vazgeçilmez ihtiyaçlar olarak önümüze
çıkmaktadır.” SİYASETTE İSTİKRARIN TEMEL DİREĞİ Sabancı, siyasette
istikrarın temel direğinde, çoğulcu demokrasinin gereği olarak
siyasal-toplumsal uzlaşma kültürünün bulunduğunu çok iyi özümsemek
gerektiğini ifade etti. Türkiye'de siyasi istikrarın kalıcı
kılınmasının ve AB'nin siyasi kültürüne uygun bir yapıya
kavuşmasının dört temel gereğinin bulunduğunu bildiren Sabancı,
şunları söyledi: “Çoğunluk, hangi oranda ve hangi sistemle
sağlanmış olursa olsun, uzlaşma kültürü korunmalıdır. Çağdaş
demokrasilerde gelişmişlik, çoğunluğun azınlık haklarını ne ölçüde
koruduğuyla ölçülmektedir. Seçim sistemimiz, karma bir yapıya
yönelmelidir. AB normlarına uygun yeni bir seçim sisteminin
benimsenmesiyle yönetimde istikrar ile temsilde adaletin
dengelenmesi mümkün olacaktır. Siyasi partilerin iç işleyişi,
siyasi kadrolarda değişimi engellemeyen, şeffaf ve demokratik bir
yapıya kavuşturulmalıdır. Devlet kadrolarında başarı ve liyakat tek
ölçüt olmalı, parti tabanını memnun edecek kadrolaşma
çalışmalarıyla kamu yönetiminin işleyişi aksatılmamalı, hizmet
kalitesi düşürülmemelidir.” YENİ SEÇİM SİSTEMİ ÖNERİSİ Genel
seçimlere henüz uzak bir tarihte olunmasının, seçim sisteminin ele
alınması için elverişli bir ortam yarattığına dikkati çeken
Sabancı, şunları kaydetti: “Seçim sistemimizde (temsilde adalet)
ilkesi ciddi biçimde güçlendirilmelidir. Yüksek baraj sistemi
yüzünden yüzde 40'lara varan seçmen oyu boşa gitmektedir. Yüzde
10'luk ulusal baraj, nisbi temsil sistemini adeta ortadan
kaldırmış, seçim sistemini bir çoğunluk sistemi olarak işletmeye
başlamıştır. Çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de nisbi
temsil ile iki turlu sistemi bir arada içeren karma bir seçim
sistemi uygulanır, seçim öncesi ittifaklara yasal zemin sağlanırsa
hem yönetimde istikrar hem temsilde adalet sağlanmış olur.”