TÜSİAD'dan Merkez Bankası çıkışı
Abone olTÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, Merkez Bankası'yla ilgili süren tartışmalara katıldı. Symes, kafa karışıklığı giderilmeli uyarısında bulundu.
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, Merkez Bankası'nın
bağımsızlığının önemine vurgu yaptı ve ekledi:
"İş dünyasının kafasını karıştıran gelişmelerin bir an önce
sonlandırılmasını diliyorum."
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, "Küresel Ekonomik
Beklentiler 2015: Mali Hareket Alanı Yaratmak ve
Kullanmak" Konferansı'ndaki konuşmasında Merkez Bankası
tartışmalarına değindi.
Başaran-Symes şunları söyledi:
"TÜSİAD olarak daha önce de vurguladık; Merkez Bankaları
refah yaratamazlar. Merkez bankalarının ana görevi fiyat
istikrarıdır. Burada belki gündemle ilgili bir tespit yapmak lazım.
Bağımsız kurumlarımızın bağımsızlığını TÜSİAD olarak önemsiyoruz.
Bu kurumların bağımsızlığının Türkiye ekonomisi için önemini burada
bir kez daha altını çiziyorum. Bu konuda TÜSİAD’ın görüşü hiçbir
şartta değişmeyecektir. Dolayısıyla ülkemizde son dönemde bu
yöndeki, kamuoyunun, iş dünyasının kafasını karıştıran gelişmelerin
de bir an önce sonlandırılmasını şahsen ve TÜSİAD olarak diliyorum.
Büyümenin, elbette nitelikli ve sürdürülebilir bir büyümeden
bahsediyorum, günün sonunda üretkenliğe, yani Toplam Faktör
Verimliliği’ne, ve üretkenliği artırabileceğimiz politika
araçlarına da sıkı sıkıya bağlı olduğunu bir kez daha belirtmek
isterim."
FED'İN FAİZ ARTIŞI OLAĞANÜSTÜ ETKİ YARATMAZ
Fed'den gelecek olası faiz artışıyla ilgili de konuşan
Başaran-Symes şöyle devam etti:
"ABD faiz oranı hikayesi önümüzde önemli bir hikaye olarak
duruyor… Bu konu etrafında fazlaca spekülasyon var; gündemleri de
önemli şekilde işgal ediyor. Bugünlerde, Fed'in “faizi
artırabilirim, artırmaya yakınım, artırma ihtimalim güçlü”
gibi olasılıklar ekseninde dolaşan açıklamaları bile
oynaklığın kendiliğinden önemli bir nedeni gibi gözüküyor. Hepimiz
sürekli, neredeyse işimizi gücümüzü bırakıp Fed'in “ne
gün” “ne oranda” faiz artıracağını bekler olduk… İşin
açıkçası, bu muhtemel artışın da sınırlı bir oranda gerçekleşeceği
noktasından hareketle, etkisinin de olağanüstü bir sonuç
doğurmayacağını düşünüyorum."