TÜSİAD 'Zaman kaybediyoruz' tepkisiyle hükümete sordu: B planınız nedir?
Abone olEkonomideki gelişmelere ilişkin eleştirilerini yönelten TÜSİAD'dan yeni bir çıkış geldi. "Zaman kaybediyoruz" TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, "B planınız nedir?" diye sordu.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, yönetimin yanlış politikaları
sebebiyle ekonomik çöküntünün devam ettiğini vurgulayarak "Bu
politikalarda ısrar ettikçe zaman kaybediyoruz" dedi. En başta
doğru bir çerçevede ilerlenseydi bu krizin yaşanmayacağını dile
getiren Turan, ekonomi yönetimine "B planınız nedir" sorusunu
yöneltti.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan, Sözcü’den Sayime Başçı’nın sorularını yanıtladı. Ekonomide yavaşlamanın şiddetlendiğini belirten Turan “Ekonomik göstergelerin istenilen çerçeveden uzaklaştığı bu ortamda reel sektör olarak sormamız gereken şu; bu politikalar belli ki sonuç vermedi. Ekonomi yönetiminin B planı nedir” diye sordu.
'Bu politikalarda ısrar ettikçe zaman
kaybediyoruz'
Enflasyonla doğru yöntemlerle mücadele edilmediğini belirten Turan,
"Bu yüzden sürekli olarak kamu kurumlarının tahminlerinin yukarı
revize edildiğine şahit oluyoruz. İster enflasyon ve cari açık
olsun ister CDS ve kur olsun en başta hedeflediğimiz yerlerden çok
uzağız. Bu politikalarda ısrar ettikçe zaman kaybediyoruz. Her
kaybedilen zamanın ekonomik açıdan bir maliyeti oluyor. En başta
doğru bir çerçevede ilerlesek ne enflasyon ne de kredi faizleri
bugün bu denli yüksek olacaktı" dedi.
'Yanlış kararların kaçınılmaz sonuçlarını
yaşıyoruz'
Turan, ekonomi yönetiminin aldığı kararların yanlışlığını ve
sonuçlarını ise şu sözlerle açıkladı:
"Türkiye enflasyon hızlanmışken, düşük faiz politikası tercihi
yaptı. Bu tercihin bugün sonuçlarını yaşıyoruz. Bunlar yüksek
enflasyon ve artan döviz talebi. İkinci aşaması da yüksek kredi
faizi, yükselen risk primi ve yabancı sermayeye erişimin yani döviz
kaynağına erişimin zorlaşması. Bunlar olurken, kuru kontrol
edebilmek adına Merkez Bankası rezervlerini harcıyoruz. Alınan tüm
bu makro ihtiyati tedbirlerin maksadının sıkılaştırma değil de esas
olarak dövize kaçışı engellemek adına yapıldığını düşünüyoruz.
Kaçınılmaz sonuç, finansal koşulların sıkılaşması ve krediye
erişimin daha da zor hale gelmesidir. Günün sonunda hem yüksek
enflasyon hem yüksek kredi faizi hem de değer kaybeden bir TL ile
karşı karşıyayız. En başta doğru bir çerçevede ilerlesek muhtemelen
ne enflasyon ne de kredi faizleri bugün bu denli yüksek
olacaktı."