TUSİAD Sezer'i ve hükümeti eleştirdi
Abone olTÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, Kamu reformları konusunda Cumhurbaşkanı Sezer'i ve hükümeti eleştirdi. Sabancı, hükümetten iyi hazırlanmış reform tasarısı istedi.
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ömer
Sabancı, ''Mevcut yönetim sistemini baştan aşağı yeniden düzenleyen
ve onun felsefesini değiştirmeyi öngören bu kapsamda bir reform
çalışmasının, gerekli anayasa değişiklikleri yapılmaksızın gündeme
gelmesini doğru bulmuyoruz'' dedi. Sabancı, MESİAD'ın Mersin
Tüccarlar Kulübü Toplantı Salonu'nda düzenlediği ''Türkiye
Ekonomisi'' konulu konferanstaki konuşmasında, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in kamu reformu kanunları konusundaki vetosunun,
Türkiye'nin gündemini oluşturduğunu bildirdi. Veto gerçeklerinin
temelini, tasarıların yerel ağırlıklı bir devlet modeline gidişi
öngörmesi ve anayasaya aykırılıkların oluşturduğunu belirten
Sabancı, şöyle devam etti: ''TÜSİAD, tasarıların arkasındaki temel
felsefeyi doğru bulmaktadır. Bu konuda destek olduk. Ancak gerek
tasarıların kanunlaştırılması için izlenen yolu, gerekse veto
gerekçelerinde bulunan bazı stratejik konularda hükümetin
yaklaşımını eleştirdik. Mevcut yönetim sistemini baştan aşağı
yeniden düzenleyen ve onun felsefesini değiştirmeyi öngören, bu
kapsamda bir reform çalışmasının, gerekli anayasa değişiklikleri
yapılmaksızın gündeme gelmesini doğru bulmuyoruz. Yeni yasaların
öngördüğü biçimde yeni görevler üstlenecek kurumlar gerektiği gibi
hazırlanmadan, kapasiteleri geliştirilmeden ve süreç ayrıntılı
biçimde planlanmadan, yeni yetki ve sorumlulukların dağıtılması
yanlıştır ve reformun başarılı olması mümkün olmayacaktı. Amacımız
(biz söylemiştik demek) değil, bu kapsamda ve önemde bir reform
tasarısı için henüz hala zamanın tükenmediğini ve daha iyi
hazırlanmış bir tasarının kamuoyuna da iyi anlatılarak gündeme
getirilmesinin elzem olduğunu söylemeye çalışıyoruz.'' ENDİŞELER AB
Türkiye ilerleme raporu öncesindeki eleştirel değerlendirmelere de
dikkati çeken Sabancı, şöyle devam etti: ''Olumlu uygulama
örneklerinin bulunmayışı bir yana, Avrupa kamuoyundaki olumsuz
Türkiye imajını destekleyen olaylar da işlerimizi zorlaştırıyor.
Kadına pozitif ayrımcılık yapılmasına ilişkin girişimlerin iktidar
partisince engellenmesi, töre cinayetleri, yargı skandalları,
güvenlik güçleriyle yapılan kötü muamele örneklerinin caydırıcı
biçimde cezalandırılamaması, hukuk devleti ilkesini çiğneyen
uygulamalar eleştiri yöneltilmesine yol açabiliyor. Bu çerçevede
kuşkusuz, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri'nin göreve
başlaması ve TCK'daki değişikliklerin meclis gündemine gelmiş
olması, olumlu gelişmeler hanesine yazılmaktadır.'' AB İLERLEME
RAPORU Sabancı, 6 Ekim tarihinde açıklanması beklenen ilerleme
raporu öncesinde Türkiye'nin hiç değilse, hukuk alanında bir boşluk
bırakmaması gerektiğini vurguladı. Hükümetin bu açıdan geniş bir
hazırlık içinde olduğunu bildiklerini anlatan Sabancı, konuşmasını
şöyle sürdürdü: ''Yasa değişikliklerinin arzu ettiğimiz reformların
ruhuna zarar verecek sapmalara uğramadan gerçekleşmesi en büyük
dileğimizdir. Bu konuda iktidar partisine olduğu kadar muhalefet
partisine de büyük sorumluluk düşmektedir. Özellikle TCK
değişiklikleri büyük önem taşımaktadır. Terörle mücadele kanununun
ifade özgürlüğünü sınırlayan etki maddelerini çağrıştıran
düzenlemelerin, TCK'da yer alması gibi olumsuzlukları kaygı ile
karşılıyoruz. Aynı şekilde kadın hakları konusunda bir utanç
abidesi olan töre cinayetleri ile ırza geçme konularındaki ceza
indirimi ve ceza infazının kaldırılması gibi maddelerin artık hukuk
tarihine gömüleceğini umuyoruz.''