TÜSİAD o teklifi sakıncalı buldu
Abone olTÜSİAD 12 yıllık kesintisiz eğitim öngören kanun teklifiyle ilgili açıklama yaptı
TÜSİAD, 12 yıllık kesintisiz eğitim öngören kanun
teklifinin mevcut durumdan dahi geriye gidişe yol açacağını
belirterek, "Teklif gündemden çıkarılmalı. Türkiye'nin ihtiyacı
olan eğitim reformu bu değildir" değerlendirmesini
yaptı.
12 yıl kesintisiz eğitim düzenlemesine yönelik eleştiriler sürüyor.
TÜSİAD, TBMM gündemindeki "İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" hakkında bir açıklama yaptı.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Demokratik, ekonomik ve
sosyal yönden gelişmiş bir ülke olmak yolunda, eğitim reformunda
önceliğimiz yaratıcılık, yenilikçilik, eleştirel düşünme,
araştırma, analitik ve yabancı dil becerileri yüksek gençler
yetiştirmek olmalıdır. Çocuklarımızın iyi birer dünya vatandaşı
olmaları için çevre bilinci, cinsiyet eşitliği, insan hakları, çok
kültürlülük gibi konularda da erken yaşlardan itibaren eğitilmeleri
önem taşımaktadır. Demokratikleşme süreciyle iyi eğitimli, çoğulcu,
özgürlükçü niteliklere sahip bir topluma ulaşmak ana hedef
olmalıdır. TBMM'ye sunulan kanun teklifinin ise, bu hedeflere nasıl
hizmet edeceği şüphelidir.
Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçildikten sonra
ilköğretime erişimde sayısal sorunlar önemli ölçüde aşılmakla
birlikte, kaliteli eğitim verilmesi, okula düzenli devam ve
ilköğretimi tamamlama konularında sıkıntılar devam etmektedir.
Dolayısıyla temel eğitimde öncelik, "nitelikli bir eğitimin,
eşitlik çerçevesinde" tüm çocuklarımıza sunulması olmalıdır.
TEKLİF SAKINCALAR BARINDIRIYOR
Katılımcı ve kapsamlı bir müzakere süreci işletilmeden gündeme
getirilen söz konusu kanun teklifinin ise birçok açıdan sakıncalar
barındırdığı görülmektedir:
Zorunlu eğitimin süresi uzatılırken okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması büyük önem taşımaktadır. Kanun teklifinde bu yönde bir düzenleme yapılmadığı gibi, zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması kararı için de herhangi bir takvim öngörülmemiştir.
EĞİTİMİN NİTELİĞİNE ODAKLANILMALI
Hızlı teknolojik değişimler, toplumdaki herkesin bu değişime ayak
uydurmak için temel eğitimlerinin ve becerilerinin güçlü olmasını
gerektirmektedir. Bu husus, rekabet gücümüzün artması bakımından
önem taşımaktadır. Kanun teklifiyle mesleki yöneltme ve
yönlendirmenin erken yaşlara çekilmesinin; temel eğitim ve
becerilerin yetersiz kalması ve bilinçsiz meslek seçimleri gibi
riskleri bulunmaktadır. Ayrıca bu düzenleme, mesleki yönlendirmeyi
geciktirmeye ilişkin diğer AB ülkeleri politikaları ile de
çelişmektedir. Bunun yanında çıraklık yaşının 11'e indirilmesi
sonucunu doğuracak bir düzenlemenin sakıncaları da dikkate
alınmalıdır. Son yıllarda ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin
ortaöğretim içindeki payının önemli ölçüde yükseldiği de
düşünüldüğünde, verilen eğitimin niteliğine öncelikle odaklanma
gereği açıktır.
KIZ ÇOCUKLARININ KATILIMI İÇİN ENDİŞE
VERİCİ
Teklifte, ilköğretimi iki kademeye ayırma ve ilk kademe sonrasını
açık öğretimle ilişkilendirme yönündeki düzenlemelerin özellikle
kız çocuklarının eğitime katılım ve okula devamları açısından
yaratabileceği sakıncalar ayrıca endişe vericidir. Bunun yanında,
ilköğretim birinci kademeden ikinci kademeye geçişin yeni bir
merkezi sınav modelini beraberinde getirip getirmeyeceği de
belirsizdir.
GERİYE GİDİŞE YOL AÇAR
Sonuç olarak; TBMM gündemindeki kanun teklifi mevcut
durumdan dahi geriye gidişe yol açacaktır; Türkiye'nin ihtiyacı
olan eğitim reformu bu değildir. Bu çerçevede, teklifin gündemden
çıkarılması ve eğitim sistemimizde reformların bilimsel dayanakları
sağlam, mevcut kazanımları dikkate alan ve nicelik ile nitelik
sorunlarını çözmeye yönelik bir yaklaşımla ve katılımcı bir süreçle
gerçekleştirilmesi gereklidir."