Türkten hodri meydan
Abone olDTP'li Ahmet Türk, Erdoğan'a meydan okudu: Bizi makarnayla susturamazsnız
DTP grubunda konuşan Ahmet Türk, yerel seçimlerde Diyarbakır'ı
isteyen Erdoğan'a meydan okudu. Diyarbakırlının 3 kilo
şekere kendini satmayacağını iddia eden Türk, halkın özgürlük
taleplerinin makarnayla susturulamayacağını söyledi.
''HALKIMIZ KENDİNİ SATMAZ''
Başbakan Erdoğan'ın, Diyarbakır, Mardin ve Tunceli'de belediye
seçimlerinin alınması için talimat verdiğini ileri süren Türk,
şöyle devam etti: ''5 kilogram kömür, 5 kilogram makarna, 5
kilogram şekerle halkı kazanacağını, halkı aldatacağını zannediyor.
Halk 'bu kan dursun' diyor; barış için çığlık atıyor. Siz
duymuyorsunuz. Makarna, kömür bu çığlığı susturabilir mi? Barışı
sağlayabilir mi?
Yoksulun sırtından siyaset yapmayın. Yoksulun sorunlarını çözecek
bir anlayışla gidin. Bugüne kadar bölgeye kaç fabrika yaptınız?
Ortada bir şey yok. Halkımız 3 kilogram makarnaya, şekere tenezzül
edip kendini satmaz. Halk, demokrasi için canını ödüyor, bedel
veriyor. Dağların bombalanmasını istemiyor. Halkın beklentisi bu,
bunu görün.''
Türk, ''Bir şeyleri ortaya atar ama çözüm konusunda reçete sunmaz.
Başbakan, hassas konuları Meclis gündemine taşıma cesaretini
göstermiyor'' diye konuştu. Tartışma zemininin Parlamento olduğuna
işaret eden Türk, ''Türban, bir inanç özgürlüğüdür. Eğer böyle
görüyorsanız, samimi bir şekilde tartışalım. Biz türbanı kadın
hakkı, insan hakkı ve özgürlük olarak değerlendiriyoruz. Bunu artık
siyasi malzeme olmaktan çıkarmak gerekir. Alevilerin de inancı,
felsefesi ve talebi var. Alevilerin taleplerini de değerlendirip
yerine getirmeliyiz. İnanç özgürlüğünü bir bütün olarak ele
almazsak, demokratik bir yaklaşım biçimi olmaz'' ifadesini
kullandı.
''(BEN DEVLETİM) DİYENLER DE HEDEF OLABİLİR''
Hrant Dink'i anma törenine Hükümet temsilcilerinden ve AK Parti'li
milletvekillerinden kimsenin katılmamasını eleştiren Türk, ''Bu,
sizin demokrasi anlayışınız, insan yaşamına yönelik duruşunuzu
ortaya koyuyor. Halkımızı nasıl kucaklayacaksınız, azınlıklara
nasıl sahip çıkacaksınız?'' dedi. Susurluk olayının tüm
aktörlerinin bilinmesine rağmen çetenin ortaya çıkarılmadığını,
bunun için Şemdinli çetesinin ortaya çıktığını ileri süren Türk,
şunları söyledi: ''O çete de ortaya çıkarılmadı arkasından Hrant
Dink olayı, Malatya olayı yaşandı. Bu ülkede dürüst savcıları,
yargıçları görevden alırsanız Susuzluk, Şemdinli, Hrant Dink
olayları önümüze gelebilir. Bu olayı da çözmezseniz yarın belki
bizden biri de hedef olabilir, 'ben devletim' diyen insanlar da
hedef haline gelebilir. Atabeyler çetesi, onların hedefleri basına
yansıdı. Bugün sıra bizde yarın sıra sizde de olabilir.''
DTP Grup Başkanı Türk, Başbakan Erdoğan'ın İspanya'da medeniyetler
buluşmasına gittiğini ardından da 350 bin kişinin ölümüyle sorumlu
tutulan Sudan Cumhurbaşkanı El Beşiri'yi davet ettiğini belirterek,
''Eğer Mecliste konuşmaya da davet ederlerse kıyametler kopar bu
ülkede'' dedi.
ECEVİT'İN RAPORU...
Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in 1961 yılında Çalışma Bakanlığı
yaptığı dönemde Kürtlerle ilgili hazırladığı rapora değinen Türk,
sözlerini şöyle tamamladı: ''Bu ülkede bu sorunlar olduğu için
bugün acılı, sancılı süreci yaşıyoruz. Peki Ecevit'in rapor
hazırladığı dönemde PKK var mıydı? Bütün mesele, kendi
yurttaşlarının kimliğini, kültürünü tanıma mantığıdır.
Bir toplum, Bir Türkiye olarak bunun faturasını şimdi hep birlikte
ödüyoruz. O dönemde söz konusu politika yürütülmedi, uygulanmadı.
Bugün, İstanbul'a Adana'ya, Çukurova'ya giden, isteyerek yerleşen
Kürtler var. Eğer bölme düşüncesi olsaydı Batı'da olmazlardı.
Bölgedeki nüfus kadar niye Batı'da olsunlar. Demek ki (bölme)
iddialar gerçek dışı şeyler. Amacımız, demokratik Türkiye'nin
yaratılması için çaba sarf etmek, destek vermek.''