Türköne'nin 'sarhoş Atatürk' yazısı olay!
Abone olZaman yazarı Atatürk'ün 'sarhoş kafayla devlet kurduğu'nu iddia ettiği yazısıyla yine çıldırtacak. Türköne bakın bu kez neler dedi;
Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne,
Atatürk'ün rakı merakını ikinci kez kaleme aldığı bu yazısıyla olay
yarattı.
Türköne geçtiğimiz haftalarda Atatürk'ün 'sarhoş kafayla
devlet kurduğunu' yazmıştı. Bu yazısında iddiasını biraz
daha ileri taşımış ve anılardan yola çıkarak Atatürkçülerin
damarına basmış.
ATATÜRK'Ü ÇİLİNGİR SOFRASINA MEZE
YAPMAK
Kulüp Rakı reklamının "Tekel tarafından" yıllarca kullanıldığını
savunan Türköne, ""Tekel, reklam adına, bu efsaneye hiç itiraz
etmiyor" vurgusunu yaptıktan sonra aynen şu yorumu yapıyor;
"Can Dündar'ın Sarı Zeybek belgeselinden sonra
üretilmeye başlanan aynı isimli bir rakı ve adı doğrudan "Ata" olan
başka bir rakı. Şimdi ne diyeceğiz? Atatürk'ü rakı masasına meze
yapmak çilingir sofralarının adabından mıdır?"
|
Mümtazer Türköne yazısının devamında bu kez 12 yıl Atatürk'ün
özel uşaklığını yapan Cemal Grande'nin anılarını aktarıyor.
SADECE KADIR GECESİ
İÇMEZDİ
Yazısına şöyle devam ediyor;
"12 yıl boyunca özel uşaklığını yapan Cemal Grande, Hürriyet'in
yayımladığı hatıralarında Atatürk'ün her gece yarım kilo
sadece Dimitrokolo marka bir rakı içtiğini naklediyor.
Hatıralarda, Atatürk'ün içkili muhabbetlerine dair çok detay var.
Sadece Kadir Gecesi içmediği ve Nutuk'u yazarken uzun süre
alkol kullanmadığı gibi. Bu içki masası muhabbetleri arasında
salondaki avizelere tabanca ile atış talimi yapmak, Maarif
Vekaleti'ne atadığı Reşit Galib'i iki askerle güreştirmek
gibi ayrıntılar da var."
Türköne bu anıları naklettikten sonra ilk yazısına gelen
eleştirilere şöyle yanıt veriyor;
SARHOŞ KAFAYLA ÜLKE
KURTARILIR
"Cumhuriyet'in kurucusunun içki masalarına meze yapılmasına ve
alkol tüketiminin onun arkasına saklanarak özendirilmesine itiraz
etmek, Atatürk'ü sevip sayanların namus borcu olmalı. Olmuyorsa? O
zaman itiraz edeceğimiz başka bir şey var. Benim sözlerime
takılanların kalıp halinde tekrarladığı bir iddia var: "Bu ülkeyi
Atatürk kurtardı, içkisine karışamazsın." Bu hükümden
sarhoş kafayla ülke kurtulacağı ve devlet kurulacağı sonucu
çıkıyorsa, Atatürkçülük'ten geçinenlerin perişan hali, bu
gerçek olmayan tarihi anlayışının eseri olmalı. Bu anlayış
düzelmeden, bu saplantıda takılıp kalanların bugünün gerçek
dünyasına adım atması mümkün değil.
ATATÜRK MİTOLOJİ KAHRAMANI
DEĞİL
Atatürk, üstün güçleri olan tarih öncesi bir mitoloji kahramanı
değildi. Milli Mücadele'yi, her biri tecrübeli ve aklı başında
vatanseverlerden oluşan geniş bir kadro ile organize bir şekilde
yürüttü. Milli Mücadele'nin bir İttihat Terakki organizasyonu
olduğu tezi, resmî tarihin onca çabasına rağmen bugün ayakta kalan
tutarlı tek tezdir. Hikâyeye, daha Atatürk Samsun'a adım atmadan
Rauf Orbay'ın Bandırma'nın Emre köyünde Ethem Bey'in kapısını
çalması ile başlayıp, Erzurum'da kıdemce daha yüksek Kazım
Karabekir'in Atatürk karşısında hazırola geçmesi ile devam etmek
lazım. Sonrası, büyük bir kısmı ayık kafayla yazılmayan
Cumhuriyet tarihinde bu kahramanlardan hiçbirine
rastlayamazsınız.
SARHOŞ KAFAYLA TARİH
YAZILMAZ
Sarhoş kafayla ne tarih yapılır, ne de yazılır. Millî Mücadele fedakâr bir kadro ile yürütüldü. Sonra, iktidar mücadelesinde bu kadro tasfiye edildi. Atatürkçülerin inandığı tarih de Milli Mücadele'nin değil, sonrasında iktidar mücadelesini kazananların tarihi. Güneş rakı burcuna girdiği zaman "Rakı şişesinde bir balık olsam" diyen akşamcıların derin felsefesine saygı duymak gerekir. Ama unutmayalım: Her balık hafızasından şikâyetçidir.
Atatürk cumhuriyeti kurarken kaç promil alkollüydü?
Mümtazer Türköne'nin bugünkü yazısında sorduğu bu soru
Atatürkçüleri yerinden zıplatacak!