Türkmenler medeniyetin ta kendisi!
Abone olKürt aşiretlerinin kurduğu IKDP ve IKYB arasında kalan Türkmenler'in şanlı bir geçmişi var..
Türkmenler'in en önemli özelliklerinin başında, Irak'ın en
eğitimli toplumu olmaları geliyor. Türkmenler, Araplar'ın dışında
3-3.5 milyon nüfuslarıyla Irak'ın temel unsurlarından birini
oluşturuyor. Yaklaşık bin yıldan fazla bir zamandır bölgede
varlığını sürdüren Türkmenler, Osmanlı hakimiyeti altında geçen 14
ile 1918 yılları arasında diğer Irak toplumları gibi huzur içinde
yaşadı. İngilizler'in bölgeyi ele geçirmelerinden sonra 1920
yılında, Türkmenler dahil bütün topluluklar İngiliz mandasına karşı
düzenlenen ayaklanmaya katıldı. 1930'da Irak'ın bağımsızlığının
tanınmasıyla yeni bir sürece giren Irak'ı oluşturan unsurlardan,
silahlanmayan ve çatışmalara asla katılmayan tek grup Türkmenler
oldu. Sünni ve Şii Araplar ve Kürtler zaman zaman Irak'ta yaşanan
iç karışıklıklarda silaha sarılırken, Türkmenler kalemi ellerinden
düşürmediler. Çoğu zaman, Irak'ın kuzeyinde yaşayan Kürt
aşiretlerinin kurduğu IKDP ve IKYB arasında kalan Türkmenler, bütün
zorluklara rağmen eğitimi yüksek öğrenime kadar yaygınlaştırmak ve
kültür seviyeleriyle diğer gruplar arasından sıyrılmak için çaba
harcadılar. Silahla ve kavgayla hiç tanışmayan Türkmenler, 1970'li
yıllarda Saddam Hüseyin yönetiminin baskılarından nasibini aldı.
Gayrimenkul almaları yasaklanan Türkmenler'e ait arazi ve ev gibi
taşınmazlara el koyan Irak yönetimi, çoğu memur ve öğretmen gibi
yetişmiş elemanlardan oluşan birçok Türkmen'i Irak'ın güneyine
sürgün etti. Bu asimilasyon politikasıyla başta Kerkük olmak üzere,
bu kişilerden boşalan evlere Araplar yerleştirilirken, güneye giden
Türkmenler başını sokacak bir ev bulamadılar. Birçok gruptan ancak
yıllar sonra örgütlenen Türkmenler, 1988'de Suriye'nin Şam kentinde
''Irak Milli Demokratik Türkmen Örgütü''nü, Nisan 1996'da da 6
kuruluştan oluşan Irak Türkmen Cephesi'ni (ITC) kurdular. SİLAH
YERİNE KALEM... Başından bu yana Irak'ın bölünmez bütünlüğünü
savunan ITC'nin Yürütme Konseyi Üyesi Dr. Aydın Beyatlı,
Türkmenler'in eğitime olan düşkünlüğünü, ''Yıllarca bize haksızlık
ve baskı yapan kişilerin tamamı kara cahildi. Biz bunlara
kızgınlığımızı, o kişiler gibi cahil olmamak için verdiğimiz
mücadeleyle gösterdik ve eğitimi teşvik ettik'' diye açıkladı.
Okumaya düşkün Türkmenler, Baas Partisi ve Arap kökenli olanların
20 ek puan verilerek Irak'taki üniversitelere alınması uygulamasına
rağmen, var güçleriyle çalışarak yüksek öğrenim için tüm olanakları
zorladılar. Bu sırada iki ayrı birlik altında örgütlenen silahlı
Kürtler, sık sık yönetime karşı yeni hak talepleriyle ayaklanırken,
Türkmenler bir kez olsun şiddete başvurmayarak, Irak'ın en barışçı
ve demokrasi yanlısı grubu olma özelliğini taşıdı. 1950'li
yıllardan başlayarak sayıları binlerle ifade edilen birçok
Türkmen'in eğitim görmek için Türkiye'ye geldiğini anlatan Beyatlı,
çoğunluğu mühendis ve doktor olan bu idealist kişilerin üniversite
eğitimini tamamladıktan sonra yurtlarına hizmet vermek için geri
döndüklerini söyledi. IRAK'IN EN KÜLTÜRLÜ VE BARIŞÇI TOPLUMU Kuzey
Irak'taki okullarda öğretmenlik yapanların yüzde 80'ini
Türkmenler'in oluşturduğunu vurgulayan Beyatlı, şöyle konuştu:
''Bağımsız devlet olmak için çalışan Kürtler'in Kerkük ve Musul'da
yaptıklarını herkes gördü. Türkmenler'in evleri ve işyerleri
yağmalandı. Eğitime değer vermeyen bu insanların bir devlet
kursalar nasıl idare edebileceklerini herkes anlamıştır. Biz bu
nedenle Irak'ın en kültürlü toplumu olan Türkmenler'in bölgede
barışın sağlanmasında büyük rol oynayacağına inanıyoruz. Ancak,
çeşitli nedenlerle Irak'ta oluşturulan birliklerden dışlanıyoruz ve
Irak'ta istikrarsızlık dinmiyor.'' Türkiye'ye gelen ve ülkesine
dönmeyen bazı Türkmenler'in önemli kademelerde görev yaptığını
belirten Beyatlı, Türkmen kökenli tanınmış isimlere, eski YÖK
Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı, Gazi Üniversitesi eski Rektörü
Prof. Dr. Ender Hasanoğlu, emekli generallerden Abdurrahman Ergeç,
Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı, bir dönem
Sağlık Bakanlığı'nda müsteşarlık yapan Yunus Müftüoğlu, araştırmacı
Suphi Saatçi, yazar Necmettin Esin, sanatçı Abdurrahman Kızılay ile
gazeteci Reha Muhtar ve şovmen Mehmet Ali Erbil'i örnek verdi. Irak
genelinde okuma-yazma oranının yüzde 75'lere yeni ulaştığını
belirten Beyatlı, Türkmenler'de bu oranın yüzde 95'in üzerinde
olduğunu vurguladı. Beyatlı, Türkmenler'in tek silahlı
birliklerinin yaklaşık bin kişiden oluşan ''Akıncılar'' olduğunu
belirterek, ''Bu birlik de başkanlığımızı ve kendimizi korumak için
kurulmuş bir muhafız alayı özeliği taşıyor ve kimseye tek kurşun
atmış değil. Halbuki diğer grupların silahlı güçleri kendi
aralarında savaş yaptıktan sonra ancak barış masasına oturabildi.
Biz savaşı sevmiyoruz'' dedi. TÜRKMENLER'DEN İNSANLIK DERSİ
Peşmergeler'in Kerkük ile Musul'da Türkmen nüfus ve mülklerini
belirsiz hale getirmek için tapu ve nüfus kayıtlarına yaptıkları
saldırı ve yağmanın aynısının 1991'de Erbil'de yaşandığı kaydeden
Beyatlı, ''Ancak bu kez çok bilinçli ve sistemli hareket ediyorlar.
Bu iş şimdi 12 yıl öncesinden daha organize yapılıyor'' diye
konuştu. Türkiye'den 5 Türkmen doktorla Pazar günü Kerkük'e hareket
edeceklerini söyleyen Beyatlı, Kerkük'te 11 Türkmen doktorun
Vilayet binasında sadece Türkmenler'e değil, Arap ve Kürtlere de
sağlık hizmeti vereceğini kaydetti. Kerkük'de sağlık hizmetinin
verilemediğini vurgulayan Beyatlı, ''Biz Kürt ve Araplar'ın bize
yaptığını onlara yapmıyoruz. Irk ayırmadan herkesin yarasına merhem
olmaya çalışacağız. Bizim evlerimizi yağmalayanlara bile bu
haftadan itibaren sağlık hizmeti vereceğiz'' diye konuştu.