Türkmen Lideri'ne şok teklif!
Abone olHergün biraz daha ileri giden Halilzad, Türkmen Lideri'ne "Kürdistan'ı kabul et" teklifinde bulundu.
Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasında hazırlık
çalışması yürütülen mutabakat zaptı görüşmelerinde ABD Başkanı
George W. Bush'un Irak Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad'ın takındığı
tutum ve izlediği politikalar nedeniyle sonuç alınamıyor. Değişik
kaynaklardan edinilen bilgilere göre, ABD'nin Irak Temsilcisi
Zalmay Halilzad, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) reddedilen
tezkerenin TBMM'de görüşülmesinden bir gün önce Selahaddin kentinde
muhalif gruplarla toplantı yaptı. Bu toplantıda Başbakanlık
Tezkeresi'nin sevk edilmesine alt yapı oluşturan ABD ve Türk
heyetlerinin katıldığı ve 3 hafta süren görüşmelerde varılan tüm
mutabakatların aksine muhalif gruplara taahhütlerde bulunduğu
öğrenildi. Milletvekillerinin bunu öğrenmesi üzerine de TBMM'de
önemli oranda ret oyu kullanılarak, tezkerenin reddedildiği ifade
ediliyor. Halilzad'ın karşılıklı temaslarla endişeleri giderme
yerine, tezkerenin reddedilmesi yönünde gösterdiği faaliyetlerin
mevcut sonucu doğurduğu kaydediliyor. Halilzad'ın ABD Başkanı Bush
adına sergilediği bu davranışlar, Türk tarafının güvenini sarstı ve
bugüne kadar yapılan toplantılardan sonuç alınamamasının altında
yatan nedenin de güven bunalımı olduğu öğrenildi. "HALİLZAD,
TÜRKİYE'Yİ KÜRTLER'İN ÇİZGİSİNE ÇEKMEYE ÇALIŞIYOR" Türkiye'de ABD
Başkanı George W. Bush'un Irak Özel Temsilcisi sıfatıyla temaslarda
bulunan Zalmay Halilzad'ın Dışişleri Bakanlığı'ndaki toplantılar
sonrasında yaptığı açıklamaların aksine temaslarda bulunduğu
öğrenildi. Halilzad'ın Türkiye'nin endişeleri konusunda Irak'ın
kuzeyindeki küçük Kürt gruplarını ikna etmek yerine, onların her
türlü taleplerine karşı taahhütlerde bulunduğu, Türkiye'yi ise Kürt
grupların çizgisine çekmeye çalıştığı belirtiliyor. TBMM'de
reddedilen ikinci tezkere öncesinde hazırlanan Washington'a kadar
bildirilip onay alan mutabakat metnindeki 'Türkmenlerin Başkanlık
Konseyi'nde kurucu sıfatıyla temsil edilmesi, harekat sonrası
yeniden yönetim yapılanmasında Türkmenler'in kurucu millet olarak
kabulü ve Irak'ın kuzeyinde federe bir devlet kurulmaması'
yönündeki tüm taahhütlerinin aksine hareket ettiği öğrenildi.
Irak'ın kuzeyindeki Kürt grupların bağımsız devlet kurma hayali ile
oluşturdukları sözde anayasayı açıklamaları sırasında 'Kürdistan'ın
başkenti Kerkük'tür' iddiasının aksine bugüne kadar bir açıklama
yapılmamış olması da Türk tarafını endişeye sevk ediyor. 800 bin
nüfusu ile Kerkük'te çoğunluğu elinde bulunduran Türkmenler'in her
an bir saldırıya uğrayabilecekleri endişesi de halen
giderilemediğini ifade eden kaynaklar, Kerkük'te demografik yapıyı
bozup nüfus çoğunluğunu ele geçirebilmek için her an silahlı
çatışmalar olabileceğini kaydetti. Harekat bahanesiyle Kerkük'e göç
adı altında Kürt nüfus yerleştirildiğine dikkat çeken kaynaklar, bu
yerleşmenin bir sonraki adımının Türkmenler'e saldırıp, onları
dışarı atarak çoğunluğu ele geçirmek ve burada söz sahibi olmaya
çalışılacağını bilmek gerektiğini ifade etti. "TÜRKMEN CEPHESİ
LİDERİNE 'KÜRDİSTAN' BASKISI" ABD Başkanı Bush'un temsilcisi olarak
toplantılara katılan Halilzad'ın, toplantılarda teknik meselelere
hiç değinmediği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, Halilzad'ın
1932'de yapılan Irak'ın kuruluş anlaşmasında Araplar, Kürtler ve
Türkmenler'in kurucu olduğunu bilmesine rağmen, şimdiki
müzakerelerde Türkmenler'i reddettiği, bu asli problemin aşılmaması
nedeniyle de teknik konulara girilemedi. Son olarak geçtiğimiz
hafta Irak'ın kuzeyine giderek muhalif grup temsilcileriyle
görüşmeler yapan Halilzad'ın, Irak Türkmen Cephesi Lideri Sanan
Ahmet Aga'ya "Sen Irak Kürdistanı'nı kabul et. Konuşmaların da
'Irak Kürdistanı' söyleminde bulun, o zaman seni Başkanlık
Konseyi'ne alacağız. Türkmenler'in güvenliğini biz sağlayacağız"
gibi kabul edilemez tekliflerde bulunduğu öğrenildi. Halilzad'ın
Irak'ın kuzeyine yaptığı son gezide ayrıca, Barzani ve Talabani
güçlerini savaşmaya ikna etmeye çalıştığı, Türkmenler'in kurucu
millet olarak yer almayacağı taahhüdünde bulunduğu da edinilen
bilgiler arasında yer alıyor. "10 ASKER VEREN POLONYA KOALİSYONDA
TÜRKİYE YOK" Dışişleri Bakanlığı'nda uzun süredir devam eden
heyetler arası görüşmelerde sonuç alınamamasının altında yatan
nedenler konusunda kaynaklar, toplantılarda ABD'nin temsilcisi
Halilzad vasıtasıyla izlediği güvensiz politikalar olduğunun
tartışıldığını belirtti. ABD'nin talepleri arasında Türkiye'nin
'kuvvet vermesinin' bulunmadığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK)
sınır ötesinde sadece göçe ve sınırları tehdit edebilecek unsurlara
karşı bulunacağının belirtilmesine karşılık yapılan açıklamalarda,
Türkiye'nin koalisyon içerisinde sayılmaması güveni sarsıyor.
Yetkililer, Türkiye'nin üslerin yeniden dizaynı, Türk hava
koridorunun açılması gibi taleplerde bulunan ABD'ye bunları
sağladığını belirterek, "Sadece sınırdan asker sevkıyatı ve ülkede
asker bulundurulması konusunda hazırlanan tezkere, Halilzad'ın
tezkereden bir gün önceki Selahaddin kenti temaslarının öğrenilmesi
üzerine TBMM tarafından reddedildi. Demokrasiye inanmış bir ülke
olarak ABD'nin bunu saygı ile karşılaması gerekir" görüşünü
savundu. Yetkililer, 10 asker vererek koalisyonda görünen
Polonya'nın aksine Türkiye'nin alınmamasının güven verici
olmadığını ifade ediyor. Türkiye'nin, ABD tarafından terörist ülke
olarak kabul ettikleri İran ve Suriye ile aynı kefeye konulduğunu
ifade eden kaynaklar, hava koridorunu açan, yaralılarını sevk eden
stratejik müttefik denilen Türkiye'nin bunu hak etmediğini
belirtiyor. ABD'nin, harekat nedeniyle Türkiye'den kuvvet talep
etmediğini, buna rağmen koalisyona alınacak ülke statüsünü
belirlerken, 'kuvvet veren ülkeler' ibaresini yerleştirdiğini
kaydeden kaynaklar, "Bu gibi politikalarla Türkiye koalisyon dışı
oluyor" diyerek federe devlet kurulması ve Türkmenler'in kurucu
millet olarak kabul edilmemesi halinde sonuç alınmasının da mümkün
görülmediğini ifade etti. Aynı kaynaklar, Irak'taki Arap ve Şii
grupların da ABD'nin Kürtler'le anlaşmalı politikalar izlemesi
nedeniyle harekata destek vermediklerinin görülmesi gerektiğine
dikkat çekti. "125 BİN ASKER DAHA HAREKATA KATILACAK" ABD'nin Irak
harekatı ile birlikte Türkiye'ye insani sebeplere sığınarak dayatma
denilebilecek düzeyde girişimlerde bulunduğuna dikkat çeken
kaynaklar, TBMM'nin iradesi açıkça ortadayken yaptırılmak
istenenlerin uluslararası kurullara göre doğru olmadığını ifade
ediyor. Bir yandan reddedilen tezkere öncesi sağlanan anlaşmaları
dışlamasını, bir yandan da Türkiye'nin hassasiyetlerine rağmen
insani amaçlı da olsa kullanmaya çalışmasının bunun örneklerinden
olduğu belirtildi. ABD'nin güven vermeyen politikalarının sadece
Türkiye'ye has olmadığını, Arap ve Şii grupların temsilcilerinin de
Kürt yanlısı ABD politikası nedeniyle harekata gerekli desteği
vermedikleri kaydedilerek, meydana gelen direnişler sonrası
koalisyon güçlerinde sevk edilen asker sayısının yetmediğini,
önümüzdeki günlerde 100 bini ABD, 25 bini İngiliz olmak üzere
toplam 125 bin askerin daha harekata dahil edilmesinin beklendiğini
ifade edildi.