Türklüğe hakaret davası başladı

Agos gazetesindeki bir yazıda Türklüğün tahkir ve tezyif edildiği iddiasıyla Fırat (Hrant) Dink ve Karin Karakaşlı'nın yargılandığı davada, Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ile Hukukçular Birliği Derneği'ne üye 9 kişinin müdahillik talepleri kabul edildi. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanık avukatları ile müdahil Mehmet Soykan katıldı. Duruşmaya gelen Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği'ne üye Ramazan Bakkal, Musa Gümüş ve Ramazan Kırkık ile Hukukçular Birliği Derneği'ne üye avukatlar Mustafa Özkurt, Zeki Hacıibrahimoğlu, Namık Nas, Sami Esen, Kemal Kerinçsiz ve Zekeriya Şerbetçioğlu, ayrı ayrı söz alarak davaya müdahil olmak istediklerini söylediler. Mahkeme Hakimi, müdahillik taleplerini kabul etti. Bunun üzerine söz alan avukat Zeki Hacıibrahimoğlu, daha önce dosyaya gelen bilirkişi raporuna katılmadıklarını ifade etti. Duruşmada söz alan diğer müdahiller de, sanıkların cezalandırılmasını istediler. MÜTALAA Duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Muhittin Ayata, yeni Basın Kanunu'na göre, Agos Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Karin Karakaşlı hakkındaki davanın eser sahibi belli olduğu için ortadan kaldırılmasını talep etti. Mütalaasında aynı gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Fırat (Hrant) Dink'in kaleme aldığı yazıdan alıntılar yapan Ayata, Dink'in ''Türklüğü neşren tahkir ve tezyif etmek'' gerekçesiyle cezalandırılmasını istedi. Duruşma, sanık avukatlarının savunmalarını hazırlaması için ertelendi. Bu arada duruşma sonrası müdahillerden Ramazan Bakkal, adliye önünde basın mensuplarına açıklama yaptı. İDDİANAME Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 13 Şubat 2004 tarihli Agos gazetesinde Fırat (Hrant) Dink tarafından kaleme alınan ''Şap parigce'' isimli köşede yer alan yazı nedeniyle, Dink ve gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Karin Karakaşlı'nın, ''Türklüğü neşren tahkir ve tezyif etmek'' gerekçesiyle 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyordu. 3 bilirkişi tarafından 15 Mayıs 2005 tarihinde hazırlanan raporda ise sanıkların eyleminde suçun oluşmadığı ve suç kastının bulunmadığı ifade ediliyordu.