Türklerle Yahudiler akraba mı?
Abone olKoestler Orta Avrupa Yahudilerinin Hazar Türklerinden geldiğini iddia ediyor.
Hürriyet gazetesinde yer alan bir habere göre “13. Kabile’nin
kayıp başkenti İtil bulundu.”
Habere göre “Rus arkeologlar, bin yıl önce Museviliği kabul eden ve
döneminin en zengin devletlerinden birini kurduktan sonra tarih
sahnesinden aniden çekilen Hazar Türkleri’nin kayıp başkenti
"İtil"i bulduklarını açıkladılar.”
Hürriyet’in haberi, Yahudilerle Türklerle akraba olduğu tezini
yeniden gündeme taşımış oldu. Bu tezi savunan popüler isimlerin
başında Kevin Alan Brook ile Arthur Koestler gelmektedir. Brook,
Polonya kökenli Eşkenazi Yahudisi olan bir yazardır. Koestler de
kendi geçmişiyle övünen bir Eşkenazi Yahudisi’dir.
Brook, Hazar Yahudileri adlı kitabında Türklerin soy kütüğünü
Tevrat’ın Tekvin (Yaradılış) bölümünde sözü edilen Gomer’in oğlu
Togarmah/ Targama’ın soyuna dayandırarak İsrailoğulları ile akraba
olduğunu ileri sürmektedir.
adlı çalışması Arthur Koestler, 1976’da yazdığı 13. Kabile adlı
çalışmasında, Orta Avrupa Yahudilerinin Hazar Türklerinden
geldiğini iddia etmektedir.
Türkiye’de kimi masonlar da Yahudiler ile Türkler arasında
akrabalık bağı kurmaya çalışmaktadır. Örneğin halen 065 numaralı
Ege Locası’nın aktif üyesi olan Cahit Ülkü “” adlı kitabında bu
tezi savunmaktadır.Ülkü, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği’nin
web sitesinde yayımlanan söyleşisinde şunları söylüyor:
“Son Hazaryalı, Arthur Koestler’in tezine katkı ötesinde
güç kazandırmıştır. Örneğin, Aşkenazların kökeni, Yahudi-Musevî
kavramları arasındaki fark, Aşkenazlardaki Şamanist izler, Son
Hazaryalı’ya özgü kanıtlardır.”
Ülkü daha ileri giderek “Hürrem Sultan'ın Bir Hazar Yahudisi
olduğunu ve bir başka Hazar Yahudisinden peydahladığı 2. Selim'in
tahta geçmesiyle Osmanlı İmparatorluğu'nda Yahudilerin saltanat
sürmeye başladığını ileri sürmüştür.” (Haluk Hepkon, Yahudi
Türkler, Kürt Yahudiler, 15.07.2005 Radikal)
Kimi masonların Yahudiler ile Türkler arasında akrabalık bağı
kurmaya çalışması pek şaşırtıcı değil. Ama kendilerini bir tür
Yahudi-karşıtı olarak tanımlayan kimi Türkçülerin Eşkenazi
Yahudilerinin Hazar Türklerinin bakiyesi/akrabası sayması çok
ilginç. Hâlbuki Hazar Türklerinin bakiyesi Karaim
Türkleri’dir ve Karaim Türkleri, etnik olarak Türk, din
olarak Musevi olduklarının bilincindedir. (Karaim Türkleri için
bkz., Ömer Erbil, Son Türk Musevileri 19 Haziran 2000 Milliyet;
Tutkun Akbaş, Son 50 Musevi Türk, 21.06.2005 Tempo)
Bu tezlerin amacını saptamak için Brook’un yeni çalışmalarına
bakmak yeterli. Brook, geçmişte bir senaryo ile Türkleri Eşkenazi
Yahudileri ile akraba yaparken, son yıllarda da Kürtleri Seferat
Yahudileri ile akraba ilan etmektedir.
Brook’un yaptığı iş, İsrail’in daha çok Türkiye’ye ihtiyaç
duydukları zaman Türklerle; daha çok Kürtlere ihtiyaç duyduklarında
ise Kürtlerle akrabalık kurgulamaktır. Brook’un İsrail’in yeni
ittifak ihtiyacına göre yeni akrabalıklar türetmesi
mümkün.
Brook, Kürtlerle Yahudilerin akraba olduğuna dair genetik
araştırmalar yayımlanmıştır.
Brook’un söylemi Barzani tarafından da hüsnükabul görmüş gibidir.
Ancak bu hüsnükabulu ve Yahudilerle olan siyasi dostluklarını esas
alarak Barzanilerin Yahudi kökenli olduğunu savunmak mümkün
değildir. Araştırmacı tarihçi Ahmet Uçar’ın ileri sürdüğü
“Barzani’nin Yahudi kökenli olduğu tezi” de aslında Brook’un
kurgusuna uygun bir görüş. (Sefa Kaplan’ın Ahmet Uçar söyleşisi,
Barzani Ailesi’nin Yahudi olduğu ortaya çıktı, 18.02.2003 Hürriyet)
Bizce Barzani’nin Yahudi kökenli olduğu iddiasının sorgulamasını
yapan Muhsin Kızılkaya haklı. (Muhsin Kızılkaya, Yahudiler, Barzani
ve cehalet! 23/02/2003 Radikal)
Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz Rifat N. Bali, haklı olarak
Kürtlerle Yahudilerin akraba olduğu tezinin uyduruk bir tez
olduğunu savunuyor. Ancak Bali’nin bu konuda faturayı Türk
medyasına çıkarması. Hâlbuki bu tezi üreten Türk medyası değil
yukarıda belgelediğimiz üzere Yahudi çevrelerdir. Türk medyasının
yanlışı bu tezleri safça izlemiş olmasıdır.
Brook’un Kürt Yahudi akrabalığından vardığı sonuç
şu:
“Bu heyecan verici araştırmalar gösteriyor ki Kürtler ve Yahudiler
binlerce yıl öncesinde ortak babadan geliyorlar. Bu durum
ümit ederiz ki Kürtleri ve Yahudileri birbirlerinin kültürlerini
öğrenmeye ve Kuzey Irak’ta son yıllarda sahip oldukları dostluk
ilişkilerini sürdürmeye teşvik eder.” (Hasan Kösebalaban,
“Irak Üzerindeki İsrail Planları ve Türkiye”
www.liberal–dt.org.tr/at/at–htk5.htm)
Kürtler ve Yahudiler: Sanal Akrabalıktan Stratejik
İttifaka
Amerika’nın Irak’ı işgali bu özel ilişkinin gelişmesi için, “sanal
akrabalık” üretilmiş ardından bu süreçten “stratejik bir ittifak”
devşirilmesi amaçlanmıştır. Bu işlerin koordinasyonunda
“Israeli Kurdish Friendship League: İsrail-Kürt Dostluk
Ligi” adlı organizasyon öne çıkmıştır. Organizasyonun
başındaki isim olan Moti Zaken’in Kürtler ve Öcalan hakkındaki
görüşü dikkate değer:
“Zaken 28 Şubat 1993’te The Jerusalem Post’ta yayınlanan
makalesinde ‘Arap olmayan bir millet olarak Arap idaresinin
zorluklarını yaşayan Kürtler, kendilerinin istediğini başaran
(bağımsızlık ve Araplara karşı savaşta ayakta kalmalarını
sağlayabilecek askeri güç) İsrail’e hayranlık duyduklarını
belirtiyor. Kürtlerin büyük bir kısmının İsrail’i bir model olarak
gördüğünü, bu yüzden desteği hak ettiklerini vurguluyor.
1994 yılında İsrail Cumhurbaşkanı Weizmann’ın tarihi Türkiye
ziyaretinden dönüşünde Moti Zaken, bu ziyarette İsrail’in
Türkiye’deki ayrılıkçı harekete karşı Türkiye’ye destek sözü
verişinin Öcalan’ın yakalanması sürecini başlattığını hatırlatıyor.
Zaken, 1994’teki bu anlaşmanın küçük bir siyasi hata olmadığını ve
oldukça acı ve yüksek maliyeti olacağını belirtiyor.” (Abdülhamit
Bilici, Kürt Yahudiler, Aksiyon, Sayı: 291,
01.07.2000)
Nitekim bu teze bayılan Kürtçü yazar İsmet Siverekli bile,
Kürtlerle Yahudiler arasında akrabalık kurma çalışmalarının ABD’nin
Irak’ı işgaliyle başladığını itiraf ediyor.
Siverekli’ye göre Kuzey Irak’tan İsrail’e giden Kürtler İsrail’in,
İsrail de ABD’nin bölge politikalarını belirlemektedir.
Siverekli’ye göre ABD işgaliyle bir araya gelen bu iki akraba
topluluğun ittifakı bölgeye huzur getirecektir.
Ezcümle Ortadoğu çok şeye gebe; ama her doğumun sancısını önce
Türkiye çekecek gibi görünüyor.
Ayrıntılı bilgi için bkz: Ali Rıza Bayzan, , İstanbul-2008, IQ
Kültür Sanat Yayıncılık
(Ali Rıza Bayzan)